UFUK KARAN YILDIRIM
NE!?
Kadının söylediği kelimelere kulağımda çınlıyor başım dönüyor ayakta durmaktan zorlanıyordum
"Arvasların anneni nasıl öldürdüğü gibi" bir elim ağrıyan başıma giderken kolumda Bi el hissettim elin sahibine baktığımda her zaman olduğu gibi aliyi gördümAli:"İyi misin"
Onu kafamı sallayarak onaylayıp tekrar önümdeki kadına döndüm
"Anlat"
Selvi :"Burda olmaz ilerde bir kafe var oraya gidelim"
Ben tam İtiraz edecektim ki ali onları onaylayıp beni sürüklemeye başladı
Ali:"Ayak üstü konuşulacak bir konu değil belli"
Haklıydı her zamanki gibi ben niye kendimi bu çocuğun yanında mal gibi hissediyorum ya acayip gıcık oldum şuan ben aliye gözlerimi kısıp sinirli sinirli bakışlar atarken sol koluma birinin girmesi ile o tarafa döndüm
Selvi hanım koluma girmiş şirin şirin bana bakıp sırıtıyordu yerim lan seni öhm ne diyom ben amk
Selvi:"Annen gibi kokuyorsun"
Beklemediğim şeyle biraz affallasam bile hemen toparlandım
"nasıl kokuyorum ki"
Ali:" Ter kokuyorsun derse 3 4 gün gülerim haberin olsun"
Alinin kulağıma fısıldadığı şeyle karın böşlüğüne sağlam bir dirsek geçirdim o küfür ederek benden ayrılıp arkamıza dayıların yanına geçerken ben hala selvi hanımdan cevap bekliyordum
Selvi:" gül kokuyorsun"
"hm öyle miymiş"
Selvi hanım tepkime kocaman bir kahkaha attı ben ona anlamaz gözlerle bakarken o kahkahasını zorla durdurup bana döndü
Selvi :"Hııı öyle anası kılıklı"
Bu beni mutlu etmişti anneme benziyorum yüzümde kocaman bir gülmesem oluştu, yol boyu Bi daha hiç konuşmadık 5 10 dk sonrada kafeye gelmiştik zaten
Gece olduğu için kimsenin olmadığı kafede en dibe geçerek sipariş verdik, siparişlerinizi gelmesi ile daha fazla dayanamadı
"Anlat artık"
Selvi hanım 1 yudum aldığı kahvesini masaya geri bırakıp hafif yerinde dikleşerek konuşmaya hazırlandı
Selvi:" En baştan başlıyım, biz üç kardeştik annen Leyla yani en büyük kız kardeşim, en küçüğü perivan yani şimdiki erdalın eşi"
OHA NE!
selvi:" biz önceden leyle ile pamuk tarlaların giderdik Ağa kızıydı evet ama severdik oralarda gezmeyi oradaki kızlarla sohbet etmeyi bir gün o tarlalarda birinde Arvas aşiretinin küçük ağasını gördük Erdal Arvas Leyla ilk görüşte tutuldu ona güya oda orda sevdalanmış ondan 1 2 hafta sonrada sevgili oldu zaten bunlarda aralarında baya iyiydi ama bir gün Leyla ya görücü geldi babamda verdi onun korkusu ile hiç olmuycak bir şey yaptı leyla musaya gebe kaldı "
Yandan gelen çekirdek sesleri ile ikimizde Oraya döndük ali rıza dayıyla birlikte çekirdek çitliyerek Bi şeyler konuşuyorlardı ben hiç önemsemeden geri selvi hanıma dönerken selvi hanımda onlara garip garip bakıp tekrara bana dönüp konuşmaya başladıSelvi:" babam duyunca dellendi öldürecekti ikisinide Erdal evlenicem dedi kızın namusum dur artık dedi babamda aşiret ağaçlarını toplayıp karar aldılar töreye göre evlenirler sorun değildi leylanın karnı büyümeden apar topar bir düğün yapıp kendi ellerimizle bıraktık o konağa nerde bilecektik ki gelinlikle dualarla geçirdiğimiz o kapıdan kefenle alacağımızı... Evlendikten sonraki yıllar çok güzel mutluydu Leyla ancak yağız doğduktan sonra Erdal artık eve gelmemeye başlamıştı Leyla hep işi var yoğun falan diyordu bizde kendimizi öyle avutuyorduk ta ki Ömeri sünnet düğününe kadar o gün onları bastık perivan ile Erdal evin önünde oğlunun sünnet düğünü olurken o içerde... Leyla yıkıldı o gün ondan sonra bir daha asla aynı sevgi ile bağlanmadı ona, Töre yüzünden affetmişti ama asla aşkla bakmamıştı ona perivanın zaten silmişti ondan sonra sen Samet ela üçünüzde arka arkaya gelmişti Mardin de resmen şenlik havası vardı Erdal la leylanın arasında düzelmişti perivan hiç ortalıklarda görünmüyordu hep evdeydi, Bi gün Arvasların konağının bir kadın çalmış kücağında 2 erkek bebekle gelmiş erdalın çpcuklarıydı Bi hayat kadınından çocuk peydahlamış piç dölü "
" Dur Bi dk be ne "
Selvi :" Senin 2 kardeşin daha var ufuk"
ne Ne NE!????????
Nefesim kesiliyordu ellerim titriyordubenim iki kardeşim daha mı vardı
Selvi:" Leyla erdalın tüm hatasına rağmen sahip çıktı o çocuklara emzirdi baktı sizden ayırmadı bir gün Erdal eve içkili gelmiş leylayı dövmüş, tecavüz etmiş o gün Leyla canere hamile kaldı ama leyle öyle kolay eze bilecek bir kadın değildi canerin doğduğu gün Erdal boşanma davası açtı deden yani Hamza Arvas, oğlunun yaptıklarını öğrenince elinde avcundaki ne varsa Erdal dan alıp onu kapının önüne koydu Erdal dan aldığı her şeyide Leyla ya verdi, Leyla ARVAS aşiretinin hanımağası olmuştu artık törede erdalın peşine düşmüştü ta ki kaza gününe kadar Erdal leylanın bu gücünü kabullenememiş arabanın frenlerini kesmiş o gün sen huysuzlandığın için Leyla seni evde bırakmamış seninide şirkete götürecekti olmadı arabanın frenleri tutmamış uçurumdan düşmüş araba leylanın... Leylanın cenazesini gördüm ama seni hiç görmedim öldüğüne asla inanmadım seni aradım aradım bulamadım o baban olacak it buna izin vermedi kız kardeşimide, anneminde yeğenimde aldı benden bende ondan her şeyini alıcam "
Bana elini uzatarak tekrar konuştu
Selvi :" Güçlerimizi birleştirme iz lazım "
Hiç tereddüt etmeden elini tutum
" Annem için "
Selvi:" Annen için "
Ellerizi ayırıp geriye yaslandım duran masada ılımış kahvemi elime alarak büyük bir özgü enle konuştum
"Eee teyze hanım napıyoruz"
Oda ufak bir kahkaha atarak beni taklit edip arkasına yaslandı
Selvi:" Erdal Arvas yerle bir edip seni başa geçiriyoruz"
"Güzel"
Oda kafasını sallıyarak beni onayladı aklıma gelen şeyle en ciddi halime bürünüp en tehtid vari bakışlarımla karşımdaki kadına yönelttim
"ama! Herhangi bir kardeşime veya bir masuma zarar gelirse ortaklık biter selvi hanım Erdal beyden önce seni yerle bir ederim"
Oda benim gibi ciddileşip masaya doğru eğilerek konuştu
Selvi :"Haddini bil küçük ağa onlar senin kardeşlerinse benimde yeğenlerim onlara dokunmayı bir kenara bırak canlarını yakanın canını alırım"
Bu cümleler beni mutlu edip içimi rahatlatırken selvi hanım yerinden dikleşerek özgüvenli bir şekilde konuşmaya başladı
Selvi:" Ben Selvi ŞAHZADE'yim, Şahzade aşiretinin hanımağasıyım kimse beni tehtid edemez küçük ağa Bi daha olmasın"
Dalga geçmiyordu gayet ciddiydi ama unuttuğu bir şey vardı karşındaki kişi de bir Türk askeriydi bende onun yaptığını yaparak yerimde dikleşip özgüvenli konuştum
" Ben de Bir Türk askerim, bir binbaşıyım ben Ufuk Karan'ım hanımağa ha ayrıyetten unutma Şahzade aşiretinin de Arvas aşiretinin de küçük ağasıyam ben"
Karşımdaki kadının gözlerinde öfke vardı çok net görüyordum ancak o öfke zamanla hayranlığı dönüştü ve tüm kafeyi inleyecek bir kahkaha attı zorla kahkahasını durdurup adeta sevgiden parlayan gözlerle bana bakmaya başladı
Selvi :"Sana kurban olsun teyzen ya aynı anası yaradana kurban seni tam bir Şahzadesin"
Ben ona garip garip bakarken o yerinden kalkarak yavaş adımlarla yanıma gelip sandalyemi arkasına geçti kırmızı ojeli ellerini omuzlarıma koydu bir elim istemsiz ellerinin üstüne giderken o kulağıma eğilerek fısıldadı
Selvi :" Haklısın Şahzadelerinde, Arvaslarında gelecekteki ağası sensin sen bizim geleceğimizsin annen seninle gurur duyucak bebeğim"
---------------------------------------------------------------------
YORUM VE OYLAMA YAPIN LÜTFEN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUS
Teen FictionBinbaşı Ufuk Karan YILDIRIM'dan, Mardinin en büyük aşiretinin küçük ağası Ufuk Karan ARNAS'a / Asker, Gerçek ailem kurgusu