Yanımdan ayrılan Barış'tan sonra bende vakit kaybetmeden Okan Hoca'nın odasına doğru yol almıştım. Üstünde ismi yazan geçen gün geldiğimiz odayı bulup kapıyı tıklattım.
"Gel." kafamı kapıdan içeri uzatıp Okan hocanın beni fark etmesini sağladım.
"Ooo Göksu hoşgeldin, gel kızım geç,otur." eliyle önündeki koltukları işaret edip beni içeri buyur etti.
" Hoşbuldum hocam, beni size yönlendirdiler mülakat sonrası o yüzden gelmiştim."
"Evet evet aradılar az önce, başarılı geçmiş mülakat, tebrik ederim seni. Şimdi seninle işin detayları konuşacağız onun öncesinde ne içmek istersin?"
"Çay alırım hocam." Okan hoca telefondan ikimize de çay söyleyip kapatmıştı.
"Şİmdi Göksu evrakların insan kaynaklarında bugün için işe girişini yapacaklar, rahatça girip çıkman için kartın hazırlanacak. Kart muhtemelen 2-3 güne ancak elimize ulaşır. Geçici bir evrak vereceğiz sorun yaşamaman için. Danışmaya da bilgi verildi senin Adına orda da bir sıkıntı yaşamazsın. Pasaportun vardır diye düşünüyorum yurtdışında okumuşsun yurtdışı maçları için gerekli maçlardan bir hafta önce bildiriyoruz ülkelere giriş için.
"Evet yeşil pasaportum var şuan ama1 yıl sonra geçerliliği bitecek yaştan ötürü babam dolasıyla kullanıyordum."
"Tamam bitmeden 2 ay önce tekrar bana gelip hatırlat lütfen." başımla onayladım, bunu not almam lazımdı sonra sıkıntı yaşamak istemiyordum.
" Daha önce söylemiştim üç çevirmenle çalışıyoruz. Saha içinde, röportajlarda, basın toplantıları , yurtiçi, yurtdışı maçlar şeklinde. Bu aradaki rotasyonları kendi içinizde hallediyorsunuz bu hususta ben karışmıyorum. Diğer ekip arkadaşların Aylin ve Ufuk onlarla da bugün tanıştıracağım seni, kendi iş bölümünü onlar daha iyi anlatır sana, onlara bıraktım iş bölümünü. Onun haricinde yaşadığın bir sorun ve sıkıntıda lütfen direk bana gel."Anladığımı belirtircesine başımı sallayıp pür dikkat dinliyordum. O sırada kapı tıklatıldı ve görevli çaylarımızı bıraktı.
"Sağol İhsan." "Afiyet olsun hocam." Ardından odadan çıkıp bizi baş başa bıraktı.
"Bak kızım biz yoğun çalışırız bizim iş nasıl desem göz önündedir, medyası, sosyal medyası,magazini derken insanı yorar. Bu süreçte zorlanabilirsin yapamayacağın için değil bu söylediklerim. Burada gördüğün herkes tanınmış insanlar,hayranları, sevenleri, antileri var. Sevenleri olduğu kadar sevmeyenleri de çok. Bİr gün bağrına basarlar ertesi gün linç yersin sen şimdi bunları neden bana anlatıyorsun diye düşünüyorsundur mutlaka. Şundan dolayı şimdi sen futbolcu değilsin belki ama göz önünde olacaksın sürekli beraber olacağız ister istemez senide tanımaya başlayacaklar sonra özel hayatın vesaire araştıracaklar adım atsan bilgisi çıkacak. TÜm bunları önceden bil ki ona göre gardını al. Çünkü bi gün yalan yalnış istemediğin bi haber görürsen bu seni bocalatmasın mental sağlığını koruyabil. Bİzim için bu çok önemli sen benim kızım sayılırsın bunları bir abi tavsiyesi gibi düşün ve böyle bir şeyle karşılarsan direk bana bildir. Ayrıca sana eğer ehliyetin varsa bir araba tahsis edeceğiz şirket adına gidip gelmede sıkıntı çekmemen için. "
"Çok teşekkür ederim Hocam tabi ki söylerim ama umarım böyle zor durumlarda kalmam. Ben pek hayatını göz önünde yaşamaya alışkın değilim Bu arada ehliyetim var evet" sonrasında maaş,prim gibi maddi konularıda konuşup ayaklandık. Bu benim beklediğim kazancın zaten üstündeydi o yüzden mutabık olamayacağımız bir sorun yoktu ayrıca araba verecek olmalarına da o kadar sevinmiştim ki Okan hocanın boynuna sarılasım gelmişti gerçekten, şuan çok ihtiyacım vardı hergün taksiyle olacak iş değildi çünkü evimiz buraya baya uzak kalıyordu.
"Şimdi hadi bakalım önce takımla tanıştırayım seni sonra Aylin seni gelip alır tesisi gezdirir işin detaylarını konuşursunuz." beraber odadan çıkıp antreman için toplanmış takımın yanına doğru ilerledik. Topuklu ayakkabılarımla sahanın içine girmek zor olacaktı ama neyse artık bu da bize ders olsundu, topukluyla gelmezdim artık.
"Çocuklar toplanın bakalım sizi yeni ekip arkadaşınızla tanıştıracağım." sahanın dört bir yanına dağılan takım bizim olduğumuz tarafa doğru gelmeye başlamıştı. Sevinçli,gururlu ve heyecanlıydım. Hepsiyle tanışmak istiyordum, bir an önce birbirimize alışmalıydık ki bende işimi düzgün yapabileyim diye düşünüyordum. Daha önceden tanıdığım Abdülkerim, Berkan, Kerem,Barış ve Yunus sağımıza doğru yanaştılar diğerleride önümüzde yuvarlak olmuşlardı. "Göksu kızım sen benle bir ilgilizceye çevir söylediklerimi. Sana da alıştırma olur. " kafamı sallayıp onayladım, gülümsememi bastıramıyordum resmen mutluluktan. ( Koyu renkle yazılan yerleri farklı dilde söylendiğini var sayın lütfen.)
"Çocuklar tanıştırayım yeni tercümanımız Göksu, bugün itibariyle aramıza katıldı kendisi. Sİzi tanıştırmak istedim. Benim içeride yapmam gereken görüşmeler var siz tanışın. Birazdan antremana başlayacağız ."
"Görüşürüz Göksu, Aylin birazdan gelir."
"Görüşürüz hocam." Yanımızdan ayrılan Okan hocadan gözlerimi ayırıp takıma dönüp selam vermiştim.
"Merhabalar herkese" herkes tebessümle bana bakıyordu
"Hoşgeldin aramıza çok sevindik tebrik ederiz." hep bir ağızdan tüm tebrikleri kabul ettim. Berkan yanıma gelip
"Ben sana kabul edileceğini söylemiştim ama." deyip kolumu dürttü . "Çok teşekkür ederim ben bile kendimden bu kadar emin değildim doğrusu." herkes kahkaha atınca bi utanmıştım çünkü hepsi pür dikkat bana bakıyordu. İlgi odağı olmak pek benlik değildi.
"Siz,daha önce konuştunuz mu?" bize doğru şaşkın bakışlarla soru soran Barışı'a döndüm. "Yok bugün girişte karşılaştık ondan."
"Ha,anladım." kafasını kaşıyarak başka tarafa doğru dönmüştü.
O sırada yine saçları sarıya boyanmış bir futbolcu önümde durunca İspanyolca olarak;
"Hayırlı olsun Goksu, ben Mauro İspanyolca biliyor musun?" dedi.
"Merhaba Mauro evet biliyorum. Bu arada teşekkür ederim. Seninle nasıl konuşmamı istersin ispanyolca, ingilizce?"
"Ortak alanlarda ingilizce çok iyi olur herkesin anlaması açısından, ama birebir maç ve diğer şeylerde ispanyolca tercih ederim."
"Tamamdır,anlaştık."
"Anlaştık, ispanyolcan çok iyi aksanın neredeyse mükemmel daha önce ispanya da bulundun mu?" Biz İspanyolca konuşmaya devam ederken Yunus bize yaklaşıp
"Ya biz anlamıyoruz ne konuşuyorsunuz bu kadar, ortak dil please." diye isyan edince gülmeden edemedim.
"Kusura bakmayın ya kaptırmışım. Bİr saniye hemen bitiriyorum. "
"İspanya da 1 ay kadar kaldım dil eğitimim esnasında çok teşekkür ederim iltifatın için." mauro bana sarılıp tekrar kutladı bende sarılmasına karşılık verdim, bu sıcak karşılama birazda olsa heyecanımı yatıştırmıştı.
"Kızım sen kaç dil biliyorsun, bak ya nasıl ispanyolca konuşuyo." Berkan yanındakilerle birlikte benim karşıma geçmişti.
"DÖrt dil biliyorum."
"Hangileri?" kerem merakla suratıma bakarken
"ispanyolca,ingilizce,fransızca,almanca beyler." barış tüm dikkatiyle beni izlerken göz göze gelmemek için ekstra çaba sarf ediyordum. Onunla göz göze gelince istemsiz geriliyordum napayım.
"Vayyy kaç yaşındasın Göksu, nasıl bu kadar dil öğrendin ya. Bİz daha ingilizce anca." Berkana kıkırdamadan edememiştim. Çok sıcak kanlı çocuktu ilk gördüğümden beri hep sıcak kanlı davranmıştı. Daha ilk günden kanım ısınmıştı ona.
"24 yaşındayım, yurt dışında okudum ben, zaten küçüklükten beri yabancı dillere ilgim vardı öğrenmek benim için hep basitti, sonuç bu. " ellerimle kendimi göstermiştim.
"Sonucun maşallahı var canım." Barış ağzının içinde bir şeyler gevelemişti ama anlamamıştım o yüzden oralı olmayıp bi şey sormadım.
"Bize dört dilde aynı cümleyi kursana bir kere Göksu ,bakalım nasıl diğer dillerin." Yunusun isteğiyle birlikte "Sanki sen diğerlerini biliyorsunda nasılmış bakacakmış salak herif." diyerek Yunus' un kafasına vurmuştu Barış.
"Oğlum ne vuruyosun ya merak ettik işte. " Barış hasbinallah der gibi kafasını sallayıp bana dönmüştü.
"Tamam beyler sakin ne söylememi istersiniz." hemende cıvıtıyolardı canım bunlarda.
"Barış çok güzel futbol oynuyor de." sırıtan Barışa karşılık verip bende sırıttım. Gülümsemesi bulaşıcıydı resmen. Biraz ona takılmak istemiştim bu yüzden
"Hay hay."
"Barış çakma sarı saçlarıyla çok güzel futbol oynuyor." dört ayrı dilde aynı cümleyi kurduğum da yüzüme boş boş bakan çocuklara gülmeden edemedim.
Mauro yanıma gelip kendi saçını tutup "Sözleşip yaptırdık." dediğinde kahkaha atmıştık.
"Ne dedin de İcardi saçını başını gösteriyor ya." Barış bana yaklaşınca omuz silkerek cevap vermemiştim.
"Küfür falan etmedin demi."
"Aa saçmalama ne küfürü biraz saçlarına takıldım o kadar. Çok ayıp ya." gücenmiş gibi Barış a bakıp gözlerimi kırpıştırdım.
"Yakışmış mı beğendin mi saçlarımı herkes hasta bu saçlara" ukalalığına benden bir alkış. Yani kötü diyemezdim saçlarına ama ne gerek vardı yani.
"Yani fena değil ama radikal bir tercih olmuş bence." yandan bana bi gülüş atıp önüne döndü.
"Ya Barış çekil şurdan ya bi muhabbet ettirmiyorsun kızla tanışıyoruz burada saçını başını soruyosun. " Kerem Barış ı itekleyip bana yaklaşmıştı. Barış gözlerini devirip soluma yanaştı, omzu omzuma deyiyordu. Boyu boyuma tövbe yarabbim ne alaka şimdi nerden aklıma geldiyse tekrar Kerem e odaklandım.
"Göksu şu böyle peltek peltek gibi sesler çıkardığın dil Fransızca mı ya. Bİr daha bi cümle kur bakayım." Herkes kahkaha atınca bende gülmeden edemedim. Fransızlar duysa oturur ağlar. Peltek peltek mi.
" Burada olduğum için çok mutluyum. Sİzleri tanımak çok güzel umarım hepimiz çok iyi anlaşırız." cümle mi bitirdiğimde Barış in bakışlarını üstümde hissediyordum ama dönüp bakmadım.
"Dile bak ya hep özenmişimdir şu Fransızcaya böyle bi kulağa güzel bi değişik geliyo anasını satayım." Yunus un cümlesine herkes kahkaha atıp eğlenirken bizim 53 ciddi bir suratla hala bana bakıyordu. Bİr şey oldu da benim mi haberim yok şimdi, anlamadım. Barış çocuklara dönüp;
"Hadi millet antremana geçelim baya goy goy yaptık." herkes onu onaylayınca benimle vedalaşıp kalelere doğru gitmeye başladılar. Bende kenarda ki kulübeye geçip onları izlemeye başladım. Aylin hanımı bekleyecektim ve detayları konuşacaktık daha.
Yaklaşık 10 dakika sonra Aylin hanım yanıma geldiğinde ben daha yaşlı birini bekliyordum ama yaşıt gibi duruyorduk. Kısa düz sarı saçları beyaz teni vardı. Kahverengi gözleri yüzüne tatlılık vermişti, yaklaşık 1.65 boylarında duruyordu. Üstünde galatasaray in takımdakilere verdiğine benzer eşofman takımları vardı elinde sıkıca tuttuğu evraklarıyla bana iyice yaklaştı.
"Aylin Karakaya, memnun oldum sende Göksu olmalısın." uzattığı elini sıkıp ayağa kalkmıştım. Benden bir kafa kadar kısaydı Aylin haliyle başını kaldırmak zorunda kalıyordu.
"Memnun oldum Aylin Hanım evet ben Göksu."
"Beraber tesisi gezelim Göksu sonra detayları konuşuruz hem odanı gösteririm sana, ayrıca bana Aylin de lütfen."
Yaklaşık 15 dakikalık gezinti sonrası kapıda ismimin yazdığı odaya girdik. Kare şeklinde ki oda geniş ve ferahtı. Kapının hemen karşısında masam, sağ yan duvarda boylu boyunca dolap ,masanın önünde karşılıklı iki berjer ortasında sehpası vardı. Odadan saha görünüyordu camlar boydan boyaydı. Masanın karşı duvarında LCD ekran bir televizyon vardı. Odada ki tüm mobilyalar beyaz renkliydi güzel şık bir görüntü veriyordu. Klasik koyu ofis görüntüsünden uzaktı. içim açılmıştı.
"Burası gördüğün üzere senin odan Göksu, ihtiyacın olan bir malzeme olursa istek yaparsın aldırırız. İstediğin gibi dizayn edebilirsin. "
"Teşekkür ederim." karşılıklı masanın önündeki koltuklara kurulduk.
"Göksu işin detaylarına gelecek olursak iç rotasyonumuzu kendimiz oluşturuyoruz. Kim saha içine girecek, kim röportajlarda , yurtdışı maçlarına nasıl gidiyoruz bunları sırasıyla yapıyoruz. Özel bir işin olduğunda önden söylersen ona göre görevlendirme yaparız. Şuan yeni olduğun için sen mutlaka benimle ya da Ufuk ile katılacaksın bir süre. Bu süreçte biraz yorulabilirsin çünkü seni götürebileceğimiz her yere götürmeyi düşünüyoruz ne kadar işi gözlemler birebir katılırsan o kadar hızlı öğrenirsin. Tesis içinde resmi giyinmene gerek yok sana eşofmanlardan temin edilecek üç çift, yazlık ve kışlık olarak. Benden sana tavsiye odanda bir takım elbise ve topuklu bulundur ne zaman ne çıkacağı hiç belli olmuyor. Mail adresin açıldı oraya sana çalışma listesini atacağım oradan takip edersin. Numaranı da verirsen kaydedeyip whatsapp gruplarına eklemem lazım aynı zamanda."
Aylin e numaramı verip çaldırdım oda bana mail adresimin yazılı olduğu kağıdı verdi.
"Bu arada sana Laptop ve tablet verilecek Okan hocanın odasının yanında ki malzeme yazan odaya uğrayıp ismini ver teslim etsinler. Bugünlük söyleyeceklerim bu kadar Ufuk bugün izinli olduğu için aramıza katılamadı döndüğünde tanışırsınız. "
"Çok teşekkür ederim Aylin çok açıklayıcıydın ."
"Ben teşekkür ederim ne demek. Aramıza hoşgeldin. Bugün için istersen eve gidebilirsin burada başka yapılacak işimiz kalmadı. Fırsatın varken git dinlen." sıcak bir gülümsemeyle karşılık verip tekrar teşekkür edip odadan çıktım.
İlk iş Aylin'in tarif ettiği odaya gidip laptop ve tableti teslim almıştım. Sabah kahvaltı etmeden çıkmanın ceremesini şimdi çekiyordum aşırı açıkmıştım. Uzun koridorda ki otomata yaklaşıp kendime bir bisküvi aldım en azından biraz açlığımı bastırırdı. Odaya dönüp bilgisayar ve tabletin ayarlarını yapıp mail adresimi açmaya karar verdim. Çalışma listesine bir göz atsam iyi olacaktı.
Mailimi kontrol ettiğimde yarından sonra kendi sahamızda sivas sporla maç görünüyordu. Telefonumum titreyince bilgisayarı kapatıp bildirimime baktım.
Aylin Karakaya kişisi sizi GalatasarayTercümanlar grubuna ekledi.
Aylin Karakaya kişisi sizi GalatasarayTakım grubuna ekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Top Yuvarlaktır
FanfictionKariyer planları yapan Göksu Türkoğlu'nun aklında bir futbolcuya aşık olmak yoktu. Aşk aklınıza gelince yaşanacak bir duygu değildir, bir anda gelir ve merhaba der.