eminim ki herkes son olan olaylardan haberdardır. şu an bunu okuyan herkesten tek bir ricam var, elinizden geldiği kadar sosyal medyadan ulaşabildiğiniz kadar herkese ulaşın. tek bir kişinin bile yaptıkları çok değerli çünkü. kötü günler geçiriyoruz, güzel yarınlara çıkmak dileğiyle 🙏🏻
gamze'nin ayarladığı buluşmayı yalnız yaşayan sadece zehra olduğundan onun evinde yapıyorduk. evden olabildiğince erken çıkmıştım ancak hazırlanmam uzun sürmüştü. eskisine göre daha çok vakit ayırıyordum kendime. şimdi de kapının önündeydim. kapıyı gamze açmıştı, elindeki kumandayla.
"hoş geldin."
"hoş buldum. oya geldi mi?" başını olumlu anlamda salladı, "az önce geldi."
içeri geçtiğimde salona doğru yöneldik. mutfaktan ellerinde tabaklarla çıkmıştı oya ve zehra. zehra'ya sarılmak istiyordum ve sırf bu yüzden gamze ve oya'ya da sarılmak zorundaydım. bir gariplik hissetmesinler diye. ve bu benim yaptığım bir şey değildi. buluştuğumuzda olabildiğince fiziksel olarak uzak dururdum insanlardan. onlara sarıldıktan sonra zehra'ya sarıldım hemen. huzura kavuştuğumu hissettim, kollarının arasına girdiğimde. ayrıldığımızda dudakları kıvrıldı ve baştan aşağı süzdü beni uzun uzun.
"ne dikiliyorsunuz ayakta otursanıza." oya bize seslendiğinde ikimizde kendimize gelmiştik. yan yana oturmuştuk.
"çok iyi oldu böyle ya, talha yok. oğuz yok. lila ve iğrenç şakaları yok. bir de şımarıklıkları. savaş öküzü yok." gamze gülerek konuştuğunda bizi de güldürmüştü.
"anma şu ikisinin adını." dedi zehra ve gamze başını salladı.
"tamam, haklısın."
"hadi bakalım, anlatın." oya arkasına yaslanıp üçümüze baktı ve bizde ona baktık. neyi anlatacağımızı bilmiyorduk ki.
"tamam, zehra'yı geçiyorum. onun bir flörtü var. siz ikiniz, bir şeyler yok mu sizde? gerçi hande'nin biraz zamana ihtiyacı var gibi ama yine de... neden olmasın?" ben bu soru karşısında öylece kalmışken zehra hemen düzeltme yapmıştı.
"flörtüm yok. bitti."
"ne! bize niye söylemedin!"
"ciddi misin?" gamze ve oya şaşırırken ben o kadar sakin ve sessiz duruyordum ki, hemen bana dönmüştü gözler.
"sen biliyor muydun? biliyor muydun gerçekten! biz bilmiyoruz o niye biliyor?" gamze, zehra'ya dönmüştü bu defa.
"çünkü öyle denk geldi."
"senle konuşmuştuk, konuşmasak anlayacağım." gamze alınmış gibi yaptığında zehra gülümsedi.
"kızma ya. hande'nin bilmesi gerekiyordu sadece."
oya ve gamze anlamadıklarını belli eden türden bakışlarla bize bakıyorlardı. "neden bitti peki?" diye sordu oya.
"arkadaş kalmaya karar verdik. yürümedi yani. başlamadan bitti."
derin bir nefes aldım. çok derin bir nefes.
"başka şeylerden bahsetsek?" mırıldanarak sorduğumda gamze işaret parmağını kaldırdı.
"asla olmaz. bu çekingenliği biliyorum. yine hangi öküzü buldun acaba?" gözlerim büyürken oya gözlerini kıstı.
"demek ondan dolayı kıvranıp duruyorsun."
yardım istercesine zehra'ya doğru çevirdim başımı. gülümseyip elini omzuma bıraktı ve aramızdaki kısa mesafeyi kapattı bana yanaşarak.
"rahat bırakalım bence."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
meddle about,, hanzeh
General Fiction- sevgilimden uzak durmanı rica edeceğim, anlayışla karşılayacağını düşünerek. + ben sana bakıyordum :)