yorum ve yıldız atarsanız nolur
benim bölüm
yazma
hevesim
tetiklenirşaka
diğer bölümleri düzenleyip artık final verelim 40a YAKLAŞTIK ENOUGH😊
güzel okumalar ❤️
🍻
Ruhu boydan boya kedere batmış, "Ölürüm yolunda," diyen de gitmişti. Dizlerinin bağı çözülmüş, yıkıldığı oracıkta yaşam bulmaya çalışıyordu genç kız. Ancak soluğu ritmini şaşırıp göğsü hızlandığında avucu arasında buruşan kağıdın sesi kulaklarını tırmalıyordu. Öyle ki gücü bir anda vücudunda hissetmiş açık kalan kapıdan dışarıya atmıştı kendini.
Bahçeyi aştığında çıkan yolların tümünde göz gezdirse de sevgilisinden bir iz göremiyordu. Yüreği acıyı ilmek ilmek canına işlerken öleceğini hissetti. Ne yapması gerektiğini bilemiyordu. Belki, diye düşündü. Evine gitmeliyim. Fikri ne mantığına ne yüreğine, ne soru oldu ne cevap. Gitmeliydi. Evinin ardına dek açık kalan kapısını bile unutmuş adımlarını sevgilisine gitmek için atacağı sırada kolundan çekildiğinde sırtı birinin göğsüne çarpmıştı.
Yüreğine su serpilsin istedi. Sevdiği kadın yaşanan tüm şeylere inat kendisini kollarına alsın istedi. Ancak tanımadık koku ve rahatsız edici eller midesini ikiye katlanıyormuş gibi acı içinde kıvrıldı. "Şarap getirdim," gözlerinin önüne tutulan şişe kağıtta yazılan sözlerin zihninde dönüp durmasına neden oldu. Ardından onun geldiğini fark etti.
"Aptal," dişlerini sıktığından kesik çıkan sesini umursamadan serbest kolunu olabileceği en sert kuvvetle karnına geçirmişti. Aniden gelen dirsek kızı şaşırttığında Yeji kolları arasından sıyrılmıştı. Üzerine kir içeren toz bulutları çökmüş gibi hissettiğinden elleriyle vücudunu sıyırıyordu, sevdiğinden olmayan dokunuşlardan. "Hevesli görünüyorsun. Odana mı geçelim? Orada göster öfkeni, hm?" Yeji ayak uçlarına dek inen sinire engel olamıyordu. İçindeki dürtü karşısındaki kızın yüzünü benzetmesi için damarına basıp duruyordu.
"Aptal beyninle oyun mu oynamak istedin? Hm?" sorusuna karşılık vereceği sırada Yeji karşısındaki kızın pişkin suratına daha fazla tahammül edemezmiş gibi ellerinden birini saçına atmıştı. Saç köklerini avuç içine hapis ettiğinde kızın elinde kalan şarap şişesini almıştı. Şişeyi havaya kaldırıp sertçe fırlattığında bulunduğu sokak kan kırmızısına boyanmıştı. "Seni bir kez daha çevremde görecek olursam yapacaklarımdan sorumlu olmayacağım. Siktir git, Hana." Kızın dudaklarında peydahlanan sırıtış Yeji'nin öfkesini ikiye katlarken kızdan uzaklaşmıştı.
Adını andığı için keyiflenen kızı arkasında bırakmış sevdiğinin yoluna adımlamıştı.
"Dur! Yeji, bekle bir saniye!" İnce ses Yeji'nin nefretini körüklerken adımları hızlandı. Hana'yı ne görmek ne duymak ne bilmek istiyordu. Üç maymuna dönmek istiyordu onun için. Çünkü Yeji'nin şimdisinde ve yarınında yoktu. Tanrı'nın cezası diye nitelendirdiği geçmişine baktığında görüyordu ondan izler. Yalnızca o kadardı Hana. Yıllar önce yaşanmış ve bitmişti.
"Sikeyim ya bir dursana," nefessiz kalmış sesin sahibi bileğine sarıldığında Yeji'nin gözleri doldu. Öfkesini kuvvetlendiren geçmişi bileğine tutunuyordu. Vücudu bir anda sakinledi, yüzünü Hana'ya çevirdi. Usulca nefeslendi ve fark etti ki karşısındaki kızdan aslında nefret etmiyordu. Gerçeklik sinsice zihnine işlediğinde yeniden nefeslendi. "Bak Hana, sen geçmiştesin. Geçmişsin, kalmamışsın. Yoksun, olmayacaksın. Rica ediyorum devam etme." bileğini parmakları arasından kurtardığında kendisini anlamasını istercesine konuşmuştu.
"Varım. Görmüyor musun? Buradayım," Sakin soluklar birbirini tekrar ediyordu. "Eskinin defteri yakıldı Hana. Sen o gece o defteri kapattın, ben ise yaktım." Yeji bir an Hana'nın gözlerinde geçen çaresizliği hissetti. Ne istiyordu ki? Yaşananlar yaşanmamış gibi mi davranacaklardı? "İzin ver telafi edeyim. Pişmanım Yeji. Çok pişmanım, lütfen..." sözlerini bitirdiğinde Yeji bir adım gerilemişti. Sevdiği kadın yanında yokken kendi de yok olmak istiyordu.
"Shin Ryujin'e sevgi doluyum. Öyle olmasa bile söylediklerini kabul edecek değilim, Hana. Anlamıyor musun? Senin yaşattıklarının affedilecek bir tarafı yok. Bu son yaptığın..." karşısındaki kızın kendisine doğru adımladığını gördü. Geri çekilsede arkasında kalan duvar bir süre sonra ona engel oldu. "Ne yapıyorsun, Hana?"
"Özür dilerim. Her şey adına." aniden gelen özür Yeji'yi şaşırtmıştı. "Ne?" dediğinde Hana, Yeji'ye son kez bakmış, sanki gerçekliği apaçık yüzüne vurmuşlar gibi gülümseyerek "Umarım beni affedersin, hoşça kal, Hwang Yeji," demişti. Bu sefer adımlarını Hana uzaklaştırdığında şaşkınlık içindeydi Yeji.
"Yeji!" gözden kaybolan Hana'ya bakmayı keserek sesin geldiği yöne çevirdi bakışlarını. Seslenen Yuna'ydı. Yanında bir erkek çocuğuyla kendisine doğru geliyorlardı. "Ne oluyor, Tanrı'm..." diye düşündüğünde omuzlarına sevdiği kadının yokluğu bindi. Canı acıyormuş gibi yere yıkıldığında ruhu alevler içerisindeydi.
"Yeji, Tanrı'm... Ne oldu size?" sorusu Ryujin'den bir haber olabileceği umudunu yüreğine düşürürken yorgunca arkadaşına baktı. "Gördün mü onu? Nerede? Beni götürür müsünüz ona, ne olur Yuna, lütfen," sessiz sesi arkadaşına acı verirken kolundan tutarak ayağa kaldırmaya çabaladı.
Bang Chan'ın yardımıyla Yeji'yi kaldırmış kapısı açık kalan eve dönmüşlerdi. "Sen bilmez misin nerededir?" Genç çocuğa yönelttiği soru Yuna'nın kırık bir sesle cevap vermesine sebep oldu. "Güzel kızım, biraz yalnız kalsın olur mu? Sen de kendine gelirsin, tamam mı?" arkadaşının sakin sesi zihnini bulandırıyordu.
Yuna'nın gözleri içine baktı. Bakışlarıyla yalvardı ancak arkadaşı anlamazlıktan geldi. Nefeslenmeye ihtiyacım var! diye bağırdı içi. Gözünden akan yaş tüm çığlıklarına yansıma oldu. Ardından oturduğu kanepeden kalktı. Sevdiği kadının kokusuna, odasına, ilerledi.
Saniyeler saatlere yuvarlandıkça kapısı çalınıp durdu ancak sessiz kaldı.
Ryujin'den kalanla Ryujin'i bekleyedurdu.
🍻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lemon starshollow | ryeji
Fanfiction+01 🍋 hwang yeji: numarama nereden eriştiniz ve bu limon da neyin nesi? <<141022,