Hepinize merhaba kaplanlarım. Nasılsınız?
Yeni ficimiz ile karşınızdayım.
Valla çok heyecanlıylm bu ficim için. Umarım diğerleri gibi seversiniz.
Şimdi bölüme geçelim. Oy verip, yorum yapmayı unutmayın.
Kraliçeniz sizi bekliyor💜✨️
.
.
.Ben Taehyung. Kim Taehyung.
30 yaşında, Korede, Daegu sokaklarının birinde, kafes dövüşlerinde büyük nam salmış, asla kaybetmeyen bir boksördüm.
Bu hayatta şanslı ve şanssız insanlar vardır. Kader beni ve bu hikayede göreceğiniz adamları şanssız olarak yazdı. Fakat Tanrı bizim için şans da yazmıştı.
Hayatımızı değiştirecek şans..
Şuan yine, her zaman olduğu gibi kafes dövüşlerinden birindeydim. Herkes bağırıyor, kazanmam için bahis oynuyordu. Sayılı iş adamları bile bu siktiğimin çukurunda zevk almak için bulunuyordu.
Kurtlar dünyasında yaşasak bile, hiçkimsenin feromon salgılamasına izin verilmezdi kafeste.
Karşımdaki kel adamı birkaç darbe ile sarsmıştım. Zil çaldığında nefeslenmek için köşeme geçtim.
"Taehyung adam seni dövüyor. Neden karşılık vermiyorsun adam gibi?"
Suyumu içip püskürttüğümde nefes nefesü yanımdaki arkadaşıma baktım. Mullet siyah saçlarım yüzüme yapışırken hepsini arkaya itekledim.
"Felix, sence ben aptal mıyım kaybedeyim bu oyunu? Buraya tekrar gelmek için kaybediyorum."
Bana anlamaz bakışlarla baktığında kaşlarımla ilerde duran, beyaz arabaya yaslanmış ve bir elinde viski içen zengin adamı gösterdim.
"Oha Taehyung! Sen kaybetmek için bahis mi oynadın?"
Kafamı sallamış, tekrar çalan zilin sesi ile toparlanmış ayağa kalktım.
"Hadi Taehyung kaybet bakalım!''
Karşımdaki kel kafalı Alfa bozuntusu ile yumruklarımı kaldırdım. İkimizin duyabileceği şekilde konuşuyordu.
"Yıkılsana artık. Neden anlaşmaya uymuyorsun?"
"Eğer kolay yıkılırsam kimse inanmaz. Biraz daha sert davran."
Sırıttıktan sonra omuzumdan beni itmişti.
"Sen kendini ne zannediyorsun ki? Çok mu paraya ihtiyacın var? Burdaki herkes senin kim olduğunu biliyor aptal. Hırsızın oğlusun sen."
Duyduğum cümle benim için son nokta olmuştu. Bu hayatta en çok önem verdiğim kişi babamdı. Başına gelenler yüzünden haksız yere suçlanmış, hapse girmişti.
Bu yüzdendir ki, bu cümleden sonra kan beynime çıkmıştı. Önce en ağır yumruğumu sol yanağına indirdim. Çenesinin kırıldığına emindim. Sırasıyla kaburgalarına da yumruklarımı geçirdiğimde en son zıplamış, kel kafasına sert bir tekme indirdim.
Adam yere serildi..pert olmuştu.
"Taehyung naptın?! O eğer uyanmazsa, kalkmazsa kazanacaksın! Taehyung anlaşma?!"
Havlumu ve çantamı alırken Felix'in sözlerini dinliyordum.
"O uyanmayacak Felix. Ben de artık yokum."
Anlaşma yaptığımız adam da pes ederek arabasına binmiş giderken, ben de kafesten çıktım. Sokaktan çıktıktan sonra arabama geçmiş, üzerime siyah atletlerden birini giyindim. Arabayı çalıştırmış, derin bir nefes aldıktan sonra evime sürdüm.
