İyi okumalar oy ve yorumm sınır bu sefer 150 çünkü... Sonraki bölüm final olacak 🙆🏻🌟 yazariniz size guzel bi final yazacak insallah o yüzden yorumlari eksik etmeyinizz
Not: yazım hatasi olan yerleri uyarmayi unutmayin çünkü alelacele biraz da sesli metin kullanarak yazdım. Belirtin ki duzelteyim.
--
Son saatin zili de çaldığında tüm sınıfı terk eden öğrenciler arasında uyuyakalmış bir oğlan vardı. Minho, zili duymamıştı. Gözlerini açtığında ise tüm sınıf gitmişti. Sızlanarak yerinden kalkmış, çantasını eline alarak yere sürtmüş, sallanarak sınıftan çıkmıştı. Elinin tersiyle kızaran suratını silmiş ve çantasını omzuna almıştı. Bomboş okulun kapıları kapanmadan önce çıkmak için hızlanmıştı.
Bahçeye çıktığında suratına çarpan güneş yüzünden gözlerini kısmış, başını yere eğerek yürümüştü. Okulun çıkışına kadar böyle gittiğinde demir kapının ardındaki duvara yaslanıp yere çömelmiş oturan oğlanı görmüştü. Şaşırıp kaldığında Jisung başını kaldırmış, onunla göz göze gelmişti. Yerinden hemencecik kalktığında Minho birkaç adım geri atıp başka yöne bakmış, ardından ters yöne dönüp yürümeye başlamıştı.
"Minho!"
Jisung hızla koşup onun önüne geçtiğinde oğlanın kendisine bakması için bileklerini kavramıştı. Minho ise tepki vermemişti. Ne bağırıp çağırsa bir şey oluyordu ne de kaçsa. Sadece artık kendisi için boş olan konuşmalarını yapmasına izin vermişti.
Jisung seslice yutkunmuş, derin bir nefes çekmişti içine.
"Ben... Düşünemedim, özür dilerim. O an gitmeyip seni dinlemem gerekirdi ama haksızlığı kaldıramadım. Gerçekten ama gerçekten, sana umut verdiğim için özür dilerim. Ama beni dinlemeni istiyorum, eğer konuşacak olursan ben de seni dinleyeceğim, söz veriyorum."
Minho'nun gözleri istemese de yaşarmıştı. Fakat duygusal bir tepki, mimik göstermiyordu. Hıçkırmaktan, ağlamaktan çatlayan ses tellerinin konuşmaya mecali yoktu. Yine de kurtulamadığı bir saflığı, insanlığı vardı; karşısındakinin konuşmasına izin verdi.
"Dinliyorum... Zaten ne duyacağımı biliyorum."
Jisung burnunu çektiğinde birkaç damla gözyaşı dökmüştü. Minho bunu gördüğünde başını hemen başka yöne çevirmişti. Karşısında ağlayan birini görmeye dayanamazdı ki o, hemen ağlar ve kendini o kişinin yerine koyardı. Bunu Jisung'a yapmak istemiyordu, onu düşünmek istemiyordu.
Jisung, Minho'nun ellerini avuçları içine aldı. "Ben doğru düşünemedim... Son günlerde ise düşünmekten uyuyamadım. Saatlerce düşündüm, yine de bir sonuca varamadım, ama sonunda anladığımı düşünüyorum."
Jisung, oğlanın ellerinin kendini kastığını fark ettiğinde onları yavaşça bırakmıştı.
"Sen benden iğreniyorsun, dokunmamı bile istemiyorsun ama benim için, senin elini tutmamak çok zor. Ben fark ettim, hissettiklerimin ailemin dayattığı fikirlerle veya yönelimimle bir alakası yok. Ben sevdim, Minho. Yemin ederim ki sevdim, öyle bağlandım ki kendimi tanıyamadım. Çok hızlı oldu bu, çok hızlı girdin hayatıma, çok hızlı değiştirdin beni... Ben düşünemedim. Sana çok zarar verdim elbet, fakat..." Sesi çatladığında elinin tersiyle acıtan gözyaşlarını sildi.
Minho'nun gözlerinin sonunda kendisine sahip olduğunu gördüğünde zoraki bir şekilde gülümsedi.
"Ama yine de son kez yanıma gel, affet beni... Lütfen, son kez gel, o evde sana yaşattığım kötü anılarımızı silmek istiyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Like U Boy //minsung
FanfictionLee Minho, ilgisini çeken fakat hetero olduğunu bildiği çocuğa yazmak için fake kız hesabı açar. Ukemin! Semesung!