Hafta sonu yaklaşırken, okulun bahçesinde herkes kendi arasında sohbet ediyor, arkadaş grupları derslerin yorgunluğunu atmaya çalışıyordu. The Chosen One, yine bir plan yapmıştı. Dark Lord’un yalnız olmasını fırsat bilip onunla biraz daha konuşmak için yaklaşmaya karar verdi.
The Dark Lord, okulun arkasındaki sessiz bir köşede oturuyordu. Elinde bir kitap vardı, ama gözleri sayfalarda dolaşmıyordu. Yüzü her zamanki gibi soğuktu, ama içinde bir fırtına koptuğunu The Chosen One uzaktan bile fark edebiliyordu.
Yavaşça yanına oturdu. "Kitap okuma taklidi yapmayı ne zaman bırakacaksın?" dedi hafif bir gülümsemeyle.
The Dark Lord başını bile kaldırmadı, ama bu sefer onu terslememişti. "Neden hep beni rahatsız ediyorsun?"
The Chosen One, hafifçe omuz silkti. "Seninle konuşmak hoşuma gidiyor. Ayrıca, çok yalnızsın. Kimseyi istemiyor gibi davranıyorsun, ama bence birine ihtiyacın var."
Bu sözler, Dark Lord’un kalbine küçük bir hançer gibi saplandı. Gözlerini kitap sayfalarına sabitleyerek inatla sessiz kaldı, ama içindeki çalkantıları durduramıyordu. The Chosen One, onun en derin yaralarına dokunmuştu, ama bu kadar kolay teslim olmak istemiyordu.
The Chosen One ise konuşmaya devam etti. "Biliyor musun, insan bazen kaçamaz. Ne kadar kaçarsan kaç, birileri seni sonunda bulur. Mesela ben... Senin peşini bırakmayacağım."
Bu sözler, Dark Lord’un yıllardır ördüğü duvarlara ağır bir darbe gibiydi. Kaçmayı seçmişti, herkesten uzak durmayı... Ama neden The Chosen One onu bırakmıyordu?
The Dark Lord, yavaşça gözlerini kaldırıp The Chosen One’a baktı. "Beni gerçekten tanımak istemezsin. Tanıdığında her şeyin değişeceğini bilmelisin."
The Chosen One, gözlerini kırpmadan ona bakmaya devam etti. "Denemeden bilemeyiz, değil mi?"
Bu beklenmedik cesaret, Dark Lord’un savunmasını iyice zayıflatmıştı. Kafasında geçmişin kötü anıları dönerken, The Chosen One’ın kararlılığı onu hem korkutuyor hem de çekiyordu. Belki de gerçekten ilk defa biriyle bu kadar derin bir bağ kurmaya yaklaşıyordu.
Fakat içindeki korkular hâlâ ağır basıyordu. The Dark Lord, aniden ayağa kalktı ve sert bir ses tonuyla, "Benimle uğraşmayı bırak. Sana kimseyi istemediğimi söylemiştim." diyerek hızla oradan uzaklaştı.
The Chosen One, arkasından şaşkın bir şekilde baktı ama yılmamıştı. Onun sakladığı sırları keşfetmeye yaklaştığını hissediyordu ve bunu başarmadan durmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
On Yedi - ChoDark Highschool AU (DEMO)
Fanfiction(HİKAYENİN DENEME AŞAMASI) Lise son sınıfta geçen bu hikâyede, The Chosen One ve The Dark Lord, ikisi de farklı dünyaların çocukları olsalar da, aralarındaki çekim onları karşı konulmaz bir şekilde birbirlerine sürükler.