Herkese tekrardan merhaba :)
Çok uzun zaman oldu yazmayalı yazmayıda düşünmüyoduk ama bi kaç kişi bölümü sorunca dayanamadık ve size çok güzel bi bölüm yazdık daha fazla uzatmayıp sizi hikayeyle baş başa bırakıyım iyi okumalar :)Uzuklardaydı gözü bir an dalmıştı gökyüzü ve denizin birleştiği yere. Belki dokunsa tutardı hayalinde, ama ya gerçekte, o yaklaştıkça uzaklaşacaktı.
Kendi de şu an o durumdaydı. Yaptığı doğru mu yanlış mı onu bile bilmiyordu. Tek bildiği şey uzaklaştıkça manzara güzel olacaktı, en azından tamamı gözükecekti.
Hafiften esen rüzgâr ve denizin sesine en sevdiği ses tonu da eklenerek güzel manzaradan ayırıp başka bir güzel manzaraya dönmesini sağladı.
Esen rüzgâra karşılık sıcacık gülümsedi siyah gözlere.
"Deminden beri daldın gittin. Bi hüzünlendin. Hani gitmişti o, Güneş. Bu kadar kısa mı sürdü geri gelmesi?"
O kadar durgundu ki bunu söylerken Zeynep. Güneş'in dünyasında onun sesiyle beraber deniz, dalga, rüzgarda durgunlaşmıştı. Ama yapmayacaktı üzmeyecekti onu, şu son günlerde bari huzurları olsundu.
"Hayır, hayatım. Bir şey düşünüyordum sadece."
"Ne düşünüyordun, söyle bakalım Güneş Bey."
"Ne kadar şanslı bir erkek olduğumu tabi ki."
"Ne kadar şanslıymışsın peki."
"Çoooooooooook."
"Bende bir o kadar çoooooooooook şanslıyım."
"Sen niye şanslısın."
"Senden ötürü."
Güneş gülerek konuşmaya devam etti.
"Benden ötürü demek he"
"Evet öyle o kadar güzel kalbin var ki insan sevmelere doyamıyor."
Zeynep'in cümleleriyle Güneş'in işi iyice zorlaşıyordu. Bu kadını nasıl bırakıp gidecekti.
Böyle güzel severken, böyle güzel bakarken nasıl başkasının eline vericekti, o ellerin başka bi el tutmasına nasıl dayanacaktı o cennetin kokusunu andıran saçlarını nasıl başkasının koklamasına izin vericekti. Vermek zorundaydı Zeynep'i üzemezdi. Derin bi nefes aldı Güneş.
"Hadi bakalım, Zeynep hanım bugün ne yapmak isterseniz, yapıcaz emrinizdeyim."
Zeynep ilk önce şaşırdı sonrada kocaman bi kahkaha attı.
"Vayy Güneş bey, beni şaşırtıyosunuz siz şirketten ayrı kalabilir miydiniz ya."
"Alınıyorum ama Zeynep şurda senle vakit geçirmeye çalışıyorum."
Hafif bi kırgınlıkla konuştu Güneş, Zeynep hemen yerinden kalkıp arkasından sarıldı ve boynuna ufacık bi öpücük kondurdu.
"Tamam aşkım bir şey demedim, özür dilerim hadi gidelim"
Güneşin elinden tuttup çekiştirmeye başladı.
"Güzelim bi dur hesabı isteyelim acele etme tüm gün bizim."
"Ya hadi Güneş, hızlı ol biraz bugün için harika planlarım var"
Dedi gülerek.
Arabaya doğru yürümeye başladılar. Arabanın önüne geldiklerinde Zeynep durdu."Hava güzel sahilden mı yürüsek, öylece."
"Olabilir aslında ama esiyor biraz üşümez misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMUN AYNASI
RomanceHer şeyleri aynı birbirini tanımayan koskoca iki adam tek farkları isimleri ve yaşadıkları hayat. Farklı dünyanın insanlarıydı onlar ne buluşturdu onları peki ?? Güneşin tek derdi üzmemekti sevdiği kadını üzülmeyecekti de anlamayacaktı gittiğini b...