(Multimedyada babasının Derin'e aldığı kedi var. -Dicle)
Sonunda 3.kattaki sınıfımı bulmuştum. Şimdiden bi 5 kilo verdiğimi hissettim. Sanırım sene sonunda eriyip gidecektim. Sınıfa girdiğimde herkesin gözü benim üzerimdeydi. Fısır fısır aralarında konşuyorlardı. Hatta bi grup kız öğrencinin"Derin değilmi bu?" dediklerini duydum. (Salaklar birde sessiz konuştuklarını sanıyorlar.) Herkesin bana bakması beni oldukça rahatsız etmişti. Ve herkesin daha okula gelmeden ismimi öğrenmeleride şaşırtıcıydı. Yoksa bu okulda yeni gelen Öğrencilerin adını anons falanmı ediyorlardı? Sanırım bi 5-10 dakikadır ayakta oturacağım yeri arıyorum. Bunu fark etmiş olmalı ki bir çocuk yanıma gelip
" Merhaba derin, ben İlker okulumuza hoşgeldin " dedi ve buda ismimi biliyordu. İsmimi nereden biliyorsun deme zahmetine kalkışmadım ilk dakikadan kabalaşmak istemiyordum. Güler bi yüzle "Teşekkürler" dedim.
Tüm kızlar beni döver gibi bakıyordu ve bu oldukça rahatsızlık vericiydi.
"Bak şurası boş istersen şimdilik oraya otur" dedi sevecen bi ifadeyle.
Pencere kenarında sondan 2. Sıradan bahsediyordu. Oraya doğru gidince bi kız hızlıca yanıma geldi
"Merhaba Derin, ben Beril ve şimdilik sıra arkadaşın olucam. Beni çekmek zorundasın." dedi. Eğlenceli birine benziyordu. Oldukça uzun kumral saçları ela gözleri ve 1.60 - 1.65 boyuyla oldukça tatlı, minyon tipli biriydi. Gülümseyerek "Memnun oldum Beril " dedim.
Yerime oturduğumda herkes hala hakkımda konuşuyordu. Ne dedikoducu bir okul.
"Okula yavaş yavaş alışırsın. Sen bakma bizimkilere onlar böyledir eline malzeme verilirse hiç susmazlar." Dedi.
"Yok hayır, önemli değil. " dedim. Kibar kız rolü yaparak. Aslında önemliydi saçlarından tutup çekesim vardı ama... Biraz sonra ögretmen geldi.
Fısıldayarak "Beril ne öğretmeni bu?" Diye sordum. Bu ne kadar doğruydu bilmiyorum. "Müzik." Diye karşılık verdi. İlk günden dersleri sevmeye başlamıştım en azından şimdilik.
"Merhaba Derin. Okulumuza hoşgeldin. Ben müzik öğretmeni Sevda Aksoy " dedi oldukça tatlı bir kadına benziyordu. "Merhaba, Teşekkürler" diye kesip attım. "Müzikle bir ilgin varmı tatlım?" Diye bi soru sordu."
''4 yaşından beri keman çalıyorum. Bu benim için oldukça önemli."Dedim bilmiş bir havayla.
"Aa demek öyle. Bunu duyduğuma gerçekten çok sevindim." dedi.
O sırada Beril beni dürtüklemeye başladı."Demek keman çalıyorsun. Bir gün bize de çalarsın artık ." Dedi. Gülümseyerek "Çalarım tabii." dedim. Buna bayılıyordum.
Zil çaldığında Beril elimden tutup beni kantine doğru çekiştirmeye başladı. "Benimle gelmek zorundasın çünkü şuan kimsen yok." dedi gülerek. Bundan rahatsız değildim. Kantine indiğimizde ikimiz içinde sıcak çikolata aldı ve bir masaya geçtik.
"Evett güzel kız anlat bakalım kimsin nesin.."
"Ben Derin." dedim sessizce kahkaha atarak.
"Ciddi olamazsın Derin. Gerçekten hiç bilmediğim bir şeydi bu." Dedi gülerek.
"Yükselen Lise'sinden geliyorum. Buradan burs kazanınca ve okulun müzikle ilgili sosyal faaliyetlerini görünce bu okula gelmeye karar verdim." dedim.
"Evet gerçekten oldukça faaliyetli bir okulumuz var. Fakat öğrenciler baya anormaller."dedi gülerek. Sıcak çikolatamdan bir yudum daha aldıktan sonra yanımızda uzun boylu oldukça yakışıklı bir çocuk bitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Derini
RomanceKaranlık bir Poyraz'ı ne aydınlatabilir ki? Poyraz'ın umursamazlığı, piyanoya olan tutkusu, karanlığı, Derin'i ne kadar etkileyebilir? Derin hayalleriyle yaşayan onlar için mücadele eden bir kız. Peki ya Poyraz ve Derin. Aynı satırlarda bir bütün...