11 : Tartışma

63 4 0
                                    



Ertesi sabah erkenden , Palominoyu kontrol etmek için dışarı çıktım.

Hava soğumuştu. İçi yün çizmeler ve yağmurluk giymiştim. Sabahın bu erken saatinde yağmur deli gibi yağıyor ve arada gök gürlüyordu. Daha kimse uyanmamıştı. Yağmurluğun kapüşonunu kapatarak hızla ahıra koştum. Yağmurdan ,toprak çiftlik yolunda büyük su birikintileri oluşmuştu. Çizmelerimde çamurlanmıştı.

Nihayet ahıra girdiğimde, sırılsıklam olmuş kapüşonumu açtım.İçeride ışık yanıyordu.

Atların bölmelerinin olduğu tarafa ilerledim.

Ve annem Palomino'nun bölmesinin önünde durmuş onu izliyordu. Beni görmesini istemedim. Ve saman yığının ardında saklanıp onu izledim.

Aslında kalbimin bir yanı değiştiğine inanmak istiyordu. Yıllardır bir annem olmamıştı ve doğal olarak her çocuk gibi bir anneye hasrettim. O sevgiyi tatmayı istiyordum. Gerçekten annemi tanımak istiyordum.

Ama diğer yanım ise , annemin beni sevmediğini,zaten de anne sevgisine ihtiyacım olmadığını ve artık büyüdüğümü söylüyordu.

Kimi zaman bu duygular birbirlerine üstün geliyorlardı. Fakat şu an, ilki daha ağırdı.

Uzun bol paça bir kot pantolon, ve kırmızı ekoseli bir gömlek giymişti. Sarı bukleli saçlarını açmıştı ve başında bir kovboy şapkası vardı. Annem şu anki görünüşüyle oldukça normaldi. Hiçbir zaman onu böyle görmezdim.

Düşüncelere dalmıştı ve gülümsüyordu. Her zaman elmaların durduğu kovadan bir elma aldı. Ve dikkatlice Palomino'ya uzattı.

Palomino'nun ne yapacağını merak ettim. Yani annemi ilk defa gördüğü için , korkmasını, kendisine dokunmasına izin vermeyeceğini düşünüyordum. Çünkü bana , Chris'e , büyükanneme , Frank'e ve hergün gördüğü diğer çiftlik çalışanlarına alışıyordu. Ama ilk defa gördüğü yabancı kişilere karşı oldukça mesafeliydi . Yani aslında insanlara pekte alışmış sayılmazdı. Hala ufak problemlerimiz vardı.

Fakat bu sefer böyle olmadı. Annem elmayı uzattığında korkusuzca aldı ve elmayı yerken kendisini okşamasına izin verdi. Annem onu okşuyor ve güzel sözler söylüyordu. Hayatımda hiç ama hiç görmediğim kadar şefkatliydi.

Ağzım şaşkınlıkla açıldı. Ve hayretle geri adım atarken, arkamdaki kovayı farketmeyip, onu devirdim.

Oluşan gürültüyle, saklandığım saman yığının arkasından dışarı çıktım.

Annemde sesten irkilerek geri adım attı . Bana doğru döndü. Ve telaşla konuştu.

"Ah Abby, seni görmedim..." dedi saçını kulağının arkasına atarak.Sanki şu an karşımdaki kişi annem değildi. Görünüşüyle, herşeyiyle farklıydı.
Evde onu son gördüğümde bir alkolikti.
Şimdiyse, toparlanmıştı ama hala gözlerinin morluğu gitmemişti. Onu dikkatlice süzdüm.

"Bunu nasıl yaptın ? " Dedim Palomino'nun bölmesine yaklaşarak.

Anlamayarak baktı.

"Neyi ? "

"Sana nasıl bu kadar rahat davrandı ? " Ciddileşerek sordum.

"Şey... Bilemiyorum. Büyükannen bana dün , onu buluşunuzdan , onunla ilgilenişinden söz etti. Bende kimse yokken gelip bir bakayım dedim. Gerçekten mükemmel bir at..."

Soruma yanıt alamamıştım. Annemin hayvanlarla arasının iyi olmasına şaşmıştım.Buna inanmak zordu.

Dediklerinin fazla üstüne gitmeyerek, kovayı otlarla doldurdum. Ve Palomino'nun yemliğine doldurdum. Annem kenardan beni izliyordu. Bense o yokmuş gibi davranıyordum.
Derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.
"Sana yardım edeyim, beraber ilgilenelim..."

PalominoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin