24

245 16 1
                                    

Öyle güzel bakışları vardı ki,
Sadece beni gördüğünü zannetmiştim.




"Yenge şimdi konağa mı gidiyoruz?"

"Şimdi değil önce git biraz kendine gel. Berbere, mağazaya filan yani. Bende o sırada Deniz için mobilya seçeceğim. Biraz da kıyafet alışverişi filan yaparım."

Ona, Adar'ın eksikleri almam için verdiği kartı verdim. Bu kartı pek kullanmazdım o yüzden bende olmaması çok da etkili değildi.

"Senin kartların gelene kadar bununla idare et. Abinin kartı zaten bu."

Hazar kafasını salladı. O bizden ayrılırken minikle baş başa kalmıştım.

Bagajda ikizlerin puseti ve yenidoğan iken kullandığım bir kaç malzeme vardı. Onları elden çıkarmadığım için şükretmiştim. Hemen onu güzelce arabaya yerleştirip çarşıya gittim.

Ikizlerin odasını aldığım yere gittim. Oradan memnundum ve Deniz için de oradan alışveriş yapacaktım.

Çok güzel soft bir bebek odası seçtim.
Sallanan sandalyesi, beşiği , halısı dolabı çok güzeldi. Adını yansıtan bir odası olması için çok güzel aksesuarlar tercih etmiştim.

Mobilyalardan sonra kıyafet, bebek bezi gibi ihtiyaç olanları ve ardından onun için güzel oyuncaklar almıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mobilyalardan sonra kıyafet, bebek bezi gibi ihtiyaç olanları ve ardından onun için güzel oyuncaklar almıştım. Uyku arkadaşı için Deniz'i peluşlara çevirdim.
Ben de bakarken Deniz elini kocaman bir file attı.
Minik elleri fili sağlamca tutarken gülümsedim.
"O senin boyundan bile büyük!"

Fili sıkıca tutması sebebiyle onu almıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fili sıkıca tutması sebebiyle onu almıştım. Işimi oldukça hızlı hallettikten sonra hemen hastaneye gittim. 2 haftalıktı ve çok fazla dışarıda dolanmıştı ayrıca çok harebe bir evde vakit geçirmişti.

"Herhangi bir sağlık problemi yok. Gelişimi biraz az sadece. Sanırım beslenmede problemi var."

"1 haftadır annesi tarafından emzirilmiyordu süt annelerini de reddetmiş. Bugün 2 saat minik minik aralıklara süt emdi."

"Meme reddi yaptı mı peki tekrardan?"

"Hayır gayet iştahla sütünü içti."

"Çok güzel. O zaman kim emzirdiyse devam etsin çünkü kilosu biraz geride. Onun dışında pek bir problemi yok."

Doktordan sonra Hazar'ı aradım. Onunla çarşıda buluştuktan sonra konağın yolunu tuttuk. Arabayı o sürerken bende arkada bebekle ilgileniyordum.

Annesi olacak o kadına lanet ettim. Hiç mi vicdanı yoktu?

Sonunda konağa geldiğimizde Hazar derin bir nefes aldı.

"Bana bırak Hazar. Sen önden gir ben de 2 dakika bebekle ilgilenip geleceğim."

Hazar arabadan inip konağa geçti. Bende Deniz'i güzelce tekrardan örtüsüyle sarmalayıp kucağıma aldım. Aç olmadığından emin olduktan sonra arabadan indim.

Konağa yaklaştığımda önce kapıyı dinledim.

"Hazar oğlum!"
Hevi Hanım ağlıyordu. Herkesin şaşkın olduğundan adım kadar emindim.

Çok uzatmadan bende içeri girdim. Adar bakışlarını Hazar'dan alıp bana çevirdi.
"Mehpare ne oluyor? Bu bebek kim?"

"Benim oğlum abi."

Hazar'ın cumlesiyle herkes duruldu.
"İçeri geçelim Hazar her şeyi anlatsın."

Hepimiz oturma odasında otururken Hazar her şeyi anlatmaya başladı.

"Vah yılan! Şuncacık sabiye acımamış hain!"

"Olan oldu anne. O kadının arkasından konuşup da daha fazla Hazar'ı üzmeyelim. Hazar'ı evden ben gönderdim şimdi ben geri alıyorum. Sizlerden de affetmenizi istiyorum."

Aslında sözüm Delal'e idi. Çünkü abisiyle problemi olan oydu. Delal, Hazar'a yaklaşıp sarıldı.

"Hoşgeldin abi! Seni çok özledim."

Delal ile Hazar ağlayarak birbirine sarıldı.

Bende ayaklanıp yeni uyanmış bebeğin yüzünü açıp aileye gösterdim.

"Deniz Hanzade ile tanışın."

Dediğim isimle herkes durulurken Hevi Hanım dolu gözleri ile gülümsedi.

"Rabbim bizden Deniz'imizi almıştı. Şimdi bir Deniz daha verdi. Hoşgeldiniz yavrum evinize."

"Bu minik beyfendi Güldeniz ve Gökdeniz'in tek kuzeni değil."

Adar kaşlarını çattı.
"Ne demek istiyorsun güzelim."

"Onlar artık süt kardeşi."

Hevi Hanım yüzüme minnetle baktı. Daha fazla ağlamaya başladı. Elimi tutup bana sarıldı.

Hazar bana dönüp baktı.
"Bu konağa geldiğin ilk günden beri hep iyilik yaptın. Bana attığın o tokatta bile yemin ederim ki içimde sana karşı gram bir kötü düşünce geçmedi. Şimdi ise oğluma süt annesi oldun. Kendi öz annesi bile onu istemezken sen ondan daha çok sardın onu. Hakkını asla ödeyemem yenge. Iyi ki varsın."

"Tamam artık ağlamak yok! Hadi Deniz kardeşleriyle tanışsın.  Hem Hazar sende gel yeğenlerinle tanış."

Hazar oyun alanında olan 3 bebeğe baktı.
"Canfeza, Güldeniz, Gökdeniz ve Deniz. Evimiz minik bir anaokulu mübarek!"

Devran neredeyse ağlayarak espri yaptı. Herkes ona gülerken ben Deniz'e sokuldum.
Aynı şeyleri yaşamak çok garipti.

Hazar'la konuşup, Deniz'in ihtiyaçlarını gidermek icin benimle kalması gerektiğini söyledim.
Bana büyük bir minnetle bakıyordu.

Depodan anne yanı beşiğini çıkarmıştık. Ben Deniz'in yıkanan giysilerini asarken Adar'da beşiği kuruyordu.

"Gelmeden önce Deniz için mobilya aldım. Yan tarafta ki boş odayı düşündüm odası için."

"Çok iyi düşünmüşsün güzelim."
Adar bana yaklaşıp elimi tuttu.
"Güzel kalbini gördükçe sana daha da aşık oluyorum."
"Kalbimi güzelleştiren senin aşkın zaten."

Birlikte biraz sarıldıktan sonra aşağıya indik. Sofra kurulmuştu. Çocuklara bakıp sofraya geçtik. Hasan Baba normalde herkes oturduğunda yemek yemek için bizi buyur ederdi. Ama şuan yüzünde ki gülümsemeyle bizi izliyordu. Bakışları bende durduğunda gülümsemesi büyüdü.

"Mehpare kızım, sayende bugün bu kadar huzurla bu sofradayız. Allah senden razı olsun. Yaptığın bunca şeyin karşılığı olmaz biliyorum. Ama benim gönlümden kopan bir hediye vardır. Son 1 aydır bunu düşünüyordum. Hanzade Mimarlık Şirketi kuruldu. O şirket senindir kızım."

Hep alanımda bir şirket kurma hayalim vardı. Ama son zamanlarda ailem ile olmak daha da mühimdi benim için.

"Baba bu... ben ne diyeceğimi bilemiyorum."

Devran ellerimi masaya vurarak ayağa kalktı.

"Saygı duyun insanlar karşınızda iş kadını Mimar Mehpare Hanzade var!"

Masada ki herkes alkışlamaya başladı. Arkada oyun oynayan bebeklerde eşlik ettiler.

Bu benim için yeniden doğuş gibiydi.

Edirne'den Mardin'eHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin