Şanlı konağı
Kapı çalmıştı. Seyran heyecandan ölebilirdi o anda. Farkındaydı ki salak gibi gülüyordu. Hemen ciddi suratını takıp kapıyı açtı. Kapıdaki görünen ilk kişi Halis ağaydı." Hoş geldin Halis ağa!"dedi Seyran gülümseyip ve elini öptü. "Hoş bulduk kızım!"dedi Halis ağa bariz mutlukla. Severdi genç kızı. Tam ailesine layık bir gelindi.
Herkes oturmuş ve birbirlerini görüyorlardı. Hiç kimse konuşmuyordu ta ki Muratın sesi duyuldu."Yüzün nasıl FerIt?"diye sordu Murat sırıtırken. Seyran bu soru karşısında abisine dönmüş ve ona "yapma" diyen bir surat ifadesi takmıştı. "Müstakbel karım beğensin o yeter" dedi Ferit gülümserken. Murat yüz ifadesi değişmişti o anda. Küçük kız kardeşi evleniyordu. 4 gün sonra kahvaltı masasında herkes orada olacakken Seyran olmayacaktı. "Vermiyorum lan sana kardeşimi!"diye söyledi Murat yüksek sesle. "Alıyorum lan!"dedi Ferit kızgın bir sesle." Vermiyorum!"dedi Murat yine altta kalmayarak. "Bi durun ikinizdee!"diye bağırdı Mehmet ağa. "Kızım sen istiyor musun ? Bu evliliğe razı mısın?"diye sordu dedesi. Seyran konuşacakken Murat konuştu."Tabiki hayır değil mi canım kardeşim?"diye sordu Murat kardeşine umutla. "Razıyım abi"
Seyranın bu sözünden sonra Murat susmuş Ferit ise gülümseyerek zaferini Murata gösteriyordu. Seyran,Dilara ve Esme hanım mutfaktalardı. Seyran kahveleri hazırlıyordu Dilara ise lokumları hazırlıyordu. Esme hanım kızının mutluluğuna gülümseyemeden edemedi.
Kahveler yapılmış ve dağıtılmıştı. Ferit kahvesini denemek istemiyordu. Ama içecekti! Sadece sevdiği kız yaptığı için içecekti! Bir anda kafasına dikti. Kahveyi içmeden önce "Seyranım bana tuz ile kıymaz değil mi?"düşünüyordu ama kahvenin tuzlu tadı yoktu. Ballı bir tadı vardı. Muratta tabikide Feritin tuzlu kahveyi içerken yüz ifadesini bekliyordu ama o ifadeyi göremedi.
"Kahvelerimizi içtik. "Şimdi ziyaretimizin asıl sebepine gelelim. Allahın emriyle Peygamberin kâvlilye Seyran kızınızı torunuma Ferite istiyorum!"dedi Halis ağa. Iki gençte bu cümleyi duyduğunda heyecanlandı. Ikiside Mehmet ağanın cevabını bekliyordu. "Torunun torunumu üzerse kemiklerini kırarım ona göre!"dedikten sonra Seyran ve Ferit kalkıp büyüklerin elini öptü. Seyran belli etmese de ilk defa uzun bir aradan sonra mutluydu. Ferit ise mutluluktan ölmek üzereydi. Sevdiğine kavuşmuştu.
Yüzükler takılmıştı ve tam Korhanlar gidiyordu ki Ferit "Mehmet ağa izninle Seyranı alıp dışarda gezmeye gidebilirmiyiz?"diye sordu. Tek isteği Seyranla birlikte yalnız olabilmekti."11de eve" dedi Mehmet ağa itiraz istemeyen bir sesle. Genç kız hemen odasına gidip üzerini değiştirdi.
Aşağı indiğinde sadece Ferit bekliyordu onu. Korhan ailesinin diğer üyeleri evlerine gitmişti. Ferit ise ceketini çıkartıp gömleğinin 3 düğmesini açık bırakmıştı. Kadının gözüne mükemmel olmuştu. Bayılıyordu Seyran Feritin salaş giyim stiline.