8. BÖLÜM

270 12 1
                                    

&8

Nefes almak hiç bu kadar zor gelmemişti. Bazen düşünüyorum acaba nerede hata yaptım? Hayatım o kadar mahvolmuştu ki daha ne kadar kötü bir hal alabilir ki demiştim. Bir bebeğim olacağını öğrenmiştim daha günler önce, o an kötü gelsede şimdi dünyanın en şanslı kişi hissediyorum kendimi.

Ellerimi titreme aldı, nefeslerim sıkılaştı. Sanki göğüs kafesim daha da bir ağırlaşmıştı, bedenimde öyleydi. Gözlerim korku ve şaşkınlıkla büyüdü. Göğsüm hızla inip kalkıyordu, boğazımda oluşan yumru ile yutkunmakta zorlandım.

Bana teessüf eder gibi bakıyordu. Ondan saklamak büyük hataydı ve öğreneceğini biliyordum. Hiç değilse boşandıktan sonra öğrenir diye düşünmüştüm ama hayır, nerede açık vermiştim?

Eliyle saçlarımı kenara çekip, boynumu açığa çıkardı. Ardından boynuma daha da yaklaştı ve dudakları, boynuma değidirdi ama öpmüyordu, ardından burnuna derin bir nefes çekti, bende o sırada hem heycandan hemde şimdi napcam korkusu ile titriyordum.

Ellerimi koyduğum, koltuk kulbunu öyle bir sıkıyordum ki sanki titrememi alacak gibi.

Kafasını olduğu yerden kaldırıp tamamen düzeldi ve şimdi dimdik ayakta karşımdaydı.

Sonunda sesimi bulduğumda titreyerek konuştum.

"Se... Sen nasıl? Na... Nasıl olur?"

Dilini üç defa damağına vurduğunda çıkan cık cık cık sesi beni daha da tedirgin etti.

" Gerçekten öğrenmeyeceğimi mi sandın?"

Evet, öyle sanmıştım. Ama nasıl öğrenmişti? O an aklıma gelen şey en mantıklı cevaptı, uyandığımda onun odasındaydım beni bodrum katından çıkarırken elim karnımda uyumuştum belkide ordan anlamıştı. Ama bu çok düşük de bir ihtimaldi, nasıl anlayacaktı ki?

"Hayır, hayır, hayır. Ö... Öyle bir şey yok gerçekten, bunu nerden çıkartıyorsun. Bu saçmalık, senden asla çocuğum olamaz."

Kaşlarını öyle bir çattı ki oturduğum koltukta küçüldüm, eli hızla kolumu buldu ve yüzümü kendine yaklaştırdı, oda bana yaklaştı. Gözlerinden ateş çıkarken, nefesimi tuttum.

"Ne o başkasından mi bekliyordun?"

Dediği şey ile durdum, öyle demek istememişdim.

"Ha... Hayır, çocuk falan yok ayriyeten ne saçmalıyorsun."

Derken hızla ayağa kalktım ve bir kaç adım uzaklaştım. Oda kafasını kaldırıp bana baktı. Titremem daha da artıyordu, korkuyordum. Belkide bunun içinde beni yine o iğrenç yere kapatacaktı.

İfadesi suratının çep çevre saran siyah sakalları, kaşlarının üzerine dökülen kara kaşları ile Ateş katil gibiydi... Ruhumu donduruyordu

Gözleri ansızın sönen bir ateşin soğuğu kadar karardı... Bakışları şimdi korkutucuydu, bana doğru koca bir adım attı. Bedeni dikildi önüme.

Kesiyordu bir bakışıyla, bir sözüyle, bir hareketiyle... Onun etkisine kapılmak istemiyorum ama ben ne kadar kaçarsam kaçayım beni kendine çekiyordu....

" Saçmalıyorum öyle mi? Sesin titriyor, dizlerinde öyle. Madem saçmalıyorum niye bu kadar panik yaptın? Neden bu kadar korkuyorsun?"

Doğruydu, her yerim titriyordu. Yalanım ortaya çıkmıştı ama hala uzatıyordum. Biliyordu, anlamıştı. Nerden öğrenmişti hiç bilmiyorum aklıma hiç bir mantıklı düşünce gelmiyordu.

Yüzüme vuran ılık nefesi, gittikçe bana yaklaşıyordu. Nasırlı parmaklarıyla, belimden tutup kendine aniden çekmesi ile afalladım. Dokunuşlarına, aldanmak onun etkisine kapılmak istemiyorum. Derin nefesler alıp verirken, inip kalkan göğsüm onunkine sürtünüyordu.

Diğer elini kaldırıp önüme gelen saçlarımı geriye itti. Kırmızı, kirazı andıran dudaklarını anlıma bastırdı, ardından şakaklarıma doğru öpücükler kondurmaya devam etti. Dudakları durmamış yanağımı, burnumu, gamzemi öpmüş, dudaklarımı es geçmişti. Bir an orayı da öpsün istedim. Çenemden aşağı inen dudakları, boynuma geldiğinde artık nefes almayı unutmuştum. Ellerimi tutunacak yer arar gibi omuzlarına koyup sıkıca tuttum.

Dudakları, boynumu büyük bir açlıkla öperken iki dudağının arasına aldığı etimi emmeye başlaması ile boğukça inledim. Kendi sesimden utanırken o hala boynumu sömürüyordu.

Dakikalarca iki boynumuda öptü, emdi , yaladı. Artık boynum ıpıslaktı, öpücüklerini durduramıyordum, durdurmakda istemiyordum.

Azılı dişlerini aniden kürek kemiğimin olduğu tarafa geçirdiğinde küçük bir çığlık koptu dudaklarımdan. Onuzumdaki elleri ile onu itmeye çalışsam da olmadı. Isırdığı yeri ilk önce öptü sonra emdi ardından ıslak dili ile üstünden geçti.

Titrek bir nefes verdim, kafamı arkaya atmaktan ensem ağrımaya başlamıştı.

"A... Ateş."

Konuşamıyordum. Bana öyle güzel duyguları yaşatıyordu ki, şuanı bozmak istemiyordum. Nasırlı parmaklarıyla, ince askılımın tekini indirdiğinde, ne zamana kapattığımı bilmediğim gözlerimi hızla açtım.

Omzundaki ellerimi, göğsüne koyarak ittim. Sonunda benden ayrıldığında ikimizde nefes nefeseydik. Elimi boynuma attığımda öpücüklerinin bıraktı ıslaklık elime değdi.

Hızla bir kaç adım geriye atıp, üst kata çıkmak için merdivenlere yöneldiğim de Ateşin boğuk sesini duydum fakat o an duramadım bile.

"Bu, burda bitmedi."

"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.





Selamlarrr nasılsınız

Sizce diğer bölümde ne olacak?👉🏻

Ateş ve Melisin arası düzelecek mi?👉🏻

Kurguyu beğeniyor musunuz?👉🏻


Bu arada bütün capcut yeteneğimi koyarak yaptım. Nasıl ?

SOĞUK KARANLIK |+18|Where stories live. Discover now