⚠️1. Bölüm "Giriş..."⚠️

144 24 11
                                    

1. Bölüm:"Herşeye rağmen gülebilmek, düşmanlarına karşı aldığın en büyük zaferindir!" -Mss. Shadow

➰〰➰

Kalemi son bir kez daha çizgilerin üzerinde gezdirirken, bu kağıt parçasının da çöpü boylayacağı; duraksamama sebeb oldu. Defterimin üzerinde ki A4 kağıdına çizili olan insan figürüne şöyle bir göz gezdirdim.

Bir erkek- kime benzetmeye çalıştığım hakkında hiç bir fikrim yok.- oturur bir pozisyonda dururken, Öne doğru eğilmiş sağ kolunun dirseğini sağ dizine yaslamış, elini aşağıya sarkıtıyordu. Siyah gözlüğünün bir çubuğu sarkan elinin parmaklarına ilişmiş umursamazca bırakılmıştı.

Erkeğin-adamın itinayla çizilmiş ince kaşları, yanak tipi burnu, dudakları; alt dudağı üsteki dudağa göre daha dolgun, hafif çıkık elmacık kemikleri ve oval yüz tipiyle belirgin olurken gözlerinin içi yoktu. Saçları ise umursamazca dağıtılmış alnın üzerinde sanki havada asılıydı. Gözlerim siyah-beyaz kara kalem çizimini incelerken tekrardan içi çizilmemiş gözlere çevrildi.

Bu insan figürünü bilinç altıma yerleştiren beynim; gözlerinin hangi renk olduğunu veya hangi ifadeyle baktığını değerlendirmemişti. Sadece kaşları manidar bir şekilde kıvrılmıştı, sanki gözleriyle bir şeyler anlatır gibiydi. Gözlerinin odağı ve merceği çizilmemişse de üst ve alt göz kasları ile kirpikleri kalemimin ince dokusuyla belirtilmişti.

Başka dikkat çeken şey ise adamın dizine dirseğini koyan sağ kolun bileğinde ki cinsiyet sembolü olan dövmeseydi. Mars ve Venüs ahenkle iç içe geçmişti. Yani bu heteroseksüel*liği sembolize ediyordu.

Kaşlarını çatarak, okulun Bahçesinde ki banklarında dizlerimin üzerine hafifçe eğildim. Resmi göz hapsine aldım. Sanki tanıyormuşum gibi bir his belirdi; içimde,en derinlerimde. Ama hafızam bu özelliklere eş değer birisini kapsamıyordu. Yada bunların hepsi bilinç altımın bana oynadığı her zaman ki oyunlarındandı.

Fakat bu her kimse bilinç altımın kurguladığı bir hayal-figürü değildi. Bu daha çok bilinçaltıma işlemiş bir kareydi. Hayatımdan bir kare.

En ince ayrıntısına kadar resmederken kimi böyle incelediğimi kavrayamamıştım. Ben asla bir erkeğe onu her ayrıntısına kadar-gözlerinin içi hariç- gözlerimi gezdirmez, bu kadar çok dikkat etmezdim. Bilinçaltıma böyle sızmasına izin vermezdim.Yada ben öyle sanıyorum.

Hislerimde asla yanılmazdım. Ve sanırım o durumlar içerisindeydim. Hislerim bu erkeği-adamı bir yerde görmüş Olduğum kanıtındaydı. Fakat öyle olsa neden gözlerini resmedecek bir görüntü hafızamın içerisinde o karenin ayrıntılarında yoktu. Onu çok iyi incelemiş olsam, kaşlarının kıvrılarak aldığı o ifadeye sahip gözleri hatırlardım.

"Ne oldu, Başkan?" Ebrar'ın sesiyle, labirente düşmüş düşüncelerimi çekip çıkardım. "Yine ne çizdiysen, kalemin hareketlerini incelemesi en sona bırakmışsın," Meraklı gözleriyle resmi gösterirken, yanıma oturdu. "Hiç değişmemişsin."

Onun resmi görmesini istemeyerek kağıdı ters çevirdim. Ebrar'ın kaşları bu hareketim üzerine şüpheci bir şekilde havaya kalktı.

Güzel kızdı Ebrar. Çok çabuk sinirlenir, zor affederdi. İnce düz koyu kestane saçları, aynı renge sahip koyu gözleri, köşeli yüz hatlarıyla sadık bir dost, iyi bir arkadaştı. Onu, insanların gözünde korkutan şey; hakim çıkamadığı sinirleriydi.

"Bilirsin," kafamı çevirerek tatlı tatlı gözlerine baktım. "İnsanlar zorunda kalmadıkça değişmeleri, imkansızdır."

Küçücük bir şeye sinirlenir, iddia ettiği şey üzerine haklanmadan asla vazgeçmezdi. Fakat karşı taraf tersini iddia etmeye devam ederse işte ozaman içerisinde ki gizli pofucuklu canavar mağarasından büyük ciddiyetle çıkardı.

Son MektupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin