10

619 86 167
                                    

talha'nın evine geldiğimizden beri gitmek istiyordum ama beni bırakmıyorlardı. üzgün olduğum anlaşıldığından bırakmak istemiyorlardı. talha çok ısrar ettiğinden ötürü kıramamıştım. ne geliyorsa başıma bundan geliyordu zaten. hayır diyememekten.

"pişt, ben senin yatağında yatsam sizde burada uyusanız olur mu ya? biliyorsun ben koltukta falan yatamıyorum." talha, gamze'nin isteğiyle gülmeye başladı.

"kraliyet ailesinden geldi çünkü." dedi zehra'ya dönerek. yeri izleyen zehra'dan tepki alamayınca gamze'ye geri döndü. "tamam o zaman sen benim odamda uyursun. oya ile biz de burada kalırız. siz, yerle aşk yaşayan ikili. hey!" bize seslendiğinde ikimizde aynı anda ona bakmıştık.

"siz de misafir odasında."

"olmaz." karşı çıktığımda gamze gülerek omzuma yerleştirdi elini. "biliyorum benimle kalmak isterdin ama ben talha'nın yatağını kaptım, size de misafir odası düştü."

kalacak başka bir oda mühtemelen yoktu. o zaman hemen evi terk etsem iyi olacaktı.

"ben git-"

"hayır. çok geç oldu zaten. bırakmam. bırakmıyoruz dimi aşkım?" kendi evi olmasına rağmen bir de oya'dan onay almıştı. bana tatlı gelmişti. fazlasıyla tatlı. sanki ikisinin eviymiş gibi sorması.

"bırakmıyoruz." dedi oya bana dönüp gülümserken.

"peki." bunu demekten başka bir şey kalmamıştı bana da. talha bize yastık ve çarşaf verdiğinde misafir odasına yerleşmiştik. telefonumu açıp baktığımda savaş'tan gelen mesajları okumayıp ülkü'ye bu gece arkadaşımda kalacağım mesajı atıp telefonumu kapattım ve köşede duran sehpanın üstüne koydum.

"kızlar bir bakayım dedim." oya içeri girdiğinde zehra kendini koltuğa bırakıp gülümsedi. "yerleştik canım."

"harika. gamze ve talha henüz uyku moduna geçmediler. sesler geliyor biraz ama ben kesinlikle uyuyacağım. ses gelmesin diye kapıyı kapatıp gidiyorum, size de iyi geceler."
kapatma diyecekken duraksadım. bir bahanem bile yoktu ama onun kapatması için bir nedeni vardı. ses gelmemesi gibi! başımı yastığa bırakıp kapı kapandığında zehra'nın olduğu yöne doğru çevirdim. yan yatmış bana bakıyordu o da benim gibi.

"neden herkesin içinde birden söyledin?"

"kötü hissettirdiyse özür dilerim."

"hissettirdi."

elbette hissettirmişti. aptal gibi hissetmiştim kendimi. gözümün önündekileri görmeyen bir aptal. kocaman bir aptal. hep hata yapan bir aptal. doğru yolu bulamayan bir aptal.

gözlerimi kapatıp sırtımı ona döndüm. ondan gelen sesleri umursamadım. muhtemelen o da sırtını bana dönüyordur diye düşündüm. ama öyle değildi. elini kolumda hissettiğimde gözlerimi açıp ona doğru döndüm.

"çok sinirlendim dayanamadım. bekliyordum çünkü uygun bir zamanda söyleyecektim,"

"beş gün geçmiş üstünden! beş gündür bir zaman bulamadın mı? evime geldin, konuştuk ve hatta beni öptün! bu kadar şey oldu bundan bahsetmedin." sesim çok yüksek çıkıyordu, umarım içeridekiler duymamıştır. yoksa bir gün içinde ikinci defa rezil olacaktım.

meddle about,, hanzehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin