"Mu-muhtar, benim 'öhö' senden son isteğim o yetim yavrucağı buralarda koyma,onu 'öhö' Seul'e büyük amcasının bahçıvan olarak çalıştığı çiftliğe gönder.Amcası ona baksın.""İyide, o çocuk orada ne yapacak, hiç bilmediği tanımadığı yerlerde?"
"Burada kimsesi yok, orada ona bir kaç 'öhö' iş verirler. Kalacak yer temin ederler. Hiç olmazsa aç kalmaz."
"Tamam sen merak etme en yakın zamanda onu göndereceğim."
Zavallı adam muhtarın sözüyle artık rahat bir şekilde ölebilirdi.Bu dünyada kimi kimsesi olmayan Küçük Sehun'un tek dayanağı oydu, ama oda ağır bir hastalığa yakalanmış ölüm döşeğine düşmüştü.O ölürse Sehun'u burada yaşatmazlar aç bir kurt gibi kaparlardı. Oda bu yüzden çareyi çocuğu şehire göndermekte bulmuştu.
1 ay sonra
"Sehun sus artık deden öldü, sen kabul etsende etmesende o geri gelmez"
Dedesinin ölümden sonra küçük çocuk iyice zayıflamış, bitap düşmüştü. Zaten bir deri bir kemikten oluşan çocuk şimdi iyice kırılgan bir yapıya sahip olmuştu. Dedesinin ölümü aklından çıkmıyor omuzları sarsıla sarsıla ağlıyor dedesinin geri dönmesini istiyordu.
Bunun böyle gitmeyeceğini anlayan muhtar Sehun'u kendine çevirdi ve konuşmaya başladı, biliyorki dedesi ne derse kabul ederdi.
"Sehun deden'in ölmeden önceki son isteği neydi biliyor musun? Eğer o ölürse senin ağlamamanı, Seul'deki amcanın yanına taşınmanı istenmişti. Ama sen burada oturmuş ağlıyorsun. Onun son isteğini yapmayacak mısın haa?"
Çocuk bu sözleri duyunca hızla kafasını iki yana sallamaya başladı ve boğazından hırıltılı sesler çıkarmaya başladı. Konuşamasada istemediğini söylemeye çalışıyordu.
"İyi o zaman yarın benimle Seul'e geliyorsun."
Küçük başını usulca salladı ve üç, beş parça olan yırtık kıyafetlerini bir poşete koymak için kulübenin kendisine ait olan bölümününe gitti.
-------------
Sabah olduğuna Sehun tahta kapıya vurulan hızlı yumruklarla uyandı. Hemen yerinden kalktı ve kapıyı açtı.Karşısında Muhtarı gördü.
"Sehun, hazırsan yola çıkalım zaten otobüs kalkmak üzeredir." Muhtar içeri girme gereği duymadan hızlıca söyledi.
Sehun zaten dilsiz ve yetim olduğu için insanlara yük olduğunu birde onları bekletmek istemiyordu bu yüzden hızlıca içeriye geçti eşyalarını alıp muhtarın yanına geldi.
-----------------
"Dostum, ne istiyorsan söyle işte."
"Sana daha öncede söyledim Kai, ben bu iddiayı kazanırsam senden hiçte kolay birşey istemeyeceğim."
"Evet, herneyse kazandın ne istiyorsun söyle."
"Bunu zaman gösterecek, istediğim şeyi görünce sana haber veririm."
Kai ve Kris anaokulundan beri arkadaştılar. Birbirlerini çok sevmelerine rağmen çok rekabetçi bir kişiliğe sahiptiler. Bu yüzden hep birbirleriyle iddiaya girerlerdi.Bu sefer ise şirketteki çalışanlardan Chen ve Xing'in sevgili olup olmadıkları hakkında iddiaya girmişlerdi.
Kai Xing'in Chen'e bakmayacağını söylesede, Kris onların arasında birşey olduğunu savunmuştu. Sonuç Xing'in Chen'e evlenme teklifi etmesiyle sonuçlanmıştı ve Kai iddiayı kaybedip Kris'e istediğini vereceğine dair söz vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kınalı Yapıncak // Kaihun
RastgeleBaya baya aynı isimli Yeşilçam filminin SeKai versiyonu işte. -Kitap 2014 sonlarına doğru yazılmıştır. İlk kitabımdı yayımdan kaldırmıştım. Şimdi yeniden yayımlıyorum.-