İlk one shotumda migrencüğümle birlikte yaptığımız mükemmel yazım hatalarıyla resmi olarak rezil olmuş bulunmaktayım. *önünüzde eğilir* *özürdiler*
Ah, birde final yazımı şimdiden yazmaya başladım. Çünkü size olan sevgimi ve minnettarlığımı oturup bir anda yazmam çok büyük gerizekalılık olurdu benim için. O yazıyı herkesin okumasını istiyorum. İster geçen bölüm, ister bu bölüm, ister ilk kitabın ikinci bölümünde okumayı bırakanlar. Hepsinin okumasını istiyorum ama yapmayacakları için boş hayallere kapılmak istemiyorum. Sizden istediğim eğer bu yazıyı gördükten sonra okumayı falan bırakırsanız günler sonra yayınlayacağım final yazımı okumak için bir kontrol edin.
Sizi seviyorum, iyi okumalar<3<3<3
•••
| Sarsılarak ağlamaya devam ederken sırtım sert bir şeye dayandı ve kolların sahibi boynuma masum bir öpücük bıraktı. "İşe yaramayacak biliyorum ama..." Sesi kötü geliyordu. "gerçekten özür dilerim Baekhyun." |
•••
"Uhm," Elimdeki tükenmez kalemle 'bubble tea' yazısının üzerini çizerken sıkıntıyla iç çektim. "Bubble tea dükkanı da olmadı."
"İnsanlar eleman buldukları halde iş ilanlarını neden kaldırmaz ki?" Jong Min sanki iş bulamayan kendisiymiş gibi yüzünü ekşitti. "Peh! Düşüncesiz insanlar."
"Baban ve amcan önemli bir şirketin başında," Yeol mutsuz görünüyor ve uykusundan uyandırılmışçasına homurdanıyordu. "çalışmasan bile istediğin zaman şirkette dolaşıyorsun ve herkes sana iyi davranıyor. Zengin oluşunu saymıyorum bile. Ayrıca biz ona sekreterlik işi için teklifimizi yaptık. Neden Baekhyun işsiz kaldı diye bu kadar üzülüyorsun?"
Jong Min suratını ağlamak üzere olan bir bebek gibi büzdü. "Sen üzülmüyor musun?" Ardından aklına bir şey gelmiş gibi tüm dişleri görünecek şekilde sırıttı. "Ben zenginsem sende zenginsin, ona para verebilirsin. Böylece çalışmasına gerek kalmaz."
"Ah, hayı..." Hayretle araya girdiğimde bu sefer Chanyeol benim lafımı kesti.
"Neden ona para verecek mişim?"
"Çünkü onun sevgilisisin!"
Chanyeol'ün somurtkan yüzü bir anda bozulduğunda kaşları çatıldı ama pek ciddi görünmüyordu. "Değili..."
"Aish! Velet. Birde yalan söylüyor. Dün ona sarıldığını görmeseydim birbirinizden nefret ettiğinizi düşünebilirdim."
"Kapat çene..."
Bir türlü söylediklerini tamamlayamayan Chanyeol'ün sözünü bu sefer ben kestim. "Yah!" Telefonu elinden alınmış bir kız gibi ciyakladım. "Böyle giderse striptiz klübüne iş başvurusu yapacağım."
Chanyeol ifadesiz bir suratla bana tuhaf tuhaf bakarken Jong Min kahkaha atmamak için can çekişerek Chanyeol'e döndü ve elleriyle havaya kıvrımlar çizdi. "Baekhyun'un küçük beyaz poposunu insanlara salladığını hayal etsene."
"Ne dedin?" Chanyeol Jong Min'e vurmak istermiş gibi elini kaldırdı ama ona vurmak yerine neredeyse bitmek üzere olan içeceğini devirdi. Dibinde birkaç yudumluk kaldığından dolayı sıvı dökülmemişti. "Onun poposunu hayal etme."
Bu ikisinin arasında geçen konuşmanın kaynağı neydi bilmiyordum ama konu bambaşka yerlere doğru gidiyordu. Jong Min'in yüzündeki bebeksi ifade hala oradaydı ama Chanyeol...Onu Jong Min'le atıştığı anda ilk defa bu kadar mutlu(?) görüyordum.
"Tanrım...Sen tam bir piçsin." Jong Min'in gözleri alayla kısıldı. "Ae Cha'nın hamile olduğu ilk ortaya çıktığında onun 'küçük' göğüslerini hayal eden sen değil miydin Park Chanyeol?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Cry Tonight ☆ İkinci Kitap ☆ ChanBaek
Fanfiction''Bunca zaman sorun değilmiş gibi davranmaya çalıştım. Derinlerde biliyorum, eğer gidersen bir gün için bile hangi yöne gideceğimi bilemem. Çünkü sensiz kaybolurum.'' DON'T CRY TONIGHT | İKİNCİ KİTAP