20

9 1 10
                                    

düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
olsun artık diyorum ne olacaksa


paralı asker miyim neyim ben
ekleyip duruyorum sabahları akşama

ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor

sorma,
elim kırılsın bir daha
dokunursam güneşe.

-

yüzündeki maskeyi çıkarıp çöpe attı. eldivenlerini çıkarırken yardım etmek için gelen stajyere sağ eliyle durmasını işaret etti ve kendisi çıkardı. kız, bu hareketi karşısında derhal eğilip yanından uzaklaştı. eldivenlerini de maskenin yanına yolladıktan sonra ellerini yıkamaya başladı, o kadar dalgındı ki normalde kesintisiz ellerini yıkadığı bir dakika içerisinde ellerini tırnaklarıyla parçalayacak şekilde yıkarken, şimdi üstünkörü bir şekilde yıkayıp geçmişti. 

az önce doğal sebeplerle hayatını kaybetmiş ama yalnız yaşadığı için öldüğü dört gün sonra anlaşılmış olan bir kadının bedenini incelemişlerdi. kiyoomi için özellikle bu tarz vakalar hep daha sarsıcı oluyordu çünkü bilirsiniz, kiyoomi, yalnız yaşayan ve uğruna kimsenin endişelenmeyeceği tarzda biriydi.

motoya endişelenirmiş gibi gelebilirdi ama eğer aynı ekipte çalışıyor olmasalardı, sakusa'nın kondisyonunu bırakın yaşayıp yaşamadığını bile merak etmezdi. tek öz ailesi motoya ve ailesiydi ama onların da sonradan eklenmiş bir aileden farkı yoktu. sakusa ailesinden kalan miras için orada bekledikleri aşikardı...

kiyoomi, ailesinden ona kalmış hiçbir şeyi istemiyordu.

aslında kiyoomi, bu dünyada elde edebileceği neredeyse hiçbir şeyi istemiyordu. büyük bir evi, güzel bir arabası ve büyükçe bir gardırobu var olabilirdi... bunlar sadece daha yalnız hissettiren saçma sapan şeylerdi. parası vardı, bu kesinlikle reddedilmez bir gerçekti ve parası olduğu için mutsuz falan değildi.

sadece

bazen bu hissiz bedenin içerisine sıkışıp kalmış gibi hissediyordu.

"sakusa?" kendisine seslenen suna ile boş boş baktığı ellerinden ayırdı gözlerini ve arkasına döndü. "iyi misin?" iyiydi. "hm." diye mırıldandı, suna niçin bunu soruyordu ki? hatta nasıl gözlerine bakabilme cüretini gösteriyordu? komik bir adamdı.

güvendiği, sonrasında da utanmazca sakusa'nın sırtından vuran bir adamdı... 

yanından geçip giderken üzerinde hissettiği bakışlarını çok umursamamıştı. bugünlük işi bitmişti ve bir an önce eve gitmek, uyuyamadığı kadar çok uyumak istiyordu. birçoğunuz için suna'ya aldığı tavır çok saçmaydı ama dinleyin beni, sakusa, burada kendini en büyük suçlu olarak görmekten korktuğu için böyle davranıyordu.

evet, yanlış duymadınız. en büyük suçlu aslında kiyoomi'ydi.

eğer biraz daha güven kazanmaya çalışmış olsa ve suna ile sadece ekip arkadaşı gibi değil de yıllanmış güzel bir arkadaşlığı varmış gibi davransaydı, üç yıllık bir ilişkisi olduğunu ve o ilişkinin de miya ikizlerinden gri saçlı atsumu ile (yani osamu) olduğunu bilebilirdi.

bu düşündüğü olasıkların hiçbirini yapmak için gayret etmemişti. aslına bakacak olursanız aksine suna'dan olabildiğince uzak durmaya çalışmıştı, sanki bir parazit olarak görmüştü onu ama muhtemelen şimdiye dek ölmüş olsaydı uğruna bir cenaze töreni düzenleyecek olan tek kişi suna idi.

düşünmekten nefret ediyordu.

ne yazık ki atsumu ile tanıştığı o günden beri düşünüyordu.

hastaneden ayrıldı ve arabasına doğru adımlamaya devam etti. kafası o kadar doluydu ki o ana kadar hiç yapmayacağı şekilde ellerinin önünde bir şey olmadan kapıları itmiş, çantasını temizlemeye çalışmadan omzuna asmıştı. farkındaydı, hayatı artık alışık olduğu çizgiden kopup başka bir rota izleyerek hareket etmeye başlamıştı ve bu korkunç gerçeklikten kaçamıyordu.

alışamıyordu da. ne de olsa kiyoomi ne zaman bir şeylere alışsa kader napıp eder, o alıştığı şeyleri kiyoomi'den alıverirdi. bu hep böyle olmuştu ve inanıyordu ki bundan sonra da hep böyle olacaktı. belki de bu yüzden bu evrenden bir şey isteme cüretini göstermiyordu sakusa, istese ne anlamı vardı ki? kaybedecekti neticede.

kaybedecekti.

telefonu çalmaya başladı ve sürücü koltuğuna yerleştikten arayan kişinin numarasına baktı. kaydetmemişti ama çok iyi tanıyordu bu numarayı.

eve gitmeyi çok istiyordu.

arabayı çalıştırdı ve evinin çok zıt konumunda olan yere sürmeye başladı.

-

AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA
BİRİSİ TYT MATWMATİGİ OLDUSURSN

bedenler | sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin