Güneş başını cama yaslamış daha otobüs kalkalı beş dakika bile olmamasına reğmen horluyordu. Ben de koridor tarafında ayağımı sallayarak kitabımı tutuyordum. Arkamızda oturan Nisan Güneş'in koltuğuna tutunarak ayağa kalkınca koltuk sallanmış, arkadaşım uyanmıştı.
Nisan bize sırıtıp "Naber?" dedi. Ona döndüm gülümseyerek. "İyi aşkım senden?"
Bana baktı ve elinin tersini alnıma yapıştırdı. "Hmm, tamam ateşin yok. Hasta olma sakın bak gene, bu sefer gebertirim seni." Güldüm ve "Hiç öyle bir planım yok, rahat ol."
Güneş oflayıp "Beni uykumdan neden uyandırıyorsunuz ya?" dedi hafif bir sinirle. Hala gözleri kapalıydı. Onun omzunu sıvazlayıp "Uyu bir tanem sen." dedim. "Nisan'ın eşekliği."
"Aşk olsun, sıkıldım da size bakmaya geldim işte."
"Kızım gidip sevgilinle eyleşsene o zaman." dedim. "Aha oturuyor orada."
"Ya evet ama bazılarını..." dedi Nisan yanında oturan Reyhan'a bakarak. "Yol tuttuğu için cam kenarı bana kaldı ve ben de sevgilimle eyleşemiyorum Melekçiğim."
"Bak daha önce de dedim, gel yer değiştirelim Boran'la."dedi koyu saçlı kız. "Ben de siz konuşurken aranızda olmak istemiyorum."
"Ay yok... o zaman çok eyleşiyoruz, hocalardan bir daha azar yemeye niyetim yok."
Güldüm. Cidden ilk olmazdı aldıkları uyarı. "Valla oturma sırasını yapan sizsiniz Nisancığım, biz hiç karışmadık biliyorsun..."
Kız somurttu ve yanağını Güneş'in koluğunun tepesine yasladı. "Sıkıldım işte. Eğlendirin beni."
"Kızın gidip uyusana, zaten bir saate ışıklar da kapanır."
"Uykum yok ama."
"Ay Nisan git zıbar." dedim dayanamayarak. "Hadi güzelim, hadi."
Arkadaşım ofladı ve gene Güneş'in koltuğunu sarsarak bıraktı ve yerine geri oturdu. Güneş gene uyanmıştı. Küfür edecek gibi arkasına dönüyordu ki vazgeçmişti. Oflayarak yolculuk yastığını düzeltti ve gene gözlerini kapattı. Ben de kitabımı açmıştım o sırada.
Kitabım çok ilgi çekiciydi. Öyle bir dalmıştım ki yanı başımda dönen teraneyi fark etmemiştim bile. Birisi tepemden ayracımı alıp kitabımın arasına koyduktan sonra kitabımı koyana kadar okumuştum kitabı.
*
Başımı kaldırdığımda Berk beni dirseğimden tutmuş, koltuğumdan ayırıyordu. Ben ne olduğunu anlamayarak kalkarken Berk beni daha az önce dolu olan yan taraftaki iki koltuğun birine oturttu ve kendisi de yanıma geçti. Biz geçince Reyhan da benim koltuğuma oturmuştu. Kaşlarımı çatarak arkama bakınca Nisan ile Boran'ın aralarında artık sadece koridor vardı ve ikisi de birbirine dönmüştü. İkisinin de oturduğu koltukların cam kenarlarında az önce bizim oturduğumuz yerde oturan iki vardı.
"Ne ara yaptınız bunları ya?" dedim şaşkınlıkla. Berk omzunu silkti. "Boran çok kafamı sikiyordu Nisan da Nisan diye, ben de önümüzdekilere ricada bulundum. Şu an herkes mutlu."
Ona dönüp gülümsedim. "Reyhan benim yerime geçse ben de cam kenarına geçsem daha kolay olmaz mıydı Berkciğim?"
Omzunu silkti gülümseyerek. "Fena mı oldu böyle? Yan yanayız işte."
Gülümsedim hafifçe. "Yoo, iyi oldu. Güneş hemen uyuyor ben sıkılıyorum ya."
"Benleyken sıkılmazsın, harika bir yolculuk arkadaşıyımdır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli İkilem
Novela JuvenilBir klarnet sesinde ağladı tüm şarkılar Hiç kimse hak etmedi, bu aşkı senin kadar Her kadehte içtim seni, düğümlendin boğazımda Yanımdaymışsın gibi Nevizade Sokağında 16072024 <3