4.Bölüm Tanışma

172 11 0
                                    

¶Aile,akla gelebilecek geçmişimize bir bağ,geleceğimize bir köprüdür ¶

Liyan dan

Şuan hepimiz salonda oturmuş birbirimize bakıyoruz benim yanımda kapıda bana sarılan adam vardı.

uzun bir sessizlik sonrası
Hasan bey konuştu
"sana kendimizi tanıtalım
beni biliyorsun ama yinede söyleyeyim ben Hasan Dere 50 yaşındayım Albayım buda eşim biricik karım Nil 46 yaşında ev hanımı şimdi oğullarımda kendini tanıtsın"
ikisinede kafamı sallayıp Alpe döndüm
Alp"benide biliyorsun ama yinede söyleyeyim Alp Dere
28 yaşındayım askerim rütbemde binbaşı" dedi ve sustu bana bakarken gözleri parlıyordu keşke bende öyle bakabilsem ama olmuyor sadece ufak bir tebessüm ettim ona oda tebessümümü görüp atnı karşılığı verdi.sonra yanındakine baktım
"ben Göktuğ 25 yaşındayım mimarım 2.abin oluyorum"
dedi.bana düz bir suratla bakıyordu sanki birşeyleri anlamak için.
sonra dibimde oturan adama baktım bana öyle bir gülümsediki istemsizce bemde gülümsedim ama yanaklaromın kızardığına eminim
"bak kardeşim ben senin en seveceğin abinim adım Ege 23 yaşındayım Aşçıyım kendi restorantım var,yakışıklıyım,sevecenimdir şimdi sen tanıt kendini hadi" dedi.
Ama bem nasıl anlatacaktım kendimi uzun zamandır konuşmuyorum tek tük kelimeler hariç
"b..ben Li..Liyan 14 yaş..yaşındayım" dedim sesim titremişti ve ben kafamı eğdim utanıyordum hemde çok ağlamak istedim ama yapmadım.kafamı kaldırdığımda Nil hanımın sağ gözünden bir damla süzüldü hemen eliyle sildi
"herhangi bir şeye alerjin varmı kızım" dedi
bana kızım demesi o kadar güzeldiki içimdeki küçük ben ellerini çırpıp yerinde zıplıyordu.zorda olsa
"y..yok"
kafasını salladı ve
"açmışsınız sofrayı kurayımmı" diye sordu ben açtım ama yiyebileceğimi düşünmüyorum.
Hasan bey "Ben açım hatunum zaten yoldan geldik ufak tefek şeyler atıştırdık yolda ama doyurmuyor hiçbir yemek senin yaptığın gibi olmuyor"
Nil hanımın yanakları kızarık bir halde salondan çıktı çok tatlı bir kadındı.

Bir süre sonra akşam yemeğini yemiştik tekrar salona geçtik ve çay içiyorduk ki tam o sırada zil çaldı Nil hanım Hasan beye baktı ve elini alnına vurdu
"ben nasıl unuttum" diye hayıflandı Hasan bey
"neyi unuttun hayatım"
Nil hanım "ben şey yaptım,ben annemlere haber vermiş olabilirim" dedi utanarak.
sonra hala ısrarla çalan kapıyı açmak için kalktı bizde ayağı kalkıp kapıya doğru gittik kapının önüne geldiğimizde yaşlı bir amca
"hani nerde torunum nerde gelin söylesene"
arkasındaki yaşlı ama baya dinç olan kadın "tatlım biraz sakin mi olsan bak kalbin var evet gelin kızım nerde torunum"
Nil hanım eliyle beni gösterip
"işte burda" dedi
o yaşlı amca hızla yanıma gelip
"oy benim torunum bumu ne kadar tatlı birşeysin sen öp bakim elimi" dedi ve elini uzattı bende öptüm sonra alnıma koydum geri çekilecekken bana sarıldı sıkı sıkı benden bayağı uzun olduğu için ancak karnına kadar geliyordum zaten bu evdeki tüm erkekler uzun
kendimi cüce gibi hissettim resmen ama dışa vurmadım
o benden ayrılınca yaşlı ama dinç olan kadın geldi oda sarıldı ve" bu yaşlı bunak kendini tanıtmayı unuttu ama ben tanıtayım
benim adım Güldane babaannen oluyorum buda deden Ahmet"dedi ve geri çekildi.
Nil hanım "hadi salona geçelimde diğerleride tanışsın" o an farkettim diğer 2 adamı ve yanlarında kilerini bem onlara bakarken içlerinden biri gözlerimin içine bakıyordu sanki bir şey arıyormuş gibi
o bana bakıyor ben ona bizim bakışmamızı bölen Alp abinin elini belime atıp salona yönlendirmesiydi.

Salona geçip yerime oturdum benim yanımada Alp abi oturdu ve bir kolunu omzuma attı sahiplenici bir edayla sanki biraz kıskançlık sezdim ama.

sonra herkesle tek tek tanışmaya başladım.
"öncelikle merhaba yeğenim ben Ali 48 yaşındayım başkomiserim
bunlarda benim oğullarım asil ve cesur Alp abinle yaşıtlar ikiside savaş pilotu tanıştığıma memnun oldum kızım"dedi ve sustu
onun yanındaki söze girdi
"bende bu şahsın ikiziyim
Burak 48 yaşındayım pöh başkomiseriyim memnun oldum bende kızım bumlarda kendilerini tanıtsın canım" dedi ve geriye yaslandı
yanındaki adam banasına bakıp alınır mış gibi yaptı"aşk olsun baba bak kalbimi kırdın neyse ben tanıtayım kendimi ben Emre
24 yaşındayım ve resim öğretmeniyim tanıştığımıza memnun oldum küçük"dedi
bana küçük demesiyle kaşlarımı çattım ama hemen düzelttim sanırım kendimi çok kaptırdım bir gün sıkılıp bırakacaklardı beni nasıl olsa.
Emre abinin yanındaki kapının önünde gözlerime bakan adam konuştu
"bende Deniz 20 yaşındayım
okuyorum makine mühendisliği memnun oldum " dedi ve sustu hala gözleri gözlerimdeydi bem bakışlarımı ondan çekip hepsine ithafen
"memnun ol..oldum bende
Li..Liyan" dedim kekeleyerek derince yutkundum okadar uzın zaman olmuştuki konuşmayalı.
Hepsi bana bakıp gülümsediler
Sonra Ali bey "eee yenge elinden bir çay alırız artık"
Nil hanım başını sallayıp çay koymaya gitti bende yardım için kalktım ama geri oturttu.

Geceye kadar sohbet ettiler ben ise sessizce onları dinledim tabi tek dinleyen ben değildim Deniz hala bana bakıyordu ben ona bakmamakta diretiyordum.
Bir ara ege yanıma gelip beni bahçeye çıkardı bunalmışsındır dedi bende ona şu zaman kadar kimseye göstermesiğim en sıcak gülümsememi verdim
bana sarılıp canım kardeşim dedi
biraz daha bahçede durup içeri geçtik biz içeri girdiğimizde onlar gidiyordu
vedalaşma faslıda bitince
Nil hanım ve Hasan bey odalarına geçti geriye benim kiminle yatacığıma dair kavga eden kişiler vardı
Göktuğ ise yukarı çıkmıştı bile en sonunda Alp ile yatmam kararlaştırıldı.
Alp beni omzuna atıp odasına götürdü.
odaya gelince beni yatağına oturttu sonra dolabından bir t-shirt ve şort verdi ama bemim kıyafetim vardıki
ben ona şaşkınca bakarken açıklama gereği duydu
"şimdilik bunları giy yarın odanı halledince kendi kıyagetlerini giyersin tamamı güzelim" dedi ve banyoya geçti
bende o çıkmadan hemen üzerimi değiştirdim yorganı kaldırıp yatağa yattım Alp abide banyodan çıkıp ışığı kapattı ama gece lambasını açtı ve yatağa gelip yanıma yattı ben ona bakarken saçlarımı açtı tokayı alıp komodinin üzerine koydu
sonra bir kolunu uzatıp başımı kolunun üzerine koydu belimden tutup kendine çekti kokusu çok güzeldi güven veriyordu bana ama kendimi kaptırmamam lazım yoksa hüsrana uğrardım.bem düşüncelere dalmışken Alp abi "ne düşünüyorsun"
diye sordu bende
"h..hiç" dedim ve kafamı göğsüne gömdüm hala konuşurken utanıyor dum
o da çenesini başıma yaslayıp saçlarımı okşamaya başladı ben uykuya dalarken son duyduğum
"seni asla bırakmıyacam kardeşim" di
ve ben kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım.

AİLE(LİYAN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin