Ay yavaşça gökyüzünde ilerlerken Hıçkıdık ve Gecenin Öfkesi, köyün karanlık sokaklarında sessizce ilerliyorlardı. Hıçkıdık, gözlerini sürekli etrafta gezdiriyor, adımlarını dikkatlice atıyordu. Köy, gece boyunca sessiz görünüyordu ama köşelerde devriye gezen birkaç muhafız ve Ryker'in adamları vardı. Gecenin Öfkesi, Hıçkıdık'ın yanında sakince yürüyordu, fakat yaralı kuyruğu ve bitkin hali onu yavaşlatıyordu.
"Biraz daha dayan," diye fısıldadı Hıçkıdık, Gecenin Öfkesi'ne bakarak. "Seni güvenli bir yere götüreceğim."
Berk köyüne gizlice sızmak Hıçkıdık için zor olmamıştı, çünkü buradaki her taş, her gizli yol ona aşinaydı. Ancak Gecenin Öfkesi'ni fark ettirmeden dolaştırmak, bambaşka bir zorluktu. Ejderha oldukça sessiz ve dikkatli olsa da büyüklüğü sessizce hareket etmeyi zorlaştırıyordu.
"Babam, hâlâ ortalarda görünmüyordur, değil mi?" diye mırıldandı Hıçkıdık. Aklı babasındaydı. Zebellah, Berk'in eski lideriydi, ancak yaşanan felaketlerden sonra aklını kaybetmiş ve köyden uzaklaşmıştı. Neredeyse eve uğramaz olmuştu. Bu yüzden evin güvenli bir yer olabileceğini düşünüyordu.
Karanlık sokaklardan geçip köşeleri dönerken Hıçkıdık, muhafızların dikkatini çekmeden ilerlemek için birkaç kez durdu. Gökyüzünde gezinen bulutlar ayı zaman zaman kapatıyor, onlara kısa bir süreliğine de olsa karanlık sağlıyordu. Sonunda Hıçkıdık, ahşap evinin silüetini gördüğünde derin bir nefes aldı.
"Şuraya kadar geldik," diye mırıldandı Hıçkıdık. Kapıya yaklaşırken bir an duraksadı. İçeri girip girmemek konusunda tereddüt etti. Babasının eve döndüğünü, hatta belki de sinirli bir şekilde odanın ortasında oturduğunu hayal etti bir an. Ama çabucak bu düşünceden vazgeçti. Babası Zebellah neredeyse hiçbir zaman evde değildi, neden şimdi olsun?
Yavaşça kapıyı açtı, hafif bir gıcırtı çıktı. Hıçkıdık, nefesini tutarak içeri girdi. Karanlık odanın içi sessizdi. Her şey olması gerektiği gibiydi: raflarda eski kalkanlar, odanın köşesinde bir masa, birkaç sandalye ve babasının eski boş koltuğu... Her şey yerli yerindeydi. Babası gerçekten de evde değildi.
"Tamam, içeri gir," dedi Hıçkıdık, Gecenin Öfkesi'ne doğru. Ejderha, başını eğerek dikkatlice kapıdan içeri süzüldü. İçeri girdiğinde Hıçkıdık, kapıyı arkasından kapattı. Bir an rahatladı. Artık güvenli bir yerdeydiler.
"Biraz burada kalacağız," dedi Hıçkıdık, yaralı ejderhaya bakarak. "Sana biraz dinlenmen ve iyileşmen için zaman vereceğim."
Hıçkıdık hızla odanın köşesine gidip dolapları karıştırdı. Elinde birkaç parça temiz bez ve bitkisel merhem ile geri döndü. Gecenin Öfkesi sessizce bekliyordu, ama gözleri uykusuzluktan yorgundu.
"Bunun canını acıtmasını istemiyorum," dedi Hıçkıdık, yaraya yavaşça dokunurken. "Ama mecburuz, aksi takdirde iyileşmez."
Gecenin Öfkesi hafifçe inledi, ama Hıçkıdık'ın her hareketini sabırla izliyordu. Hıçkıdık, merhemi uygularken ejderhanın yaralı kuyruğunu dikkatlice sardı. Yarayı temizledikten sonra, bir süre dinlenmeleri gerektiğini düşündü. Yorgunluktan esnedikten sonra Hıçkıdık babasının koltuğuna baktı. Kafasını çevirdi ve onun yerine ateşin yanına oturdu, bir an düşüncelere daldı. Gecenin Öfkesi de Hıçkıdık'ın yanında kıvrılıp dinlenmeye başladı.
Tam bu sessizliğin tadını çıkarırken, dışarıdan gelen hafif bir ses Hıçkıdık'ı yerinden zıplattı. Kapının dışında birinin ayak sesleri vardı. Hıçkıdık'ın gözleri irileşti. Kalbi hızla atmaya başladı. Biri dışarıda mıydı? Yoksa bu sadece hayal gücünün bir oyunu muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paramparça Barış
FantasyHıçkıdık Haddock. Berkin varisi ve ilk ejderha eğitmeni olarak en büyük ejderha ustası. Onun sayesinde Vikingler ve ejderhalar arasında ki savaş bitti. İnsanlara nasıl ejderhalarla yaşayacağını öğreten kişi, ejderhaları kötü amaçlarla yakalayıp köle...