Bölüm 3

33.8K 849 130
                                    

Sabah ki, yaşananlardan sonra kahvaltımızı yapamadan sofradan kalkmıştık, birimiz de bile iştah kalmamıştı. Sidar abi'nin âsiliği diyar abim'in sessizliğiyle başlayan kahvaltı hepimize zehir olmuştu. Dedemin konuşacağı konuda hâliyle yarım kalmıştı.

Ben ise merakıma yenik düşüp bu konuyu babamla konuşmaya karar verdim.

Avluda oturmuş yaptığım kahveyi içiyorduk babamla, konuya nasıl gireceğimi bilmediğim için belki babam anlatır diye beklemeye koyuldum. babamın anlatmayacağını anladığım da kendim sormaya karar verdim.

Tam soruyu soracakken, Rahmet amcam yanımızda belirdi." Rasim kalkta nezirxanların oteline gidip konuşalım bakalım dünden sonra hasım olmuşuz gibi göründük, bu adamlara ters düşmeyelim, düşersek bütün mardine ters düşmüşüz demektir!" Dedi.

Babam." Sen git konuş Abi en büyük ayıbı senin oğlun yapmıştır! onların ayaklarına gitmek senin hakkındır. Benim değil." dedi, Babamı ilk defa amcama karşılık verirken gördüm. Anladığım kadarıyla bu sabah amcam, dedem ve Sidar abi'nin diyar abime olan tutumları babamın hiç hoşuna gitmemişti. Yoksa böyle cevap verecek biri değildir. Benim babam kimseyi kırmak istemez.

"Öyle mi oldu şimdi Rasim! benim oğlum ne için çabalıyor, bu aile için çabalmıyor mu? sende, bende bu aileden değil miyiz? hani senin kardeşliğin, hani et tırnaktan ayrılmazdı. Oğlumun yaptığı hatayı böyle yüzüme mi vurman gerekiyordu!"

"Abi beni de anla, dün sidar'ın yaptığı hata bugün bizi geri dönülmeyecek bir yola sokabilirdi, ben kendi canımdan korkuyorsam en adi şerefsiz olayım ama benim de kendi ailem var artık, onları korumak zorundyım. Bugün seninle o otele gelirim ama oğluna sahip çık, ne sen eski rahmet ağasın, ne de ben eski benim, bunlarla uğraşacak gücümüz yok. Bizden geriye diyar ve Sidar var. Onlar da Mervan ağayla baş edecek kadar güçlü değiller bize güvenipte hata yapsınlar istemiyorum."

Her ne kadar aynı fikirde olmak istemesede babam  haklıydı, zamanında görüp geçirdikleri şahit oldukları bir çok kan davası yaşandı, ama hepsi geride kalmıştı, bu saatten sonra bu davalarla uğraşmaları hiçbir şey kazandırmayacaktı.

"Tamam Rasim, sen bugün benimle gelmeyi kabul ettin ya ben ne yapar ne eder sidara mukayet olurum. Sen hiç merak etme,"'demekle yetinmişti koskoca Rahmet ağa "

(Ne demişler denize düşen yılana sarılır.Ama buradaki yılan Rasim değil Rahmetin ta kendisiydi.)

****

Konakta Beklenilen misafirler de gelmişti
Avşin, annesi ve Rukiye yengesiyle otururken yardımcıları nehir ve Kübra da misafirler için servise başlamışlardı.
Oda da sadece eksik olan tek kişi rozerin di, mâlum herkeseten güzel görünmesi
Gerekiyordu çünkü kendi aşiretin de kendinden başka güzel kız olmadığını
Kanıtlaması lazımdı.

(Bu aklı ona verende annesi rukiyeydi)

Rozerin'in sevdiği biri vardı zaten İstanbul da üniversiteye gittiği sırada tanıştığı yeni kız arkadaşı'nın abisine aşık olmuştu, iki yıldır bu aşkı içinde yaşıyordu. Herkesin de tanıdığı bu kişi aslında"Mervan nezirxan" dan başkası değildi.

Mervan ağa 18 yaşında isnabul da üniversite ye gidip orada okumaya başladı. Üniveristeyi bitirdiğinde Mardin'e dönmesi gerekirken dönmeyip İstanbul da yaşamaya karar verdi.

İstanbulda bulunan otelleri için en iyisi'nin bu olacağını düşünüp bu şekil de karar vermişti. Aradan geçen yıllarda küçük kız kardeşini de yanına alıp onun da İstanbul'da okumasını istedi.

Rojda nezirxan, Rozerin'le aynı üniversitede tanışıp arkadaş olmuşlardı.
Mervan nezirxanı ilk defa Rojdayı üniversiteye bıraktığı gün kapıda görmüştü. O gün bugündür rozerinin aklın da sadece Mervan vardı. Aralarında dokuz yaş farka rağmen onu deli gibi seviyordu.

BERDEL+18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin