"Yemek davetimi kabul ettiğin için teşekküler-ah, ne iyi ettin de geldin-aah-h." Sarı oğlan dudaklarını yalayarak konuşmuştu.
"Hahah, ne demek. Ama şu biblo'da kamera var, bizi izliyorlar."
"Ah-ah, ne?" Sarı oğlanın gözleri büyürken siyah saçlı, yumruğunu halter gibi masaya geçirmiş, sarı bibloyu parçalamıştı.
Birkaç saniye bakışma sonrası arkada 'call me the freak of the fall' sözleriyle bir şarkı çalmaya başlamıştı. Sarı saçlı oğlan siyahlının seksi vücudunu süzerek kıvırmaya başladığında siyah saçlı gülümsemiş, onu kolları arasına çekerek derin bir öpüşmeye düşürmüştü.
....
"Film aşırı iyi değil miydi?"
"Barış Zorba yazmış oğlum, kötü olma imkanı mı vardı sence?" Hyunjin'in dudakları kıvrılırken cebindeki telefonun titremesiyle eline almış, Sunoo'yla konuşmayı keserek kulağına götürmüştü.
"Efendim Lix?" Ağzına götürdüğü donuttan birkaç ısırık alarak Felix'i dinlemiş, ardından arkadaşına dönüp donutu ağzına vermişti. Sunoo sorgulamadan donutu ısırmıştı. Hyunjin ona el sallayıp hızlı adımlarla oradan uzaklaşmış, diğer hattı dinlemeye devam etmişti.
"Tamam, ben okula gelmedim. Ne olmuş yani?" Diğer hattaki ses yükselirken arada Minho'nun da sesi geliyordu. Can çekişir gibi ses çıkaran oğlan Felix tarafından baskılandığında Hyunjin'in dudaklarında bir gülümseme belirmişti.
"En fazla ne olabilir Felix?"
Telefon sinirle suratına kapatıldığında pek bir şey söylemeden onu cebine atmış, cüzdanını çıkarıp AVM çıkışına doğru yürümeye başlamıştı. Gözleri tanıdık birini gördüğünde oraya kaymıştı.
Kaşları biraz çatıldığında sohbet eden iki bedene odaklanmış, diğerinin de tanıdık olduğunu anlamasıyla birkaç saniye oraya odaklı kalmıştı.
"Jeongin derken?" Tilki bakışları sanki varlığını sezmiş gibi bir anda diklendiğinde Hyunjin gözlerini başka yöne çekecek vakit bile bulamamıştı.
Jeongin'in baktığı yöne Bangchan da döndüğünde üçlü arasında birbirlerini alakadar etmeyen fakat var olan bir dalga hissedilmişti.
Jeongin yerinden kalktığında Bangchan onun kolundan tutmuş fakat durduramamıştı. Oğlan, gömleğinin kollarını düzelterek Hyunjin'e doğru yaklaşmaya başladığında Hyunjin de kabanını düzeltmiş, sanki onun yaklaştığını apaçık görmemiş gibi başka yöne doğru yürümeye başlamıştı. Arkasını döndüğünde suratında bir gülümseme oluşmuştu fakat oğlan arkasından koşup omzunu tuttuğunda işler değişmişti.
Jeongin derin bir nefes aldığında arkasına dönmüş, kendilerine yaklaşan Bangchan'a dönmüştü. Ardından tekrar Hyunjin'e dönmüş, oğlanın gözleri içine doğru bakmıştı.
"Bana yardım eder misin?" Hyunjin'in kaşları havalanırken Jeongin'in arkasından yaklaşan Bangchan'a bakmış, onun kulağına fısıldamasını fakat Jeongin'in onu iteleyerek kendisine yaklaşmasını seyretmişti.
"Minho'nun arkadaşı olduğunu biliyorum. Onun iyiliğini düşüneceğini de." Hyunjin sessiz kalmış, onun saçma laflarını dinlemeye başlamıştı. Jeongin derin bir nefes aldıktan sonra sakin ses tonuyla konuşmaya devam etmişti.
"Eğer onlar yaklaşırlarsa ne Minho ne de Jisung dik durabilir. Jisung'un tüm itibarı mahvolacak, Minho ise onun yanında gömülecek. Jisung eşcinsel bile değil, biliyorsun." Hyunjin seslice öksürmüş ve oğlanın lafını kesmişti.
"Neden senin düşüncelerini dinliyorum?" Jeongin gözlerini ovuşturarak derin bir iç çekmişti.
"Minho onu şaşırtıyor ama Jisung kendine geldiği zaman zarar gören tek kişi Minho olacak. Bunu fark edemiyor musun? Sence en çok acıyı kim çekecek? Jisung kendi itibarını bir şekilde toplar ama o çocuğa ne olacak?" Oğlan sessiz kaldığında Jeongin yaklaşmış, sesini alçaltarak konuşmuştu.
"Jisung'un geldiği aileden, çevresinden haberin bile yok, eğer arkadaşın onu bu kadar oyalarsa geri dönüşü olmayacak bir yola girecek. Ben arkadaşımın emin olmadığı bir şey yüzünden kendini, çevresini ve ailesini kaybetmesini istemiyorum. Senin de arkadaşının saçma bir çekim için çürütülmesini istemeyeceğini biliyorum." Jeongin, sıkı elini cebinden çıkarıp Hyunjin'e uzatmıştı.
"Dayanabileceğim biri veya planım yok, tek amacım onları ayırmak. Ne olursa olsun onları biz ayırmalıyız. Minho'yla Jisung daha fazla yakınlaşmadan onları bölmeme yardım et."
------
"Hyunjin nerede ya, çıldıracağım!" Felix telefonundaki tüm tuşlara basarak arkadaşlarına ulaşmaya çalışıyordu. Derse girmemiş, etrafta dolaşarak Minho'yu aramıştı. Biraz önce ulaşabildiği Hyunjin'e ulaşamamak da onu oldukça sinirlendirmişti.
Yanaklarını şişirmiş ve üzgün gözlerle yere bakmıştı. Gözleri duyduğu adım sesleriyle yerden kalkıp koridorun başına döndüğünde mahcup gözlerle karşılaşmıştı.
Gerçi bu Minho'nun her zamanki bakışıydı.
Felix, ayağının dibine koyduğu çantasını alıp onun yanına doğru koşmuş, kaşlarını çatarak dudaklarına bakmış, ardından gözlerine bakmıştı.
"Ne yaptın dudağına? Koparıp kanattın mı yine?" Felix, elini Minho'nun yanağına koyduğunda Minho onun küçük elini itelemişti. Oğlan dertli bir anne gibi nefes verdiğinde Minho onun gergin suratına bakmıştı.
"Niye bu kadar korkmuş gözüküyorsun?"
"Niye bir anda kayboluyorsun ki!" Minho birkaç adım geri gidip omuzlarını silkmiş, yere bakmıştı. Felix sessiz kalıp duvara yaslanmış ve konuşmasını beklemişti.
"Ne bu yüzün döllenmiş gibi bembeyaz? ve aynı zamanda kıpkırmızı?" Oğlanın suratını incelerken dudağının çevresinin kızarıklığını da fark etmişti. Ağzı ucundan aralanırken Minho'yla göz göze gelmişlerdi.
"Kanka-"
"Bu işin sonu bir türlü gelmiyor Felix. Tek umudum vermemek." Samimi bir şekilde gülümsediğinde Felix'in omzuna elini atıp yan çevirmiş, çıkışa doğru yöneltmişti.
"Vermemek derken? Dalga mı geçiyorsun lan!" Felix Minho'yu cimcikleyip kendinden ayırmıştı. "Sınıfa dönmem gerek." Minho gözlerini devirdiğinde onu omzundan kendine çekmişti.
"Yok yazıldık bile, eve gidelim. Ne olduğundan bahsedeceğim ve fikirlerine ihtiyacım var... yoksa cidden boku yerim."
"Tam olayı söylesene! Jisungla falan mı karşılaştın?" Minho onu hızlıca susturmuş ve yürümeye devam etmişti. Gözleri kaldırımı seyrediyordu.
"Kararsız bir insanın himayesinde olmak her zaman tehlikeli olur Felix. Bunu bildiğim için altıma sıçıyorum. Sorgulama da yürü."
Arkadaşlar deliriyorum o baştaki şeyi yazmasam icimde kalirdi çok özür dilerim
VE FİCİ YAZAMAMAM HAKKINDA?!?!?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.