9

379 104 212
                                    


*

Felix asansörün durması ile dizlerindeki gücü tamamen kaybetmiş, Hyunjin'e tutunarak yavaşça yere oturup sırtını asansörün kenarına yaslamıştı.

"Ne yapacağız şimdi?" Diye sordu çekinerek.

Hyunjin telefonunu çıkartıp kontrol ettikten sonra yeniden cebine koydu. "Telefon da çekmiyor. Bağırsak kimse duyar mı?"

"Burası terk edilmiş gibi resmen. Kimse bizi duymayacak..."

Hyunjin derin bir nefes alıp kapıya yöneldi. Bir süre demir kapıya vurarak bağırdı. Birisi olup olmadığını sordu, seslendi ama hiçbir dönüş alamadı.

Birkaç dakikalık mücadelesi sona erdiğinde Felix'in karşısına geçti, sırtını yasladığı demir duvarda kayarak aşağıya oturdu.

"Sanırım kaldık burada." Dedi gülerek.

"Ölmek için defalarca kez farklı yollar ya da ihtimaller düşünmüştüm. Ama bir yabancı ile terk edilmiş bir alışveriş merkezinin asansöründe nefessiz kalarak ölmeyi hiç hayal etmemiştim."

Hyunjin gözlerini devirerek asansör düğmelerine uzandı, havalandırma düğmesine bastı.

Ardından gülerek Felix'e döndü. "Oksijen sorunumuzu çözdüğümüze göre, başka ihtimaller de düşünebilirsin. Ama yabancı lafına alındım. Hala senin için bir yabancı mıyım?"

"Değil misin?"

"Aslında hayır, çünkü birbirimize gülümsemiştik. Ama tamam, bunu da değiştirebiliriz. Hadi bana en sevdiğin filmi söyle."

Felix çaresizce başını öne eğdi. "Aynı yıldızın altında. Senin?"

"Dram filmlerinden hoşlanmam. Avengers güzeldi."

"Şaşırmadım."

"En sevdiğin şarkı?"

Felix düşünmek için biraz bekledikten sonra aydınlanarak gülümsedi. "Another love şarkısı kulağıma hoş geliyor. Senin?"

"Benim... henüz yok."

"O ne demek?"

"Henüz senin şarkılarından birisini dinlemediğim için öyle diyorum. Bir yabancının şarkısını beğenmektense sanırım seninkini beğeneceğim."

Felix utanarak güldü. "Anladım."

"Sen, hiç mi soru sormak istemiyorsun?"

"Hm... hiç evcil hayvanın oldu mu?"

"Kami adında bir köpeğim var. Senin?"

"Benim küçükken muhabbet kuşum vardı. Öldüğünde çok ağladığım için bir daha bakmaya cesaret edemedim."

"Kalbin bu dünya için çok hassasmış gibi hissettiriyor Felix." Derken Hyunjin'in sesi biraz düşmüş, sanki derinden konuşuyormuş gibi gelmeye başlamıştı. "Diğerlerine karşı kocaman ve merhametli bir kalbin var. Keşke kendine karşı da böyle olsan."

"Kendime karşı-"

"Kendine karşı böyle değilsin. Yaşamayı hak eden 25 yaşında bir bedene böyle davranmak yalnızca taş kalpli birisinin yapacağı bir şey."

Felix bakışlarını kaçırdı. "Baharatlı yiyeceklerden hoşlanmam. Tatlıları severim ama süt hassasiyetim yüzünden sütlü tatlıları da pek yiyemiyorum."

Hyunjin Felix'in ne yapmak istediğini anlamıştı. Pekala, konuyu değiştirmek istiyorsa ona uyum sağlayacaktı, üzerine gitmemeye karar verdi.

"Ben yemek seçmem. Ama atıştırmalıklarla aram yoktur, tam öğünler yemeyi tercih ederim."

Legs That Don't Walk | Hyunlix [Omegaverse]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin