3. Bölüm

48 12 14
                                    

Can'ın anlatımıyla

Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. Dün geceden ufak tefek birşeyler hatırlıyoum ama hepsi silik silik di. En son babamı takip etmiştim. Sonra arabayla değişik değişik bir yerlere girmişti. Sonra arabadan inmişti. Devamı yok... etrafa bakındığımda doktor elindeki raporları incelerken gördüm.

"Ne zamandır buradayım!?"

"Çok değil. Dün geceden beri." Dedi doktor.

"Babam nerede?"

"Babanızı bilmem de sevgiliniz dün geceden beri burada perişan oldu. "

"Sevgilim mi?" Diye sordum

"Evet." Diyerek cevap verdi.

İyi de benim sevgilim yoktu. Bu nasıl olabilir?

"İsterseniz haberdar edelim uyandığınızı."

Tamam demekten başka çarem yoktu. Hem böylece kim olduğunu da öğrenebilirim.

"Tamam. Çağırın gelsin."

"Tamam dır. Hemen çağırıyorum.'' Diyerek kapıyı çarpıp gitti.

Kapı çaldı. Acaba o mu? Başka kim olabilir ki? Babam değildi kesin. Böyle kendince fikir üreteceğine gel diye seslen sene be Can.

"Gelebilirsin!" Dediğimde açılan kapının Arkasındaki Kumral, kahve renkli gözlü ve zayıf bir kız içeriye girdi.

"Çok güzel." Diye fısıldadım Sessizce.

" Merhaba!" Sesi çok kibarcaydı.

" Merhaba?''

" İstediğini sorabilirsin. Kimsin falan diye."

"Kimsin?" Çok ani olmuştu.

" Aslında ben de daha yeni öğrendim."

"Neyi yeni öğrendin?"

" üvey kardeş olduğumuzu''

"Ne saçmalıyorsun?"

"Kenan abi yani baban, annem ile evli. Yoksa sen Kenan'ın oğlu değil misin? Gene yalan mı söyledi?" Diye sordu korkakrak.

"Yok ben Kenan'ın oğluyum. Demek babam senin annen için bizi terk edip gitti."

"Vallahi dün seni terk etmiş gibi gözükmüyordu dün."

"Ben onun oğluyum. Tabiki bana iyi davranacak ama saninle benden daha çok görüşüyor ve ilgileniyor." Dediğimde yüzü değişti.

"Aman ne demezsin."

"Ne oldu? Birşey mi dedin?"

"Yoo, hiç birşey demedim. Sana daha iyi davranınyor. Ne de olsa sonuçta oğlusun." Dediğinde güldüm.

"Bu arada annenin adı ne?"

"Mercan. Senin annenin adı ne?"

"Meral."

"Güzel isimi varmış."

"Seninkinin de." Dedim.

Kız gözünü kapattığında dün gecenin devamı gözümün önünden geçip gitti. Bu kız o kızdı. Beni vuran kız!

"Sen...!"

"Ben?"

"Sen beni vuran kızsın. Seni şikayet edeceğim!"

Birden kapıyı çalmadan içeriye giren babamı gördüm.

"Oo, demek tanışmışsınız."

"Evet, maalesef öyle birşey yaşandı az önce." Diye homurdandı.

"Bende seni seviyorum! Baba bu beni vurdu! "Diyerek kalkmaya çalıştım.

''Şşş, öyle birşey yok." Diyerek beni yatırmaya çalıştı.

"Baba ama ben hatırlıyorum. Hatta beni değil seni vuracaktı ben olmasam. ve sen onu şikayet etmeyecek misin?"

"Evet etmiyorum. Etmiyoruz."

"Ne yani? Sen bana onu şikayet etme mi diyorsun? Üstelik seni vurmaya çalışırken. Ölüyordum ben az daha ölüyordum!"

"Evet oğlum öyle diyorum."

"Ama neden!?" Diye bağırdım.

"Öyle olması gerekiyor." Dedi babam.

Kız hızlıca kapıyı kapatıp gitti.

"Hem suçlu! Hem güçlü!" Diye bağırdım arkasından.

"Oğlum ne kadar çok ağladı. Bir dakika bile ayrılmadı kapının önünden. Bende bir arkadaşımdan duydum."

"Banane. Vurmasaydı o zaman."

"Bilip bilmeden konuşma. "

"Söyle de bilelim o zaman."

"Boşver."

"Sende aranınzda ne varsa boşverip, onu şikayet et. "

"Boş veremiyorum işte!"

"Aranızda ne varki böyle davranıyorsun!"

"Seni ilgilendirmez!" Diye bağırdı.

"Bana niye bağırıyorsun? Benim ne suçum var!"

"Kusura bakma. Bağırmak istemezdim ama zorluyorsun."

"Onda olup bende olmayan ne var baba?"  Diye sorduğumda,

"Herşey." Deyip çıktı.

Sinirden ağlamak üzereyim. Daha çok dayanamayıp hüngür hüngür ağlamaya başladım. Bu dünyadan çok çekmiştim ve hala çekmeye devam ediyorum. Ne zaman bitecek bu çile? Bu zamana kadar yaşadıklarım aklıma gelince ağlamam şiddetlenmişti ama ne yapabilirim? Duygularımı ve düşüncelerimi kontrol etmek benim elimde değildi! Bu hayat beni çok yormuştu. Resmen hayattan kurtulmak istiyordum. Şimdi düşünürsek o kız beni keşke öldürseydi diyorum.

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin