1.Bölüm

1.4K 38 13
                                    

Gözümü açtığımda nerede olduğum hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Nerdeydim? Neden burdaydIm? Ne zamandır burdaydIm? Kim getirmişti beni buraya? Hakim olamadığım göz yaşlarım yavaş yavaş gözlerimden süzülüyordu. Sinir ve korkunun karıştığı saçma sapan duygular yaşıyordum. Dört duvar arasında simsiyah duvarlarda bir tek bembeyaz elbisem, ben ve zincirlerle kapanmış bir kapı. Ağlamayı kesip buradan kurtulmam gerektiğini hatırladım.

" Kimse yok mu? Noluyor böyle? Kim yaptı bana bunu. Ahh! Lanet olsun. Size diyorum! Çıkarın beni buradan!" Tam o sırada gürültülü bir şekilde kapının açıldığını duydum.

Kocaman gözleriyle iğrenç bir adam beni süzüyordu. Sanki bu bakışları bir yerden tanıyordum. Ama bunu aldıracak durumda değildim.

"Kimsin sen? Beni buraya sen mi kapattın? Neresi burası? " dedim. Beni aldırmayan bakışlarıyla süzmeye devam etti. "Sana diyorum! Salak salak beni süzmeyi kes ve cevap ver bana. Kimsin sen? Ne yapmaya çalışıyorsun?" Diye bağırdım bir an.

"Aman Allahım küçük prensesimiz Derin! bu kadar sinirli olduğunu bilsem kendim için başkalarını seçerdim." dedi mide bulandırıcı sesiyle.

"Adımı nerden biliyorsun? Bana bak. Beni hemen buradan çıkar yoksa sonun kötü olacak" dedim ağlamaklı sesimle. " Aman tanrım inanamıyorum küçük prenses sonumu getirecek galiba." dedi umursamaz sesiyle.

"Benden ne istiyorsun?" dedim sakin olmaya çalışarak. Umursamadan yarım ağızla gülümsemeye başladı. Gerçekten iğrenç görünüyordu. "Konuşsana. Sana diyorum!" Sesi çıkmıyordu. Yavaş adımlarla üzerime doğru yürümeye başladı. O geldikçe ondan uzaklaşmaya çalışıyordum. En sonunda tek bir hamlesiyle beni yere düşürdü ve üzerime çıktı. "İn üzerimden. Hemen bırak beni." göz yaşlarıma mukayet olamıyordum. "Bırak dedim sana." o anda koca elleriyle ağzımı kapattı.

Canım yanıyordu. Ağlamaktan yüzümün domates gibi olduğunu hissedebiliyordum. "Bana bak küçük kız..." tam o anda içeriye sinirle giren çocuk üzerimdeki lanet adama koca bir yumruk attıktan sonra sıkıca bileğimi kavrayıp beni dışarı sürükledi. Arkamdan kanayan dudağını durdurmaya çalışan adam "Hiç bir şey bitmedi küçük kız. Babandan ,seninle intikam alacağım! Sakın beni unutma. Karşına bir gün çıkacağım!" diye nefret dolu sesiyle bağırdı.

-Babandan, seninle intikam alacağım- ne demekti şimdi bu? Babam olacak o pislik adamla ne alakam olabilirdi benim. Dışarıya çıktığımızda titrek sesimle "Teşekkür ederim." Dedim, sonuçta bunu söylemem gerekiyordu.

"Tamam kes artık. Şu sonradan görmeler gibi yapmacık teşekkürlerden falan nefret ediyorum." Dedi. Bir an neye döndüğümü şaşırdım sonra kendimi toparlayarak "Yapmacık mı? Şaka mı yapıyorsun sen. Senin gibi kaba olmaktansa yapmacık olmayı tercih ederim. En azından incelik yapıp önemli değil falan demeliydin." Dedim gözlerine sinirli bakışlar atarak. O an fark ettim. Gözleri çok farklıydı, seni alıp çok uzaklara götürüyordu sanki, huzur veriyordu...

"Neyse ne yeter bu kadar. Babamın elinde kalmak istemiyorsan kibarlık derslerini bırak ve git artık." Babam mı dedi? Ne yani o iğrenç adam bu çocuğun babasımıydı? düşündüğüm doğru demi ,şimdi o babasına yumruk mu atmıştı? Hemde benim i... of ne saçmalıyordum böyle o beni daha önce görmemişti bile yani kim olsa aynısını yapardı.

"Ben nereye gidicem, neresi burası? Hiç bir şey bilmiyorum ama." Umursamazca bakıp "Bundan banane?" Dedi ve yanımdan uzaklaştı. Bu kadar kaba olmak zorundamıydı? Herneyse tebrikler Derin. Yine tek başına kaldın. O değilde sanırım şuan içinde olduğum durumu çözmem gerekiyor. Burası neresi? Evim nerede? Kafamda tasarladığım sorulara cevap verme zamanım gelmişti sanırım. Evet, burası neresi hiç bir fikrim yok.

Sen kimsin diye sorarsanız adım Derin Alya. Alya soy adım ve bundan ciddi anlamda nefret ediyorum. Çünkü babam demekten nefret ettiğim adamın soy adını taşımak berbat birşey.

Annem ,onu tanımıyorum. Çünkü annemi elimden o iğrenç adam aldı. Babam aldı... şuan nerde, kimle, nasıl bilmiyorum. Babam ve annem ben küçükken ayrılmışlar. Ve benim egoist babam aklı sıra anneme ceza vermek için beni ondan almış Onu annesiz bırakır mı hiç. Annem istese beni bulabilir öyle değilmi. Peki ya neden bunu yapmıyor? Belkide o da beni istemiyor...

Evin nerde derseniz. Evim yok. Aslında var ama babamın işte. Onun yanında kalmak zorunda kalıyorum. Aslında babamın evine yeni gelmiştim yani bu bilmediğim yerde kaçırılana kadar.

Annemi bulmak uğruna evden kaçmıştım ve sanırım iki üç ay boyunca eve dönmedim. Ama en sonunda iğrenç adam beni buldu. Herneyse önemli olan şuan içinde bulunduğum durum. Bomboş bir arazide ben ve sırt çantam var. Ha Allahtan sırt çantamı düşünüp vermişler saolsunlar. Sırt çantamın içine baktığımda bir t-shirt bi kaç TL para ve bi not vardı. Notu açıp okuduğumda şöyle yazıyordu.

- Merhaba küçük kız, ünlü iş adamı Cem ALYA'nın kızı, Derin Alya. Bu notu çantana koyduğumda herşeyden habersiz mışıl mışıl uyuyorsun tatlı kız. O kadar güzelsin ki sana işkence yapacak kadar salak biri değilim, sadece seninle biraz eğlenicez. Evet beni senmi kaçırdın dedigini duyar gibiyim. Evet prenses seni ben kaçırdım. Aslında kaçırmak biraz argo bi söz sadece misafirimiz olacaksın diyelim. Ben kimim? Ben babanın ortağı yani ''kabusu''. Babanın bana yaptıklarından sayarak senin gibi güzel bir kızı evime MİSAFİR ettim. Ne zaman baban emanetini getirir o zaman sende gidersin. -

Neydi bu . O pis adam yazmıştı bunu demek "Babandan, seninle intikam alacağım." derken bunu kastediyordu. Ahh! Hepsi o babam olan iğrenç adam yüzünden. Daha başıma neler açacak acaba . Herneyse şimdi beni her yerde arattırıyordur en iyisi burada ölmek istemiyorsam başka bir yere gitmeliyim.

İŞTE BENİM HAYATIMIN HİKAYESİ BAŞLIYOR...

Karanlığın DeriniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin