1. Bölüm

626 33 12
                                    

2024 Temmuz, İstanbul

Barış telefonunun zil sesiyle gözlerini açtı. Kaçıncı defa çaldığını bilmiyordu ama bir süredir aynı zil sesi beyninde dönüp duruyordu. Uykusuna devam etmekte dirense de en sonunda açmıştı gözlerini. Elini dikkatsizce başucuna uzattı. Parmakları telefonunu aradı. Telefon ekranına baktığında başta yazıyı okuyamadı, bulanık geldi. Gözlerini kırpıştırdı ve birkaç defa kapatıp açtı. Kim olduğu görünce hemen açtı telefonu.

"Anam benim." Dedi enerjik ses tonuyla. Yeni uyandığını çaktırmamaya çalıştı.

"Oğlum, Barış'ım uyandırdım mı?" Dedi Emine Hanım. Oğlunu çok iyi tanıyordu. Anlamaz mıydı sanki ses tonundan? "Saat erken ama ben dayanamadım aradım, uyuyorsan sonra arayayım oğlum."

"Yok anacığım. Uyanmıştım da kalkmamıştım yataktan." Dedi Barış. Bu kısmen doğruydu. Yatakta oturur pozisyona geçti. "Konuşalım şimdi. Nasılsın? Herkes nasıl? Ters bir şey yok inşallah."

"Oğlum gözümüz yollarda seni bekliyoruz biz." Dedi Emine Hanım hemen konuya girerek.

Barış İstanbul'a birkaç gün önce gelmişti. Almanya'da güzel bir Euro 2024 sezonu geçirmişti her ne kadar hayal ettiği gibi bitmemiş olsa da. Geldiği günden beri arkadaşları Bodrum planı yapıyor, menajeri Tuncay Ağabey yurtdışı seyahatlerini planlaması gerektiğini söylüyor, kendisi ise sadece dinlenmek istiyordu. Elbette dinlendikten sonra ilk planı Rize'ye gitmek, anne babasının elini öpmekti. Ablasını, kız kardeşini ve Pablo'yu da görmeyi iple çekiyordu. Rize'de normalden birkaç gün daha uzun kalmayı hedefliyordu çünkü yıl boyunca çok az gidebilmiş ve ailesine doyamadan İstanbul'a dönmüştü. Ama annesine uzun kalacağının garantisini vermemiş, onu umutlandırmak istememişti. Zira Ağustos başı Beşiktaş ile süper kupa maçları vardı ve devamında kampa katılması gerekiyordu.

"Anacığım planlıyorum, en kısa zamanda geleceğim. Biliyorsun Tuncay ağabey ile de konuştuk." Dedi Barış ve uykusunu açmak için gözlerini ovuşturdu. "En son dün konuştuk onunla. En kısa zamanda yola çıkacağım."

"Tuncay Ağabey'in de geliyor değil mi seninle?"

"Ondan emin değilim anacığım." Dedi Barış. Artık uykusu açılmıştı. Yataktan kalktı. Pencereye ilerledi. Beton yığınının ardındaki mavi denize bakarak omuzlarını esnetti. "Merak etme ama dikkatli kullanırım. O kasada kusur bende değil biliyorsun." Diye hatırlattı annesine. "Bizimkiler ne yapıyor? Kızlar nasıl?"

"Nasıl olsunlar, onlar da seni merak ediyor. Tüm mahalle seni konuşuyor. Tamam alışıktık ama bu kadarına da değil oğlum." Dedi Emine Hanım. Barış hafifçe gülümsedi. "Hepimiz seninle gurur duyuyoruz." Derken sesi çatallaşmıştı annesinin. Gözlerinin dolduğunu hemen anladı.

"Güzel anam bak ben de ağlayacağım şimdi." Dedi Barış hemen. "Ben sizin için yapıyorum her şeyi, benimle gurur duyuyorsanız ne mutlu bana."

"Gel oğlum bir an önce." Dedi Emine Hanım.

"Geleceğim anacığım." Diye söz verdi Barış. O sırada arkadan bazı sesler geldi. "Sen dışarıda mısın?"

"Bahçedeyim oğlum, Nermin Teyzen geldi de şimdi." Dedi Emine Hanım. Nermin Teyze komşularıydı, yakın bir aile dostlarıydı. Çocuklarıyla Barış birlikte büyümüştü. "Sana çok selamı var."

"Sen de selamımı söyle." Dedi Barış. Sesler devam etti. Barış konuşulanları anlamadan annesinin yanıtını bekledi. Bir yandan vücudunu esnetmeye devam ediyordu. "Anacığım, muhabbetinizi bölmeyeyim?" Dedi Barış gülerek.

"Oğlum Nermin'le konuşuyorduk da şimdi." Dedi Emine Hanım. "Yağmur da gelecekmiş Rize'ye işyerinden izin almış 2 haftalığına. Beraber gelsenize. Hem birbirinize yoldaş olursunuz." Dediğinde Barış duraksadı.

Sensiz Olamam | Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin