(3. Ağız anlatım)
Jisung'un gördükleri onu biraz ürkütsede belli ettirmedi. Cesur davrandı sonuçta bu Minho ile ilk beraberliği değildi.
Minho'nun yatakta nasıl biri olduğunu az çok biliyordu.Minho, Jisung'a sırıtarak bakmaya devam ediyordu. Böylesine bir blöfe Jisung'u inandırabildiği için mutluydu.
Jisung : Şartlarını yerine getireceğim Minho ama bana Seungmin'in yerini söyleyeceğine söz vermelisin.
Minho tekrar sırıttı, elbette Chan'ın Seungmin'i nereye kaçırdığını bilmiyordu ama bunu Jisung'a söylemek gibi bir niyeti yoktu.
Bu Jisung'tan yararlanmak için iyi bir fırsattı.
Teslim oluyormuş gibi ellerini kaldırdı, dudağının kenarıyla sırıtırken konuştu;Minho : tamam küçük sevgilim, söyledim ya sen benim şartlarımı yerine getireceksin ve bende sana arkadaşının yerini söyleyeceğim.
Jisung ona inanmıştı hadi amaa Jisung aptal mıydı? Yoksa Minho mu çok iyi yalancı?
Bu sorunun cevabını biliyoruz değil mi Minho iyi bir yalancıydı.Minho telefonuna gelen bir bildirim sesini duyunca telefonunu çıkarıp ekranı açtı.
Mesajı okuduğunda yüzünde ki tebessümü soldu.
Jisung bişeylerin ters gittiğini, o mesajda Minho'yu rahatsız edecek bir şeyin olduğunu anlıyordu.Jisung : bişey mi oldu?
Minho başını kaldırıp karşısında ki sevdiğine baktı.
İtiraf etmeli miydi? Nasıl söyleyeceğini bilmiyordu ona yalan söylemek istiyordu.
Tamam başta çok fazla yalan söylemişti Jisung'tan gerçek kimliğini saklamıştı ama Jisung'a hiç ihanet etmemiş ve onu hep sevmişti.
Ve şuan bu gerçeği Jisung'a söylemezse onu aldatmış olacaktı.Derince yutkundu, ve bir elini kaldırıp Jisung'un elini tuttu. Söyleyeceği şey belki de tüm kırılmaz bağlarını koparacaktı...
Minho : özür dilerim Gün ışığım.
Jisung kaşlarını çattı, neden özür diliyordu ki sevdiği adam?
Jisung : Minho neden özür diliyorsun neler oluyor?
Minho : ben... evleniyorum.
Jisung artık tamamen suskun kaldı, kelimeler boğazında düğümlendi
Duyduğu şeyin doğru olduğuna inanamıyordu.
Elleri titriyor, gözleri yaşarıyordu
Ağlamak istemiyordu o kimsenin yanında ağlayamazdı ki, utanırdıMinho : lütfen Jisung bağır bana, küfret, iğrenç biri olduğumu söyle ama lütfen susma.
Evet normal biri olsa bunları yapardı değil mi?
Hayır gerçekten seven biri tam olarak Jisung gibi hissederdi.
Elleri titriyordu mesela Jisung'un ağlamamaya çalışıyordu ama gözleri ona çoktan ihanet etmişti bile.
Titreyen elini Minho'nun elinin arasından çekti konuşmak için yaşlarla dolu gözünü Minho'nun gözleriyle buluşturdu.Her zaman buz gibi bakan sevdiği adam Minho'nun gözleri yerini bir yağmur damlasına benzeyen yaşlara bırakmıştı.
İkiside ilk kez birilerinin yanında ağlıyordu.
Bu onların ilk seferiydi keşke güzel bir ilk olabilseydi.Jisung ne kadar çabalasada konuşamadı, lanet olası laflar ağzından çıkamadı.
Ha eğer konuşabilseydi söyleyeceği tek cümle "Seni mavi güller kadar sevdim Ay ışığım" olacaktı.•••
Felix hâlâ yurt binasının penceresinden Yurdun giriş bahçesine doğru bakıyordu. İkide bir saatini kontrol ediyordu, Jisung henüz dönmemişti ve tedirginliği artıyordu. Telefonu çaldı arayan kişi yurt dışında olan biricik arkadaşı Jeongin'di.
Felix başta açmak istemedi çünkü Jisung henüz dönmemişti ve içi rahat değildi ama sonrasında Jeongin ısrarla aramaya devam edince hem Jisung gelene kadar oyalanmış olur hemde özlediği arkadaşının sesini duyacağını düşünüp açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırılmaz Bağ ~MİNSUNG~
Novela JuvenilOkula müdür kılığında gelen, mafya Lee Minho Okulun zorba ve serserisi Han jisung