"Eres lo que el sol siempre quiso ser, deslumbrante"
💸San'ın Wooyoung'un ani teklifini kabul edişininin üzerinden dakikalar geçmişti ki sonunda evin arka kapısını kullanarak ikisi de dışarı çıkmış arabaya doğru yürümeye başlamışlardı. "Açıkcası sizinkilere haber vereceğini düşünüyordum." diye mırıldanan Wooyoung hala San'ın teklifini kabul etmesinin şaşkınlığını yaşıyorken bir de evden onunla beraber çıkıyor olmasınında şaşkınlığını yaşıyor fakat sakin kalmaya çalışıyordu.
San "O zaman beni kaçırmış olmazdın. Öyle mi yapmamı isterdin?" diye fısıldadığında ve Wooyoung'a döndüğünde kaşlarının çatık olduğunu görmüş sırıtmıştı. "Nereye gidiyoruz bu arada?" diye mırıldandığında Wooyoung da sırıtırken arabanın yanına gelmiş olmalarıyla duraksamış birbirlerine bakmaya başlamışlardı.
Wooyoung "Kaçırıldığın yeri bilmemen gerek değil mi?" diyerek avucunu açtığında San onun bu kibirli tavrına gözlerini devirmiş anahtarı avucunu açan çocuğun elinin hemen üzerinde tutmuştu. "Arabamı seviyorum sana onu vermem için bir sebep ver."
Wooyoung ise bu dediğine şaşkınca kıkırdarken "Onu bende çok seviyorum San hem ben güzel sürerim. Arabayı. Ve bu bebeği sürmek istiyorum." diye mırıldanmış gözlerini siyah parlak arabanın üzerinde gezdirmişti. San dudaklarını büzdükten sonra "Sürmeyi istediğin tek şeyin ben olduğumu sanıyordum." diye mırıldanmış çocukla aynı boyda olacak şekilde üzerine eğildikten sonra "Yoksa benim olan her şeyi kendinin yapacağın doğru muydu?" diye fısıldamıştı.
Wooyoung keyifle "Hmm.." diyerek San'a biraz daha yakınlaştıktan sonra "İçerlemiş gibisin fakat sürmeyi en çok istediğim şey hala yüzün ve kucağın merak etme." diye fısıldamış San'ın elindeki anahtarı kapmıştı. "Hadi gidelim."
Neredeyse kırk dakikalık bir yolculuğun ardından şehirden uzaklaşan ikili arada birbirlerine laf atıyor daha sonrasında sessizliğe gömülüyordu. Wooyoung hızlı ama dikkatli bir sürücüydü bu yüzden yoldan gözlerini asla ayırmıyordu ve San.. San bu süreçte onun bir çok ayrıntısını beyinine kazımıştı. Yolda arada bir huysuzlandığı olmuştu buna bağlı olarak gözlerini sık sık kısmış dudaklarını aralamıştı. Şarkı açmayı tercih etmemişti çünkü San'ın başının ağrıdığını az çık tahmin edebiliyordu. Fakat ağzına takılmış şarkı dudaklarından küçük fısıltılarla çıkıyor San'ın onu daha dikkatli izlemek istemesine sebep oluyordu.
"Esculpir otra vez tu cuello, darme más terreno" 'boynunu tekrar şekillendir,bana daha fazla alan ver' Fısıltılarından seçebildiği cümlelerinden bir tanesini arabasının bluetoothuna bağlı telefonuna yazarken çıkan ilk şarkıya basmış sessiz arabanın içini melodinin kaplamasını sağlamıştı. Wooyoung şaşkınlıkla "Biliyor musun şarkıyı?" diye sorduğunda San gülümsemiş "Hayır ama sen biliyor gibisin." diye fısıldamıştı. "Şarkı ispanyolca nasıl seçebildin dediklerimi?"