3.BÖLÜM

1.7K 52 0
                                    

Awir ağa'dan yanımdaki bu güzelik nasıl anlatılır bilmiyorum ama artık benim dün gece adetler gereği ağrısına rağmen önce kendi yıkanıp abdes aldı sonra beni yıkadı.

sabah yanım daki boşluk ile gözlerimi açtım hızla yataktan kaltım.

koltuğun üzerine oturmuş beni izliyor üzerini başını değiştirmiş.

beyaz bir elbise giyinmiş göğüs dekoltesi yok elbisenin.
demeki söylediklerime değer veriyor yada korkuyor benden korkması canımı sıkıyor ama bu konuyu başka zaman konuşmalıyım .

gözlerime bakmamaya çalışıyor karım çok cabuk utanan bir insan bir de dün gece yaşadıkları.
bunca yıl hiç bir kadına el sürmeyen ben bu küçük kadın benimkini hemen hazır ola getiriyor.

"günaydın erken kalkmışsın"

dünden bahsedip kaçırmaya gerek yok yavaş yavaş alışak bana.

"şey açıktım da senin uyanmanı bekledim"

"kaldırsaydın beni inerdik"

"güzel uyuyordun uyandırmadım"

Gazal'dan devam...

önce bir süre bana baktı sonra sonra güldü.

"sen gerçek misin"

sesiz bir şeyler söyledi ama anlamadım.

"anlamadım"

"boş ver hazırlanıyim kahvaltıya inelim daha fazla aç kalma"

gerçekten açıkmıştım düğün sitresinden kahvaltıyı bile doğru düzgün yapmamıştım.

ayağa kalktı üstü çıplak altı siyah eşortman banyoya girmeden önce bana döndü.

"hatun bir daha beb kalkmadan yataktan kalkmak yok"

kafamı evet anlamın da saladım. elini yüzünü yıkadı ihtiyaçları giderdi.

yatağın üstüne kıyafetlerini hazırladım geldi yanım da giyindi odadan çıkmak istiyordum ama ikimizin beraber çıkması gerekiyor.

yanıma geldi elimi tutu.

"ağrın var mı dün gece sert davrandım biraz"

biraz mı bu normal halimiydi desene ben yandım.

"iyim sadece sızlıyor gecer ama ağam"

"bana ağam deme sen benim karımsın adımla seslen!"

"tamam ağ- awir"

kafasını saladı elimden tutu odadan çıkıp avluya indik.

daye ve bav elini öptüm awir sofranin diğer ucuna oturdu babasının karşısına geçti.

"daye, yadem nerde"

"odasında sen dün evleniyon diye halaya girdi ya ayakları ağrıyor yemeğini yedi ilaçlarını aldı yatıyor şimdi"

bahoz ağa lafa girdi.

"deden Diyarbakır'a gitti işi varmış ben haledeyim dedim izin vermedi bu yaşta iş peşinde koşuyor"

"durmaz o yerinde ama cabuk gelir yadeyi tek bırakmaz"

"doğru dersin"

baba'nın afiyet olsun demesiyle kahvaltıya başladık ne kadar aç olsam da kendimi buraya ait hissedemiyorum tabağımla oynarken awir kısık sesle.

"niye yemiyorsun aç değil miydin"

"açım da yiyemiyorum"

tabağımı doldurmaya başladı kulağıma yaklaşıp.

SEVGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin