16: Meşhur

436 41 10
                                    

Hangi müzik grubunu kullansam bilemedim. İstediğinizi düşünebilirsiniz.

•••

Alaz ile bir süre oturup, az da olsa kendini toparladıktan sonra hava almak ve Ece için ne yapabiliriz diye düşünmek için kafeteryadan kahve almış, dışarı çıkmış oturuyorduk.

"Ece'nin sevdiği müzik grubu Türkiye'ye geldi. Konserine gitmeyi çok istedi ama annem bir şey olur korkusundan izin vermeyi çok istese bile veremedi."

"Hiç başka bir yolu yok mu? Beraber gitseniz mesela." Dedim kahvemden bir yudum aldıktan sonra.

"Bizimle de göndermez ama belki başka bir yolunu bulabilirim."

"Ne gibi?"

"Birazdan öğrenirsin." Diyerek cebinden telefonunu çıkarıp birini aradı.

Karşıdaki kişi telefonu kısa sürede cevapladı.

"Sana işim düştü."

•••

"Ece çok mutlu olacak. Senin gibi bir abisi olduğu için çok şanslı." Dedim elimdeki ona özel hazırlanmış bilete bakarken.

"Bende çok şanslıyım. Sen olmasaydın muhtemelen henüz kendimi toparlayamamıştım." Bu sırada Ece'nin yattığı odanın kapısına gelmiştik. 

Gülümsedim ve "Abartma." Diyerek elimdeki bileti geri verdim.

"Gerçekten abartmıyorum. Şu an hala şurda oturuyordum." Biraz önce oturduğumuz yeri gösterdi. Gülümsemeye devam ederken gözlerimi devirdim.

"Hadi girelim." Elini kapı kulbuna attığında koluna uzanıp açmasına engel oldum.

"Aslında ben gelmesem daha iyi olabilir."

"Neden?"

"Belki şu an dinlenmek ve sadece ailesinden birilerini görmek ister."

"Ece yeni insanlarla tanışıp, konuşmayı çok sever. Onun içinde iyi olur.  Ayrıca tanışmanızı da çok istiyordum ama zorlamak istemem yine de."

"Biraz kalır giderim o zaman."

"Nasıl istersen." Dedi ve odaya girdik.

Oda da Çağla'da vardı. Tekli koltuğa oturmuş sohbet ediyorlardı. Bizi, daha doğrusu beni, görünce yüzü düştü. 

"Asi? Hoş geldin." Dedi ne yapacağını bilemez bir şekilde oturduğu yerden kalkarken.

Başımı aşağı yukarı sallayarak karşılık verdim.

"Meşhur Asi abla sen misin?" Dedi Ece heyecanla kocaman gülümseyerek.

"Meşhur mu?" 

"Evet. Adın çok geçiyor."

"Öyle mi? Hiç haberim yoktu." Dedim kısa bir süre bakışlarımı Alaz'a çevirirken. O da ellerini pantolonunun cebine sokup "Birkaç kere bahsetmiş olabilirim." Diyerek karşılık verdi.

"Eee ben bir annemlere bakayım." Çağla hızla konuşup, kaçarcasına odadan çıktı.

Her ne kadar belli etmiyor olsam da gerilmiştim. O yüzden Çağla gidince rahatlamıştım.

Çağla gittikten sonra Alaz boşalan koltuğa oturmam için yönlendirmiş kendisi de Ece'nin hasta yatağına oturmuştu.

"İyi ki geldiniz. Ablam çok kafa açmaya başlamıştı." Dedikten sonra odayı kahkahalarımız doldurdu.

Alaz, Ece'nin saçına öpücük kondurdu. "Nasılsın, iyi misin?" 

"İyiyim. Merak etme. Daha da iyi olacağım."

"Olacaksın tabi." Dedi ve cebindeki Ece'ye özel hazırlanmış bileti çıkarıp verdi.

Ece bir şey demeden bileti incelerken gözleri fal taşı gibi açıldı.

"Şaka yapıyorsun!"

"Hayır yapmıyorum."

"Bana özel konser mi verecekler?! Nasıl oldu bu?" Diye sordu gözleri parlarken.

"Bu abinin halledemeyeceği hiçbir şey yok... ama tabi Asi'nin desteğini de es geçemem."

"En büyük hayalimi gerçekleştirdiniz şu an. İkinize de ne kadar teşekkür etsem az."

"Bizim için teşekkürden en önemli şey senin mutlu olman." Dedim ve oturduğum yerde biraz daha kayıp onlara yaklaştım.

"Aynen öyle."

Ece, yatağın diğer tarafına da beni çağırdı. "Çok seviyorum sizi." Dedi ve önce Alaz'a sonra da bana kocaman sarıldı.

•••

Tam da time da hüzünlü Ece editleri dolaşırken bu bölümü yazdım 🥺














Cargo Agent - AsLazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin