Merhabalar :) Şimdiden herkesin bayramı kutlu olsun.
İyi okumalar :)
"Alo Kerem."
"Efendim Güneş."
"Zaman geldi kardeşim. 2 gün sonra Zeynep amerikadayken."
"Bak son defa soruyorum Güneş, emin misin?"
"Eminim kardeşim, Zeynep'e yapamam biliyorsun."
"Kardeşim, bu kız sevmiyor mu seni?"
"Şimdi, konuyla ne alakası var Kerem. Seviyor tabi yani seviyordur."
"E o zaman. Seven sevdiğinin en kötü zamanında da yanında olur Güneş. Hem.. Hem madem seviyor, anlar her şeyi en kısa zamanda o zaman napcaz. Ne diycez Güneş, kıza."
"Anlamaz bir şey, umarım.. Sen varsın hem, olayı toparlarsın. Sana güveniyorum."
"Yeni tanıdığına rağmen mi?"
"Evet."
"Her ne olursa olmasına rağmen mi?"
"Kerem, kardeşim.. Senden başkası olmaz, olamaz. Ne olursa olsun, güveniyorum sana. Lütfen. Hiç bir zaman da unutma aklının bir köşesinde kalsın bu dediklerim. O yüzden rahat ol. Anlamasın"
"Peki. Sen nasıl istiyorsan öyle olsun bundan sonra."
Güneş rahat bir nefes alarak telefonu kapattı. Kerem'i zor bela ikna etmişti ama değmişti.
Zaten başka da çaresi yoktu. Var mıydı? Yoktu işte, daha iyi bir çözüm olsaydı onu yapardı belki ama yoktu işte. Bunu yapmalıydı ve yaptı. Bu kadar basitti. Daha iyi hissediyordu hem şimdi. Yapması gereken son bir şey vardı. Ailesine her şeyi anlatmak..
Kerem'i yeni tanımasına rağmen güveniyordu. Nasıl güvenmezdi ki zaten..
Eğer Kerem bunu yaparda ilerde bir gün severse. Olurda birde onu severse. İhanet ettiğini düşünecekti. İkiside. Bu ihanet değildi ama. Bu Güneş'in Kerem'e sunduğu bir fırsattı, ne ihanete yer vardı ne de başka bir şeye. Bu ihtimali de düşünmüştü Güneş.
Her şeyi çok çabuk kabul etmişti zaten bunu da kabul ederdi ki ne vardı yani. Başkasıyla olmasından daha iyidir düşüncesiyle birde mektup yazacaktı..
Onlardan sonra son iki gün, yolun sonu gözükmüştü. Çok da uzak değildi zaten..
Güneş hemen arabasına atlayıp eve gitmeye başlamıştı. Ailesine bunu nasıl söyliycekti bilmiyordu ama biran önce söylemesi lazımdı. Bu düşüncelere eve gelmişti bile hemen arabadan indi.
Hergün eve gelirken annesine bir şeyler alır, almıyorsa bile bi isteği var mı diye sorardı bugün onuda yapmamıştı.
Kapıyı bir türlü çalamıyordu eli gitmiyordu zile ama bunu yapmak zorundaydı. Tam zile basmaya hazırlanmıştı ki kapı açıldı.
"Aa Güneş Bey, hoşgeldiniz buyrun."
Her zamanki neşeli sesiyle demişti Nurgül. Güneşte ufak bir tebessümle karşılık verdi.
"Hoşbuldum Nurgül annemler evde mi?
"Evet efendim içerdeler."
Güneş hemen annesi ve babasının yanına gitti. Güneşi gören annesi şaşkınlığını sağlayamadı.
"Oğlum erken gelmişsin"
Sarıldı oğluna, Güneşte annesinin alnından öpdü.
"Sizinle konuşmam gereken şeyler var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMUN AYNASI
RomanceHer şeyleri aynı birbirini tanımayan koskoca iki adam tek farkları isimleri ve yaşadıkları hayat. Farklı dünyanın insanlarıydı onlar ne buluşturdu onları peki ?? Güneşin tek derdi üzmemekti sevdiği kadını üzülmeyecekti de anlamayacaktı gittiğini b...