Fakir miydim? Tabiki hayır. Londrada üniverstemi bitirdikten sonra bilgisayar ve inşaat mühendisi oldum. Çoğu ülkeyi gezdim. Baskın ve Safkan alfa olduğum için devlet bana maaş bağlamıştı.
Peki sorarsınız ki neden kafes dövüşlerindeydim?
Nefret ve öfkemi atmak için. Eh tabi bu da bana para kazandırırken, bedenimi de koruyordum.
Evime sonunda geldiğimde çantamı almış, içeri geçmiştim. Büyük salondaki koltuğuma yaylanmış, başımı arkaya yaslamıştım. Kumandayı almış, televizyonu izlerken haber gidiyordu. Gözlerimi kapatmış, soluklanıyordum. Fakat duyduğum isimle kaşlarımı çatarak gözlerimi açtım.
"Bay Lee, pırlantalar ne zaman gelecek?"
Bay Lee MinHo...
Nefretiminin en büyük sebebi.
"Pırlantalar Dubai'e, 26 Aralık gelecek. Ve bir gece burda kalacak. Daha sonra İngiltere'ye gidecek."
"Peki o gün DDŞ'nin birinci yarımfinali olacak. Sizce bu biraz riskli değil mi?"
"Merak etmeyin. En iyi koruma ve güçlü sistemler bizde mevcut."
"Peki pırlantaların fiyatı ne kadardır?"
"Bu pırlantalar kara pazarda 3 milyar değerinde. Ve bu sadece 1 tanesine ait. Kim hanedanlığına mensup taçlardaki pırlantalar. Yani, düşününce fiyatının baya yüksek olduğunu anlarsınız."
Hepsi gülmüştü. Siktiğimin herifi gözümün önünde ayağa kalkmış, giderken ben sadece televizyondan izliyordum. Fakat bu onun son gülüşü olucaktı. Çünkü aklıma gelen planla, onu nasıl mahvedeceğimi bulmuştum.
8 yıl önce babamı hapse attıran bu adamı mahvedecektim. Babam uzman bir mühendisti. Çok akıllıydı. Kalbi temiz ve saf insandı. Fakat hayatımıza Lee MinHo girene kadar herşey güzeldi. O adam, ona tahsis edilen pırlantaları babamın yardıml ile kasada tuttu. Kasayı babam tasarlamıştı ve yılbaşı gecesi onunla konuşurken, Lee babamın viskisinin içine uyuşturucu kattı. Babam hayatının mahvoluşunu kendi gözıeri ile görüyordu ama kıpırdayamamıştı. Biometrik kilit ile babamın parmak izi ile kasayı açtı ve pırlantaları çaldı.
Polis artık geldiğinde herşey geçti. Heryerde babamın parmak izi vardı. Böylece ona ömürlük hapis cezası verildi. Lee, tüm avukat ve devlet adamlarını satın almıştı zaten. Bu yüzden babam hiçbir şey yapamadı.
Şimdiyse kanımda intikam ateşi dolanıyordu. Yıllardır planını kurduğum bu şans ayağıma kadar gelmişti.
Sadece benim intikamım da olmayacaktı. Böylece herkesi toplama kararı aldım.
Bu benim hikayemdi. Ben Kim Taehyung. Yalnız kurt..baskın Alfa.
Devam edecek.
.
.
.
.Kısa ama merak uyandırıcı birinci bölümü attım.
Düşüncelerinizi lütfen yazın. Bu fic uzun bir fic olacak. Bu yüzden fazla detay ve kafa karıştırıcı olabilir. Lütfen beklemede kalın.
Çok beğenirseniz belki sabah da bir bölüm atarım. Çünkü bu kitap 2 sezonluk olucak :)
~~~Sevgilerle Kraliçe Kate~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Happy New Year [TaeKook]
Fiksi PenggemarBabasının intikamını almak için büyük bir hırsızlık planlayan Baş ve Safkan Alfa Kim Taehyung, etrafına gerekli dostlarını toplar. Fakat bu planın gerçekleşmesi için bir yarışmayı kazanmaları gerekir. Böylece onun imdadına dans öğretmeni Omega Jeon...