18

2.7K 103 3
                                    


Romantik komedi sıralamasında 1. Sıradayız!
Hepinize teşekkürler sevgili dostlarım🤍






İki söz söyleyemezsen, bir ömür kaybedersin

Bugün Güneş sanki Hanzade Konağı'na doğmamış gündüzü gece bellemişti.
Hava oldukça kapalı ve bulutluydu.

Mehpare bu tür havaları severdi. Yağmur yağacak gibiydi.

Havadan dolayı herkes konağın salonundaydı.

Evin yeni çalışanlarından Zümrüt herkese çay servisi yapmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Evin yeni çalışanlarından Zümrüt herkese çay servisi yapmıştı.
Mehpare minderlere oturmakta zorlandığını için evin çeşitli yerlerinde onun için koltuk vardı.
Herkes keyifle çayını yudumluyordu.
Delal yengesinin önüne oturup karnına başını yasladı. Bu yaptığına herkes şaşırdı. Çünkü Delal genel olarak bebekler hakkında konuşmaz veya yengesinin karnına dokunmazdı.

"Hep abla olmak istemiştim. Kısmet hala olamaya imiş. Sizi çok seviyorum. Lütfen yengemi canını yakmadan gelin."
Delal birden ağlamaya başlamıştı.
"Kızım noldu bir anda? Neden ağlıyorsun?"

"Okuldan arkadaşım annesinin ikiz bebek doğurduğu için öldüğünü söyledi. Yengeme bir şey olmayacak değil mi?"

Mehpare'nin gözleri doldu. Delal ona ne kadar yenge dese de Mehpare'yi ablası hatta yeri geldiğinde annesi olarak görüyordu.

Mehpare gidip Delal'e sarıldı.
"Söz veriyorum minik fare. Sen 40 yasına bile gelsen başında deli yengen olacak."
Delal, Mehpare'nin sarılışını sıklaştırdı.

"Dur kız çok sıkma bebekler çıkmasın."

Duygusal atmosferi Devran yine bozduğu için herkes ona kitlenmişti.

"Duygusallığa gelemiyorum canlar."

Aile biraz daha sohbet ettikten sonra herkes işlerinin başına dönmüştü.
Adar bugün geç çıkacağı için karısıyla birlikte odalarında vakit geçiriyordu.

Mehpare perdenin ardından manzarayı izliyordu.
Mardin çok güzel şehirdi.
Adar yavaşça karısına yaklaştı.
Mehpare'nin hamilelik alışkanlığı sürekli eli karnını okşuyordu.
Adar dizlerinin üzerine eğildi. Mehpare'nin karnına minik bir öpücük bıraktı.

"Anneleri yorgun mu?""Babaları sayesinde değil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Anneleri yorgun mu?"
"Babaları sayesinde değil. Adar sonunda ailemiz tamamlanıyor."
"Ben zaten seninle tamamlandım. Şimdi ise senin bana verdiğin hediyeleri seviyorum. Pare'm sen bana bu dünyada verilebilecek en güzel şeyleri altın tepsiyle sundun. Sen benim göklere ulaşan duamsın. "

Mehpare, Adar'ın yanaklarını okşadı. Birbirlerine çok iyi gelmişlerdi.

Adar duş almak için banyoya girmişti. Mehpare ise camdan bakmaya devam etti. Karnına son zamanlarda fazla sancı giriyordu. Fakat şuan ki sancıyı daha önce yaşadığını zannetmiyordu. Başına keskin bir ağrı saplandı. Ağrıya eş çok kuvvetli bir sancı da karnına yerleşti.

Mehpare yere baktığında suyunun geldiğini anladı. Adar'a seslenmek istiyordu fakat sesi çıkmıyordu. Baş ağrısıyla denk gelen sancı Mehpare'yi sanki bitiriyordu. Ağzından kelimeleri bırak çığlık bile çıkmıyordu. Daha fazla acıya dayanamadı. Gözlerinin kararmasıyla bayılacağını anladığında son kalan bilinciyle masaya tutunarak yere çöktü. En son eliyle masadakileri devirip bilincini tamamen kaybetti.

O sırada hazırlanan Adar içeriden gelen ses ile kaşlarını çattı. Bir hışımla dışarı çıktığında karısının yerde uyandığını gördü.
Aklıni kaybedecekti bu görüntü kesinlikle onun akıl sağlığına zarardı.
Hızlıca Mehpare'nin yanına gitti. Nabzını ölçüp kalbini dinledi. O sırada yerde olan ıslaklığı farketti.

Hemen odadan dışarı çıktı.
" Arabaları hazırlayın! Hemen dedim! Acil."
Adar cümle kurabildiği için çok şanslıydı.
Mehpare'yi kucağına zorlanmadan aldı. Bu onun cok güçlü olduğundan değildi. Anlık adrenalin insana çok güç verirdi.

Konak halkı ne olduğunu anlamadı. Ta kii Adar'ın kucağında Mehpare'yi görene kadar.
Herkes yol açıp Adar'ın geçmesini bekledi.
Hevi Hanım hemen telefona serilip Istanbul'a haber etti. Ne kadar Mehpare'nin öz ailesi ile arası iyi olmasa da sonuç olarak ailesiydi ve bu anda yanında olmalarıni isterdi.

Arabalar peşi sıra hastaneye gidiyordu.
Hasan Ağa haber etmişti. Hastanede her sey hazırdı Mehpare bekleniyordu.
Adar hastaneye vardıklarında hemen Mehpare'yi kucağına alıp sedyeye bıraktı. Neler olduğunu doktora anlattıktan sonra kalbini tuttu.

Doktorlar hemen Mehpare'yi ameliyata almıştı.
Zaman su gibi geçiyor ama kimse kapıya çıkıp bir şey demiyordu. Mehpare'nin ailesi de hastaneye ulaşmıştı sonunda. Herkes dua ediyordu. O sırada doktor çıkmıştı.
"Mehpare Hanım'ın eşi kim?"
"Benim. Adar."
"Adar Bey, ameliyat hala devam ediyor. Mehpare Hanım ilk geldiğinde sadece doğum yapıyor sandık. Fakat durum başka. Doğumla birlikte beyin kanaması da geçirmiş. Mehpare Hanım iki durumu da kaldırabilir mi bilmiyoruz. Bu soruyu sormak inanım benim için de çok zor fakat başka bir şansımız yok. Olasılı bir durumda Mehpare Hanım'ı mı kurtaralım bebekleri mi?"

Tüm dünya durmuştu sanki. Dünya da ki herkes bir anda yok olmuştu. Sadece Adar vardı. Ve vermesi gereken karar.

Düşünmedi. Düşünecek bir şeyi yoktu. Cevap netti.
"Mehpare'yi kurtarın."

Adar'ın seçiminin üstünden saatler geçti. Mehpare'yi seçin dedikten sonra ağzını bıçak açmadı. Herkes perişan haldeydi.
Doktor tekrardan kapıda görüldü. Adar ayaklandı.
"Tebrikler bebekler sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi. Erken doğdukları için kuvözde gözlem altında kalacaklar."
"Peki karım nasıl?"
Doktorun yüzü düştü.
"Iki ameliyatta gayet başarılı geçti. Fakat Mehpare Hanım için durumlar hala çok ciddi. Tekrardan bir kanama söz konusu olabilir. Yoğun Bakıma alacağız."
Doktor yine durdu. O cümle Hanzadeleri yaraladı.
"Her şeye hazırlıklı olun."
Doktor daha fazla durmadan ilerledi.
Adar karısının ölmesine hazırlıklı olmalıydı.
Kapılar açıldıktan sonra içeriden iki tane kuvöz çıktı. Aylardır büyük heyecanla bekledikleri yavruları artık kanlı canlı buradaydı ama Mehpare yoktu.

Adar yaklaşamadı. O küçük yerden dokunmasına izin verdi hemşire ama reddetti.
"Daha yeni doğdular benim ellerim temiz değil. Bir sey olmasın."
Hemşire gülümsedi. Yaralı ve bilinçli bir baba figürü vardı karşısında.

Bebeklerin doğduğu ve Mehpare'nin bu durumu tüm Mardin'e duymuştu.
Yaşlı insanlar Mehpare'nin iyiliği için dua ediyordu. Düğünleri olanlar tek tek iptal ediyordu. Hanımağaları canıyla cebelleşirken eğlenmek istemiyorlardı.

Mehpare yoğun bakımda 1 hafta geçirmişti. Bebekler hala kuvözdeydi. Adar 1 haftadır yoğun bakım ve yenidoğanlar arasında gidip geliyordu. 1 hafta 40 yaş almıştı resmen. Soluksuz karısını izliyordu. Eve bir kaç kere gitmiş dinlenmişti. Ama yatağa yatamadı. Mehpare olmadan o yatağa oturmak bile sanki lavın içine girmek gibi yakıyordu tenini.

Mehpare bir anda titremeye başladı. Makineler ötmeye başladığında iceri sayısız doktor girdi. Hemen müdahale etmeye başladılar.
Adar korkuyla karısına bakmaya çalıştı.
O sırada duyduğu cümle yüreğini parçaladı.
"Kalbi durdu."






EDİRNE'DEN MARDİN'EHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin