Günler sonra, Slughorn'un partisine bir gün kala, hala partiye kimi davet edeceğimi kestirememiştim.
Aslında sizinde düşünebileceğiniz gibi, Matthew'u düşündüm ama yine de kendime biraz daha düşünmek için zaman vermeye karar verdim.
Hermione elbette Ron ile gidiyordu.
Büyük Salon'da yemek yerken düşünüyordum bu şeyleri.
Hermione: Hey! Parti yarın. Matthew'u davet edeceğin başından belliydi zaten neden hala diretiyorsun?
Alice: Ne bileyim Hermione, garip olur gibi düşünmüştüm. Daha biz tanışalı maksimum 1 aya yakın oldu. Hem ben Draco'dan başka biriyle partner olabileceğimi hiç düşünememiştim.
Hermione: Matthew senin o düşünce denizinden kurtulmanı sağladı ama. Bence partiye seninle birlikte gitmeyi en çok o hak ediyor.
Alice: Bilmem, belki de haklısın. Zaten ben de en sonunda Matthew'u davet edeceğimi düşünmüştüm.
Hermione: Bak, o geliyor.
Büyük Salon'un kapısına baktığımda gerçektende Matthew geliyordu. Beni görünce tebessüm etti, ben de aynı şekilde karşılık verdim.
Yanımıza gelip oturdu.
Matthew: Günaydın.
Alice: Günaydın.
Hermione: Günaydın Matthew. Ee ben kütüphaneye gidecektim zaten, siz rahat rahat yemeğinizi yiyip konuşun. Hadi görüşürüz.
Deyip apar topar kalktı Hermione masadan. Ona bir bakış attım. O ise göz kırparak cevap verdi bana. Nefesimi verdim.
Matthew: Ne o, benimle yalnız kaldığına pek sevinmedin galiba?
Alice: Ne? Ha yok canım, ben, dalmışım sadece.
Sırıtıp tabağına sosis koymaya başladı.
Biraz sonra, artık konuşmaya karar verdim.
Alice: Şey, Matt.
Çatalındaki yumurtayı ağzına atıp bana bakmadan konuştu.
Matthew: Evet?
Alice: Yani... Bunu burada söylemek ne kadar uygun bilmiyorum ama... Biliyorsun yarın Slughorn'un Slug Kulübü için düzenlediği bir parti var. Eh, bende Slug Kulübünde olduğum için Profrsör'ü üzmemek adına gitmek istiyorum. Yanımızda bir kişiyi götürebilme hakkımız var.
Matthew: Ve...
Alice: Ve, ben de seninle birlikte gidebilirim diye düşündüm, yani tabii istersen. Benimle partiye birlikte katılır mısın?
Matthew: Hmm...
Matthew'un vereceği cevabı merakla beklerken, ağzındakileri yutup peçeteyle ağzını sildi ve cevap verdi:
Matthew: Üzgünüm ama beni biri çoktan davet etti bile.
Alice: Ya, öyle mi. Eh, peki o halde başka zamana artık. Şey, kim davet etti peki yani sadece merakta-
Matthew: Ginny
Alice: Ginny mi? Bizim Ginny? Ama o Dean'le gider sanıyordum...
Matthew: Ginny ve ben, senlede Draco gidersiniz diye düşündük.
Alice: Ne? Matthew, ne diyorsun sen?
Matthew: Hadi ama, şaka yapıyorum Potter Kızı. Gerçek olduğunu nasıl düşünebilirsin? Tabii ki senin o platinle gitmeni düşünecek kadar aptal değilim. Ve tabii ki Ginny de erkek arkadaşını bırakıp benimle o partiye gidecek değil. Sadece bir şakaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐨𝐫 𝐚 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐆𝐢𝐫𝐥 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲
Fanfiction❝O halde sen de benim yıldızım olur musun Alice?❞ Draco nefret ettiği Harry Potter'ın kardeşine tutulunca, gözleri açılmıştı sanki. Kendini anlamadığı bir yerde bulmuştu. Yeşil gözlü kızın kalbinde. Şimdi ise belki de babasını ve ailesini bile karşı...