16

471 76 133
                                    

bence özlediniz ya

-

yorucu geçen bir günün ardından onu görmenin bünyeme bu kadar iyi geleceğini düşünmezdim. ama oluyordu işte. yüzümü gülümsetiyordu, beni heyecanlandırıyordu. nefes aldığımı hissettiriyordu. sarılmamız oldukça uzundu. benim ayrılasım gelmiyordu, o da bırakmıyordu. yanağımı sertçe öptü.

"ohh! özlemişim hemen." gülümsedim içten bir şekilde. ona bakarken gözlerimden ona olan aşkımın fırladığına emindim.

"bende. üşüdüm, arabaya geçelim mi?" soğuk ellerimi tutup başını salladı. arabasına bindiğimizde ellerimi birbirine sürtüp ısıtmaya çalıştım. klimayı açmıştı zehra.

"yazılı haftası da başlayacak." başımı ovarak mırıldandım.

"sen müzik öğretmenisin aşkım."

"ha ben sınav yapamam yani. benim sınav yapmaya hakkım yok." ani çıkışımla güldü.

"birtanem öyle demek istemedim yap sınavını da..."

"of tamam. yoruldum bugün, nöbetçiydim. sinirliyim. pardon."

"fark ettim. öpebilir miyim?"

masum tavrına kıkırdadım ve başımı salladım. dudaklarımı öpüp geri çekildi ve yola bakmaya devam etti.

"gamze ev bulmuş, ev arkadaşı da çok tatlı biriymiş. anlatıp durdu." açtığım konuyla birlikte dudaklarından bir nefes verdi.

"öyle hemen güvenmese keşke. iyi hoş ama..."

"ne olacak canım? hem daha ne kadar bekleyecekti? talha'nın evinde sürekli oya var, sanki yeni evli çift'in yanına gelen kaynana misali... iyi oldu bence."

"orası öyle de, ev arkadaşını tanımıyoruz nasılsa..." omuz silktim. lila ile bile ev arkadaşı olmuş insandı gamze. en kötüsü ne olabilirdi ki?

zehra'nın evine geldiğimizde koltuğa uzanıp kollarını açmıştı. bana açtığı yere uzanmıştım. sırtım göğsündeydi, elleri belimde. başı hemen boyun girintimde. içine çekiyordu kokumu.

"açsındır sen, yemek hazırlayayım." uykulu gelmişti sesi. yorgunluğumuzun verdiği gevşeme hissiydi bu.

"ama yatıyorduk ne güzel..."

"sen yat bebeğim, hemen çağıracağım seni zaten."arkamdan kalktığında koltuğa iyice yayıldım. dudaklarımı uzunca öpmeye başladığında alt dudağını dudaklarım arasına alıp çekiştirdim. elini yanağıma koyup okşamıştı.

zehra mutfağa gittiğinde bende gözlerimi kapatıp dinlenmiştim. çok bir zaman geçmemişti, zehra'nın dudaklarını boynumda hissetmiştim.

"aşkım eminim çok güzel olmuştur ellerine sağlık ama burdan kalkasım da yemek yiyesim de yok..."

bence nazik bir açıklamaydı. zehra'nın kollarını dizlerimin altında hissetmiştim. ve bir anda havalanmıştım. kollarımı hızla boynuna dolamamla gülmüştü.

"bak hemen canlandın."

"gıcık ya! haber verir insan! ya düşseydim!"

"ben düşürmem seni." nasıl da güven veriyordu ama...

gülümseyip başımı omzuna yasladım ve boynuna kokulu bir öpücük bıraktım. "ben anladım seni, senin derdin beni yemek dimi?"
sırıtarak sormasıyla gülmeye başladım.

"ne alaka ya? uydurma."

"kızardın. saklamana gerek yok, seve seve eşlik ederim."

"yoo, ben senin yaptığın yemeği yiyeceğim. sana sonra bakarız." beni sandalyeye bırakıp yanaklarımı öptü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

meddle about,, hanzehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin