28

1.6K 101 5
                                    

Çoğu zaman hataları telafi edemezsiniz.



Mehpare göz yaşlarını tutmaya çalışarak ofisine geri döndü. Çantasını alıp çıkacağı sırada odaya Adar girdi.
"Güzelim..."
Mehpare onu dinlemeden çıkacağı sırada Adar onu kollarından tuttu.
Mehpare hemen geri çekilerek Adar'a baktı.
"DOKUNMA BANA!"
"Tamam dokunmuyorum. Şuan çok sinirlisin lütfen sakinleşelim öyle konuşalım söz anlatacağım her şeyi."
"Zamanında anlatmalıydın Adar! Ben seni evliliğimizin ilk gününde uyardım. Geçmişin önümüze engel olarak çıkarsa karşında duracak ilk kişi benim dedim! Ama ne oldu? Kocam benden daha önce nişanlı olduğunu saklamış. Ama mesele bu mu sence? Kocamın eski nişanlısı burnumuzun dibine kadar girmiş, bizimle aynı çatıda çalışmış ve herkeste bunu biliyormuş! Gözümün içine baka baka beni salak yerine koymuşlar! Hem de ailem dediğim insanlar! Bana sadece aile dostumuzun kızı dedin. Eski nişanlın olduğunu sakladın!"
"Haklısın güzelim ama babası çok yakın tanıdığımız ricasını geri çeviremedim."
"Umarım o kadının babasını çok seviyorsundur. En azından geri çeviremediğin ricası yüzünden karını kaybettiğine değmiştir!"
"Mehpare-"
"Sakın arkamdan gelme anladın mı beni!"

Mehpare büyük bir sinirle şirketten çıkıp eve geçti. Evde ki görevlileri arayıp çocukların eşyalarını ve kendi eşyalarını  toplamasını söyledi.
Mehpare arabadan indikten sonra Hazar hızla Mehpare'nin yanına geldi.
"Yenge sana çok önemli bir şey söylemeliyim."
"Ne oldu? Deniz'e bir şey mi oldu?"
"Yok hayır. Bugün şirkette Ebru'yu gördüm o kadın-"
"Adar'ın eski nişanlısı."
"Sen biliyor muydun?"
"Yeni öğrendim. Hazar gerçekten çok sinirliyim. Biraz kafa dinlemek için buradan gideceğim. Deniz henüz daha sütten kesilmedi. Onu da yanıma almam gerekiyor."
"Sana canımı emanet edecek kadar güveniyorum yenge. Çocuğum senin yanında güvende olacak biliyorum."
"Teşekkür ederim."
Mehpare hızla içeri girip etrafa baktı. Onun sert girişiyle etrafta ki insanlar Mehpare'ye bakmaya başladı.
"Sevgi abla! Valizler hazırsa arabaya yerleştirin. Çocukları da alın!"
Hevi Hanım gelinin bu hareketiyle korktu. Başlarına ilk defa geliyordu.
"Kızım ne oluyor? Iyi misin?"
"Iyi filan değilim! Benden sakladığınız Ebru Hanımı ögrendim! Bu evde ki herkesin benim arkamdan nasıl iş çevirdiğini öğrendim!"
Kimsenin sesi çıkmamıştı. Herkes yüzünü yere eğmişti. Abisi Murat bile.
Mehpare abisine yaklaşıp yüzüne baktı.

"Bu bana ikinci ihanetin abi."

Son lafını da söyleyip evden çıktı. Çocukları kontrol edip arabasını çalıştırdı.
Kafası yerinden çıkacak gibiydi.

Adar ise gergindi. Babasına defalarca Mehpare'den bunu gizlemek istemediğini söylemişti fakat babası böylesinin daha iyi olacağını söylemişti.
Peki şimdi böyle iyi miydi?
Adar her zaman yaptırdığı buketten daha büyüğünü yapıp evin yolunu tuttu. Bir çiçekle affetmezdi tabii ki karısı onu ama yine de ona çiçek almak istedi.

Eve geçip kapıyı açtığında herkes ona baktı.
Çocukların olduğu alanda sadece Canfeza'yı görünce kaşlarını çattı.
"Mehpare ve çocuklar nerede?"
Dilan ağlayan gözlerle Adar'a baktı.

"Mehpare ,çocuklar ile birlikte gitti abi..."

Adar'ın elinde ki çiçek yere düşmüştü.
Tek çiçek değil gözünden yaşlarda düştü.

Ev halkı Adar'ı iki kez ağlarken gördü.

İlkinde Mehpare ya uyanmazsa diye,
İkincisinde Mehpare ondan giderse diyeydi.

Her durumda bu olanlar Adar için ölüm demekti.
Adar ölüme hiç bu kadar yaklaşmamıştı...

EDİRNE'DEN MARDİN'EHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin