Olayın üzerinden tam iki ay geçmişti ve bu süre zarfında Kai'nin psikolojik durumu iyice kötüye gidiyordu.
O sabah uyandığında kendi üstsüz bedeni ve yataktaki kan meni kalıntılarını görünce yaptığı iğrençliği hatırlamış kendinden nefret etmişti.
Siwon gelmeden etrafı toparlayıp kendi odasına gitmişti. Bir gün sonra amcasının ağlayarak yeğenini aradığını ve evden kaçtığını duyunca dünyası biraz daha yıkılmıştı.
Onun yüzünden masum bir çocuğun hayatı mahvolmuştu. Bu düşünce günden güne Kai'yi yiyip bitiriyordu.
Bir süre sonra annesi onun bu durumunu farketmiş ve psikolojik tedavi almasını söylemişti. Oda kabul etmiş yaşanılan iğrenç olayı unutmaya çalışmıştı.
Şimdi bir aydır tedavi gördüğü doktoru Bay Park'ın odasındaydı ve bir seansın ortasındaydılar.
Bay Park Kai'den uzun ve daha yapılı biriydi. Kai ilk gördüğünde bu dev adamı biraz ürkütücü bulmuştu fakat sonradan çok kibar ve nazik biri olduğu kanıtına varmıştı.
Kai bu adama güveniyordu. Hiç kimseye bahsedemediği o olayı sadece ona anlatmıştı ve Bay Park çok doğal karşılamıştı. Kai, mesleğinde böyle bir çok olayla karşılaştığını düşünmüştü.
Chanyeol oturduğu koltukta biraz kıpırdadı ve elinde dökümanlara birşeyler karalayıp Kai'ye döndü.
"Evet Bay Kim bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"
Kai sıkıntıyla iç çekti ve konuştu.
"Gitgide daha kötü oluyor. Artık uyuyamıyorum her gün rüyalarımda."
"Hmm peki hiç başka birşeye odaklanmayı denediniz mi? Bu olay yerine başka şeyler düşünün yani kendinize başka uğraşlar bulun. Eminim ki o olaydan başka birşey düşünmüyorsunuzdur."
"Haklısınız ama ne yapabilirim ki?"
Chanyeol biraz düşündü ve yeniden Kai'ye döndü.
"Bir hobi edinin, mesela dans gibi. Dikkatinizi ona verin."
"Evet aslında üniversite yıllarımda çok iyi bir dansçıydım. Sanırım yeniden deneyebilirim."
Aklına gelen düşüncelerle Kai'nin yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Kendisine hiçte istemeyeceği gözlerle bakan Bay Park'tan habersiz.
-------------
Seung Hyun artık Sehun için onu sahiplenen bir ağabey, bir koruyucu gibiydi.
O olaydan sonra Sehun'a her anlamda yardımcı oluyordu. Gerek fiziksel, gerek psikolojik anlamda.
Ona daha iyi bir hayat sağlıyor, mutlu olmasını sağlıyordu. Evet Seung Hyun bunu 2 ayda başarmıştı.
Seung Hyun işe gitmediği zamanlarda Sehun'a herşeyi öğretiyor, olabildiğince bilgi haznesini geliştiriyordu. Hatta ona okuma yazma bile öğretmeye başlamıştı.
Sehun odasında tabletine indirdiği kitap uygulamasından birşeyler okumaya çalışıyordu. Pek başarılı olduğu söylenemezdi fakat deniyordu sonuçta yeni öğrenmeye başlamıştı.
Elinde bir hediye paketiyle odaya dalan Seung Hyun küçüğün bu dikkatle bir yere odaklanmış halini görünce hafifçe gülümsedi. Yanına yaklaştı ve elindeki hediyeyi ona uzattı. Sehun ona uzatılan hediyeyi açtı ve içinden bir zarf çıktı.
"Bu ne hyung?"
"Bu aralar çok çalıştığın için Jiyong ve ben bir tatili hak ettiğini düşündük. Bu yüzden seni 3 aylığına Japonya'ya göndermeye karar verdik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kınalı Yapıncak // Kaihun
AléatoireBaya baya aynı isimli Yeşilçam filminin SeKai versiyonu işte. -Kitap 2014 sonlarına doğru yazılmıştır. İlk kitabımdı yayımdan kaldırmıştım. Şimdi yeniden yayımlıyorum.-