2.Bölüm:"Berbat Anne"

460 121 12
                                    

Merhaba,size bayram hediyesi olarak bölümü yayınladım.Sizden küçük bir ricam var.Lütfen yorum yapın beğendiğiniz beğenmediğiniz yerleri söyleyin.Buna ihtiyacım var.Bu hikayemin başarılı olmasını istiyorum ve bunun için size ihtiyacım var.Yorumlarınızı ve Vote'larınızı eksik etmeyin lütfen.Yeni bölüm yazdıkça daha önceden hazır olan bölümleri yayınlıycam.

Hepinize bol harçlıklı,bol tatlılı  bayramlar dilerim...

2.Bölüm:"Berbat Anne"

Bir süre sonra halam sessizliği bozarak "Eee Stefan'ı nasıl buldun?"diye sordu.Muzipçe sırıtarak "Hoşlanıp hoşlanmadığımı mı soruyorsun?"dedim.Halam somurtarak "Stef en yakın arkadaşlarımdan biri.Onu severim ama Tanrı aşkına Miranda!Herif 184 yaşında.Kendine şöyle 50-60 yaşlarında bir vampir yada yaşıtın birini bulamaz mısın?"dedi.Ona aldırmadan sırıtmaya devam ederek "Gerçekten de 184 yaşında mı?Hiç göstermiyor."dedim.Halam bana ters tere baktı sonra ikimizde aynı anda kahkahalarla gülmeye başladık.

Eve varınca hızla odama çıktım.Zaten akşam yemeğini Stefan'la birlikte yemiştik.Odamda müzik dinlerken kapı çaldı.Kulaklıkla bile dinlesem evdeki herkes duyabileceği için hiç bu zahmete girmeden direk telefonumdan açıyordum ve böylece bana seslendiklerini duyabiliyorum.

"Gir."sesimden sonra kapı açıldı ve 20 gibi görünen babam görüldü.Ben daha bebekken halam onu vampire dönüştürmüş. "Hey ,rahatsız etmiyorum değil mi?"Babamın sorusuna karşılık başımı olumsuz anlamda salladım ve "Hayır,sadece müzik dinliyordum."dedi.m.

Babam içeri girdi ve kapıyı kapattı.Yatağıma ilerleyip ucuna oturdu ve iç geçirerek konuşmaya başladı.

"Annen aradı."Çok şaşırmıştım.Yani daha önce hiç bizi aramamıştı. "Ah!Ne istiyormuş?"diye sordum. Başka ne demem gerektiğini bilmiyordum çünkü. "Seninle tanışmak."Babamın söylediği her cümle beni daha da fazla şaşırtıyordu."Neden?"diye sordum sitemle.Babam hızla oturduğu yerden kalktı ve odada ileri geri yürüyerek "Bilmiyorum Miranda ve hiç bir fikrim yok." dedi.O da şaşkındı ve biraz da kızgın.

Sesimi çıkarmadan babamın sakinleşmesini bekledim.Babam da makyaj masama dayanıp derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştı.Çok değil sadece birkaç dakika sonra babam yanıma geldi ve "Buna mecbur değilsin tatlım.Onunla tanışmak istemezsen tanışmazsın. Onu arayıp bunu söylerim ve seni,sen isteyene kadar rahatsız etmez."dedi.Bir süre babamın gözlerinin içine baktım.

Babam biraz rahat bir adam olabilirdi belki ama beni gerçekten önemsiyordu.Biraz düşündüm, açıkçası annemin tek bir fotoğrafı bile olmadığı için onu hiç görmedim ve onu merak ediyorum. Tek bildiğim kızıl saçlarımı ondan aldığım.

Hala benden cevap bekleyen babama "Onu merak ediyorum baba,onunla tanışmak istiyorum."dedim.

Babam başını salladı ve "Arar söylerim.Yarın okuldan sonra buluşursunuz. Numaranı ona veririm. "dedi.Başımı salladım,saçlarımı öpüp odadan çıktı.

***

"Ne yani onca yıldan sonra çıkıp seninle tanışmak istediğini mi söylüyor?"dedi en iyi arkadaşım Nora. Müzik dersindeydik okulların kapanmasına az kaldığı için öğretmenler derslere girmiyordu.4. derste olmamıza rağmen Nora hala aynı soruyu soruyordu.

Bıkkınlıkla "Evet."dedim 100. kez. "Bence gitme.Bu güne kadar o olmadan nasıl idare ettiysen bu günden sonrada öyle idare edersin." dedi. "Bak sorun o değil.Hem kadın sadece benimle tanışmak istiyor Ben yanına almak değil.Sorun bana nasıl davranacağı yada benim ona nasıl davranacağım." dedim. İç geçirdi ve "Bunu sadece oraya gidince öğrene bilirsin."dedi. "Biliyorum."dedim ve telefonumla oynamaya başladım.

Sabah evden çıkarken halama "Günaydın." Mesajı atmıştım ve cevabını şimdi yani öğlen iki de aldım.

"Sana da günaydın.Sabah ameliyatım vardı sonrada işlerim yoğundu. Yeni gördüm. " Halam,işini normal yollarla yapar.Son çare olarak vampir kanına başvurur.

"Sorun değil "

"Biliyorum,gerginsin.Biyolojik annem Isabell'le tanışacağım zaman benden böyle hissetmiştim.İstersen bende gele bilirim?"

"Teşekkürler ama kendi başıma hallede bilirim.Seni seviyorum hala."

"Bende seni seviyorum bir tanem."

Ve böylece konuşmamız son buldu. Halamla telefonda konuşurken yada mesajlaşırken fazla uzatmayız.Bizim mesajlaşmalarımızı gören biri olsa bir birlerini pek sevmiyorlar anlaşılan der ama biz gerçekte daha yakınız.

***

Okuldan sonra annemin bana yerini mesaj attığı restorana gittim.Yürüyerek, henüz 15 yaşında olduğum için araba kullanamıyorum.Babam beni bırakmayı teklif etti ama annemin onu görme riskine giremezdik. Aradan 15 yıl geçmesine rağmen babamı hala 18 yaşında görmek annemin bayılmasına yeterde artar bile.Zaten annemin bana verdiği adres okula 15 dakikalık mesafedeydi.Oraya vardığımda küçük,sevimli bir restoran olduğunu gördüm.Pekala şov başladın!

Kapıdan içeri girince,kapıya en yakın olan masadaki kızıl saçlı, otuzlarında gibi görünen kadını gördüm.Masasına ilerleyip "Lili?" dedim sesim sorar gibi çıkmıştı.Başını kaldırıp bana bakınca ufak çaplı bir şok geçirdi. "Tanrım! Miranda ne kadarda büyümüşsün."dedi ve yerinden kalkarak bana sarıldı.Hiç bir şey yapmadan öylece dikildim ardından beni bırakmaya niyeti olmadığını anlayınca geri çekildim. Yüz ifadesi değişti ama bozuntuya vermedi.

Masaya oturup çantamı üzerine koydum.Babamın kızı olduğumun kanıtı olarak direk konuya girip "Neden şimdi?"dedim.Anı tepkime şaşırmış olacak ki "Anlamadım."dedi.İç geçirdim ve "Neden şimdi benimle tanışmak istedin? Neden geçen yıl,önümüzdeki yıl yada çocukken istemedin de şimdi istedin?"dedim.Sesim sinirli çıkmıştı. Aslında bu gün yada buraya ilk geldiğimde sinirli değildim ama bana sarılması...Bana sanki sık sık görüşürmüşüz gibi sarıldı ve bu beni delirtti.

Kısa bir sessizlik oldu,sanki ne diyeceğini düşünüyordu.Tam kalkıp gidecekken kolumdan tutup geri oturmamı sağladı ve "Miranda lütfen bana kızma.Daha çocuktum ne yaptığımı bilmiyordum.Senden sadece bir kaç yaş büyüktüm.Şimdi aklım başıma geldi.Hatamı telafi etmek istiyorum. Birlikte yaşarız ve ayrı kaldığımız zamanı telafi ederiz.Yeter ki bana bir şans ver."dedi.

Bu kadın kendini ne sanıyor?Nasıl olur da bunca yıl sonra karşıma geçip bana böyle bir şer sora bilir?! "Benden ve ailemden uzak dur!" dedim ve çantamı alıp masadan kalktım.Koşarak restorandan çıktım.

Bir süre koştuktan sonra kendimi ara sokaklardan birine atıp yere çöktüm. Sonrada ölümüne ağlamaya başladım. Aradan yirmi dakika geçti ve benim ağlıycak halim kalmadı.Sokakta öylece oturuyordum.Hava kararmıştı ve ben hala bu ıssız sokakta öylece oturuyordum. Sokağa giren birinin ayak seslerini duydum ardından bir çift siyah bot görüş alanıma girdi.Botların sahibi yere eğildi ve "İyimin?"diye sordu. Başımı kaldırınca okyanus mavisi delici bakışlarla karşılaştım.Üzerinde ki her şey siyahtı saçları bile,bu gözlerini ortaya çıkarmıştı.

Titrek sesimle "İyiyim."dedim.Gülümsedi ve bağdaş kurarak yanıma oturdu. "Berbat bir gün müydü?"dedi.Hıçkırarak "15 yıl önce beni bırakıp giden annemle tanıştım."dedim.Yüzünü buruşturdu ve "Bayağı sağlammış.Nasıl gitti?"dedi.İğneleyici bir sesle "Harika geçti.O yüzden buradayım."dedim. Güldü ve "Espri anlayışını sevdim."dedi. Gülümseyerek "Miranda."dedim.Bana bakmaya devam edince iç geçirip "Adım."dedim. "Ian."dedi.

"İsmin güzelmiş."dedim. "Teşekkürler.Ben seçtim."dedi.O mu seçmişti? "Nasıl yani."dedim sesim bir az fazla meraklı çıkmıştı. Omuz silkti ve "Hafızamı kaybettim. Nasıl oldu bilmiyorum. 15 yıl önce Mysic Falls yakınlarında bir yerde uyandım."dedi.

Geçmişin HayaletiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin