1.2

116 12 36
                                    


Episode Twelve/Endişe


"İçeri geçebilirsin,evime hoşgeldin Alper!"

Barış ayakkabılarını çıkarıp içeriye doğru adımladı. Üzerindeki siyah montunu çıkardı ve gözleriyle asacak yer aradı. İsmail durumu fark etmiş olacaktı ki gülümseyerek montu Barış'ın elinden aldı ve kapının yanındakı askıya astı. İkisi birlikte salona doğru adımladı,yan yana koltuğa oturdular. İkili bir süre sessiz kaldı,ikiside oldukça heyecanlıydı. Barış kafasını yere eğmiş parmakları ile uğraşıyordu. İsmail boğazını temizledi ve konusmaya başladı

"Eee Alper,Meftun'un benim olmam seni mutlu etti mi?"

"Aslında şuan duygularım çok karısık İsmail. Heyecanlıyım,mutluyum ama garip hissediyorum."

"Neden ki?"

"Bazı endişelerim var İsmail,zamanı gelince öğreneceksın"

"Senin hakkında herşeyi biliyorum ben Alper"

Barış hafifçe güldü

"O kadar emın olma Meftun"

"Alper sen böyle söyleyince merak ettım,anlatsana"

"Neyi anlatayım?"

"Senin hakkında bilmediğim şeyleri anlat"

"Şimdi olmaz İsmail"

"Lütfen"

Dedi İsmail Barış'a yakınlaşarak,Barış İsmail'in kendine yaklaşması ile genç adamın bedenini baştan aşağı süzmüştü. En son dudaklarına takılı kalmıştı. İsmail hala ısrar etmeye devam ediyordu. Barış onu susturmak için elini İsmail'in ensesine attı ve derin bir öpüşmenin içine çekti. Barış çoktan gözlerini kapatmış anın tadını çıkarmaya başlamıştı,İsmail ise aniden bir öpüşmenin içine çekilmesiyle en başta ne yapacağını bilememişti. En sonunda kendıne gelip biricik sevdiğinin öpüşüne karşılık vermeye başlamıştı. Barış boşta kalan elini İsmail'in beline koydu ve yavaşça kucağına oturmasını sağladı. İsmail'in de elleri Barış'ın omuz ve boyun kısmı arasında gidip geliyordu. Yavaşça süren öpüşmeleri Barış'ın araya dilini sokması ile daha da hareketlenmişti,ellerini İsmail'in üstündeki tişörtün eteklerine getirmiş,oradan da çıplak tenine doğru hareket ettirmişti,arada kemikli elleriyle İsmail'in çıplak tenini okşuyor onu huylandırıyordu. İsmail ise halinden oldukça memnundu,sevdiği adamın yıllardır hasret olduğu dudaklarına kapanmış geçen yılların acısını çıkarıyordu. İkilinin öpüşmesi Barış'ın çalan telefonu ile bölünmüştü. 

"Barış telefonunu açsana"

"Boşversene sonra bakarım"

"Saçmalama,önemli birşeydir belki"

"Şuan benim için önemli olan şey sensin Meftun"

"Alper,lütfen telefonuna bakar mısın Balım?"

Barış oflayarak cebindeki telefonu çıkardı. Sinirle telefonu açarak kulağına götürdü

"Ne var?"

İsmail Barış'ın surat ifadesinden ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Barış bir anda sanki dünyanın en kötü haberini almış gibi donmuştu. Telefonu kapatıp İsmail'i kucağından indirdi ve hızlıca ayağa kalktı

"Barış,ne oluyor?"

"İsmail,benim acil gitmem lazım"

"Barış ne olduğunu söyler misin?"

"İnan hiç zamanım yok"

"Bekle,bende seninle geliyorum"


.


Barış ve İsmail gelebilecekleri en hızlı şekilde hastaneye gelmişlerdi. İsmail merakla etrafına bakıyor,neden burada olduklarını anlamaya çalışıyordu. Barış ise oldukça endişeli gözüküyordu. Çocuk bölümüne doğru ilerlediklerinde İsmail'in merak duygusu giderek katlanıyordu. Barış danışmaya doğru ilerledi. İki elini masaya koyarak destek aldı ve nefes alışını düzene sokmaya çalıştı,sonrada masada oturan kadına baktı

"Merhaba,bugün öğle saatlerınde hastaneye Kayra Yılmaz adında bir bebeğin girişi yapıldı mı?"

İsmail duyduğu şey ile Barış'a döndü,Kayra Yılmaz'da kimdi? Barış ailesinin tek çocuğuydu kardeşi olamazdı

"Beş numaralı oda da beyefendi"

"Teşekkürler"

Barış bunu duyduğu gibi koşar adımlarla ilermeye başlamıştı,endişeli gözlerle beş numaralı odayı arıyordu. Odayı bulduğunda kapıyı çalma gereksinimi bile duymadan direkt içeri daldı. İsmail'de peşinden gelerek içeriye doğru adımladı. İçeride Yunus,Mauro ve kucağında bir bebekle yatakta oturan Kerem vardı. Barış Kerem'in yanında giderek kucağındaki bebeği ondan aldı. Kerem yataktan kalktı,gözleri kapıda duran İsmail'e takılmıştı onu burada görmeyi beklemiyordu. Barış kucağındaki bebeğe buruk bir gülümsemeyle baktı. Dudaklarını bebeğin alnına bastırdı,bir süre o şekilde kaldı. İsmail artık bir ne olduğunu öğrenmek istiyordu. Burada olduğunu hatırlatmak ister gibi birkaç kez öksürdü. Barış ona doğru döndü

"Alper,sencede artık bir açıklama yapman gerekmiyor mu?"

Barış Kerem'e döndü

"Kerem,benim şuan Kayra ile kalmam lazım sen anlatsan olur mu?"

Kerem tamam anlamında başını salladı

"Gel İsmail,dışarıda konuşalım"

İkili beraber hastanenin bahçesine çıktı ve bir banka oturdu

"Kerem artık anlatacak mısın neler oluyor? O bebek kimdi?"

Kerem derin bir nefes aldı

"O bebek Kayra Yılmaz,yani Barış'ın oğlu"



Ya'aburnee|Barış Alper Yılmaz&İsmail YüksekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin