19. BÖLÜM

36 2 0
                                    

"Sonuçlar babasını gösteriyor. İncelemeler sonucunda parmak izinin babasına ait olduğunu anladık. Aynı zamanda odada katliamın yaşandığı besbelli ortada. Yine kan testinin sonucunda çocuğa ait olduğunu anladık. Yani çocuğun katili babası..." Alice'nin yaptığı açıklama sonrasında duyduklarıma inanamadım. Tahmin ettiğim gibi çıkmıştı her şey! "O cani ise ülkeden kaçmak yerine nasıl olsa bir şey olmaz düşüncesiyle bu ülkede kalmaya devam ediyor. Şu an nerede olduğunu tespit etmek üzereyiz. Adamlar bunun için çabalıyor fakat tahminimiz sonucunda o pislik Amerika içinde bir akrabasının evinde kaldığı ve ondan yardım istediği biliniyor. Adresi tespit edip iki güne kalmaz bu işin içinden çıkar ve göreve çıkarız."

Araz ile o kadın yaptığı konuşmasında herkesi şok etmeyi başarmıştı. Ben çok şaşırmamıştım çünkü o çocuğu öldüren kişinin ya annesi ya da babası olduğunu tahmin etmiştim. Aynı zamanda akrabası da çıkabilirdi. Ne pislik ve ne acımasız insanlar vardı şu dünyada! İnsan artık kendi anne ve babasına güvenemez olmuştu.

"Annesi çocuğu doğurmak istememiş ve zorla yanında tutuyormuş. Çocuğun yaptığı bir hatayla okuldan geldikten hemen sonra onu şiddete boğmuş. Maalesef ki dünyada bu tür insanların olması, bu tür câni ailelerin olması yürek burkuyor. Ölüm sebebi ise babası onu okuldan geldikten hemen sonra şiddetle karşı karşıya bırakmış. Zaten ölümünden hemen önce kolunda gözüken birçok yara olduğu biliniyor, gözündeki ve kollarındaki morluklar da dahil."

Şu cümleler her kurulduğunda içimi bir his kaplıyordu. O his, çok anlamsız ve benim için çok korkutucu bir histi. Daha fazla bu vakalarla karşılaşacağımızı biliyordum fakat yine de alışamıyordum. Şu evrenin, şu hayatın en büyük sorunu da cinayet ve şiddetti. İnsanlar şiddet olmadan olayları çözmeye bilmiyordu, olaylara çözüm yolu aramıyordu. İnsanoğlunun en büyük sorunu da buydu! Her şey şiddetle çözülür, döverek, öldürerek, katliamla, cinayetle çözülür zannediyorlardı.

Ama hayır! Böyle değildi.

Bazı şeyler konuşarak veya anlaşarak çözülmeliydi, şiddetle veya ölümle değil! Ama insanlar bunun bilincine doğru düzgün varamıyordu. Şiddetle çözülecek olaylar elbette olurdu fakat en ufak durumlarda bu geçerli olmamalıydı. Konuşarak halledilebilirdi bu tür durumlar. Her şeyin başı, her şeyin önceliği şiddet asla olmamalıydı. Bunu engellemeye çalışmaktı en güzeli, bunun bilincinde olmaktı...

"O zaman bu işin içinde anne de var." Dedi Selin. Haklıydı, olabilirdi. Nasıl olsa bu şiddeti anne engellememişti. "Aynen öyle. Başka açıklaması olamaz çünkü bir anne de olsa çocuğunun ölümüne göz yumamaz." Dedi Andrea.

"Öyle gözüküyor fakat araştırmalar az çok ilerlediğinde her şey belli olacak. Şimdilik hazırlıklarınızı yapmaya başlayın ve bu görev için kendinizi hazır hissetmiyorsanız çekilin." Dedi Araz ve bazıları göz devirdi. Haklılardı çünkü her türlü şey, her türlü operasyon için hazır olmayacaksak neden buradaydık veya neden çekip gitmiyorduk? "Hazırız ve burada hazır olmayan hiç kimse göremiyorum." Dedim onun sözüne meydan okuyarak.

"Pekâlâ, bu kadar iddialıysanız..." Diyerek bulunduğumuz alandan ayrıldı. "Sıkılan varsa çekip gidebilir. Nasıl olsa burada milleti zorla tutmuyoruz." Alice daha fazla konuşursa ve bana bakarak cümle kurmaya devam ederse ona o kelimelerini tek tek yedirirdim! Daha fazla şansını zorlamamalıydı bence.

"Bence sen daha fazla konuşma. Sıkıldıysan çekip gidebilirsin ve bu bizim işimize gelir. Çok da şansını zorlama!" Benden önce Selin lafı bıraktığında kınayıcı gülüşümü tutamadım. "Bence dinlesen iyi olur," diyerek ikimiz oradan ayrıldık. Sanki olgun değil de başkalarına karşı ergen bir tavır takınıyor gibiydi kendisi. Şu tesise geldim geleli onu ne gözüm tutmuştu ne de sevebilmiştim. Allah bir gün cezasını verecek ama ne zaman? Favori aktiviten ne diye sorsalar; insanları sinir edip, sinirden çatlatmak derdi. Kesinlikle açıklaması buydu.

GECEYE FISILDANAN SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin