2

297 40 106
                                    

Soğuyan havayla üstümdeki hırkanın önünü kapatıp önümdeki topla oyalanmaya devam ettim. Son zamanlarda oynayışımın kötüleştiğini düşünerek bugün antrenman sonrasında da çalışmak istemiştim. Ama zaten sabah yorulduğum için şuan hiç kafamı veremiyor, topu sektirip duruyordum.

Eve gidip dinlenmemin daha yararlı olacağını düşünüp ayağımdaki topu sahanın kenarına doğru attım ve sahadan çıktım. Tesisteki odamdan eşyalarımı alıp tesisten ayrıldım ve nereye bıraktığımı hatırlamadığım arabamı aramaya başladım. Sağa sola bakınırken duvarın dibinde duran silüet dikkatimi çekmişti. İçimdeki merak duygusuyla yanına gidip gitmemek konusunda tereddütte kaldım. Sonra kendi kendimi gazlayarak ve biraz korkarak oraya doğru ilerledim. Gece saatin ikisinde kim ne yapardı ki burda, bizimkiler de erken yatardı hep.

Biraz daha yaklaştığımda, yüzüne vuran sokak lambasıyla duvara yaslı olan kişinin Emirhan olduğunu anlamış, farkında olmadan tuttuğum nefesi vermiştim. Yanına adımladığım halde kafasını yerden kaldırmamış, benim geldiğimi fark etmemişti. Yanına, duvara yaslandığımda uykudan uyanmış gibi kafasını çevirip bana baktı. Yüzüne yorgun bir gülümseme yerleştirince, içimde bir şeyler kopmuştu. Yorgunluğu yüzüne yansıyan adamı içime sokmak, herkesten sakınıp korumak istemiştim.

"Talham, uyumamış mıydın sen hm"

"Yok, sahadaydım ben görmemişsindir ondan"

Konuşurken gözlerimi yüzünde dolandırdım. Kızarmış göz altları, hafifçe kapanan gözleri, aralanmış dudaklarıyla gerçekten yorgun gözüküyordu.

"Oğlum uykun var ya senin git uyusana"

Birşey demek istercesine ağzını açmış, sonrasında ise kafasını sağa sola sallayarak demekten vazgeçmişti.
Bi süre karşıdaki ağaca bakıp bana geri döndü.

"Uykum var da uyuyamıyorum ki"

"Bana gelsene o zaman"

Bunu demeyi ben bile beklemezken o da kaşlarını kaldırarak bana bakıp şaşırdığını belli etmişti. E iyi tamam da uyuyamıyorsa evde oturmamız daha mantıklıydı, burada sap gibi dikileceğine!

"Yani ben şey soğukta durma beraber eve gidelim otururuz falan çay içeriz diye demiştim"

Konuştukça batırıyormuşum hissiyle kafamı eğdim. Parmaklarını çeneme dokundurarak kafamı hafifçe kaldırdı. Elleri rüyamdaki gibi soğuktu ve beni sanki rüyadaymışım gibi hissettirmişti. Hoş ya belki de gerçekten rüya görüyordum şuan.

"Tamam gülüm ya anladım ben seni, ama benim arabayla gidelim"

"Yorgunsun sen, ben süreyim işte"

"Gelmem bak"

Tehtit edermiş gibi olan ses tonuna gülümsemiş, omuzlarımı silkmiştim.

"Tamam gelme"

"Yok geliyorum, arabayı da ben sürüyorum"

Kolumdan kuş gibi tutup beni çekiştirirken gülümsemiş, hızlı adımlarla yanına yetişip yürümeye başlamıştım. Az ilerledikten sonra durduğunda ben de durdum. Kafamı çevirip yüzüne baktığımda gözlerinin arabasını bulmak için etrafta dolandığını gördüm.

Arkaya yatırdığı ama günün bıraktığı yorgunlukla dağılmış olan saçı, onu tanıdığım günden beri şekli asla değişmeyen sakalları, kemikli burnu ve sokak lambasının sarı ışığıyla bezenmiş kahverengi gözleriyle gecenin en parlak yıldızıydı o an gözümde.

Bilinçsizce derin bir iç çekerek kalemle çizilmiş gibi güzel olan adama içim giderek baktım. Gece olduğu için suspus olan yerde iç çekişim olduğundan fazla sesli çıkmıştı. Arabasına bakınan gözleri gözlerime düşmüş, ona olan aşkımı saklamadan önüne sunan bakışlarımı görmüştü.

Panik olmuş, onun bu yüzümü görmemesini istemiştim. Ama o benim ruhumun en derinlerine bakarken ondan gözümü ayırmam da imkansız gibi gelmişti. Bakışlarımı ondan alamayacağımı anlayınca, ben de bakışlarımdaki duyguyu değiştirmeye çalıştım. Ama zaten göreceğini görmüştü, bana yalnızca anlamayacak kadar uykulu olmasını ummak kalmıştı.

Gözleri hafifçe yan tarafıma doğru kaymış, kolumdaki eliyle tekrar beni çekiştirmişti.

Bizi götürdüğü yöne baktığımda siyah arabasını fark ettim. Yaklaştığımızda kolumu bıraktı ve sürücü koltuğuna geçti, ben de yan koltuğuna yerleştim.

Sessiz bir yolculuğun sonunda evime varmıştık. Yolu tarif etmeme gerek yoktu çünkü zaten çok kez evime gelmişti. Cebimden anahtarlığı çıkarıp kapıyı açtım ve ışıkları yaktım. Üzerindeki ceketi çıkarıp koltuğun üstüne attı ve koltukta yayıldı.

Ben de üstümdeki hırkayı onun ceketinin üstüne bırakıp mutfağa geçtim. Demliğe su koyup altını açtım. Geri oturma odasına gittiğimde elinde kumandayla kanalları gezdiğini gördüm.

Yanına çöküp koltuğun başlığına koyduğu koluna kafamı yaslayarak televizyona bakmaya başladım. Sonunda cennet mahallesi yayınlanan kanalda durup kumandayı koltuğun kenarına fırlattı.

Açtığı diziyle gülerek ona bakmış, onun da kafasını çevirip bana gülümsemesine sebep olmuştum.

Ara sıra gülerek diziyi izlerken aklıma gelen çayla mutfağa gidip demliğe çayı da koyup demlenmeye bıraktım ve odama gidip üstümüze sermek için pike aldım. Yanına az önceki gibi yerleşip üstümüze pikeyi çektim ve kafamı yeniden koluna yasladım. Bu sefer omzumdan tutup beni kendine çekmiş, göğüsüne doğru sokulmama sebep olmuştu. Kokusunu derince içime çekmek istesem de çaktıracağımı bildiğim için yapmadım.

Eli arada bir kafama çıkıp saçımı minik minik okşuyordu. Eğer dikkatimi vermezsem hissetmezdim bile.

Bu sefer de demlenmiş çayları getirmek için kalkacağım sırada ağzı üç karış açık uyuyakalmış adamı gördüm. Yavaşça kalkıp çayın altını kapattım ve geri yanına gittim. Bıraktığım gibi duran adama gülümseyerek bakıp yanına yaklaştım.

Oturarak uyuduğu için rahat edemeyeceğini düşünüp omzundan ittirerek yana devrilmesini sağladım. Kafasının altına yastık sıkıştırıp üstündeki pikeyi de boğazına kadar çektim. Ev sıcaktı ama yine de üşümesinden korkuyordum.

Başının yanına çömelerek salak salak gülümseyerek uyuyan adamı izledim. Dağılmış saçları onu daha da sevimli gösterirken uzanıp öpmek istedim ama yapamadım. Yavaşça ayaklanıp son kez yüzüne bakarak gülümsedim ve odama ilerledim.

Bugünün üstüne kesinlikle rüya görecektim. Özellikle izlediğimiz dizi sebebiyle roman havası çalan Emirhan'ın önünde dansöz gibi oynadığım bir rüya.


-

hoppa cuppa hoppa cuppa hoppa cuppa fenomen

hoppa cuppa hoppa cuppa hoppa cuppa fenomen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ben hala vazgeçmedim, tayyip talha & emirhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin