Bugün Alp abi işine geri dönüyordu söz verdiği gibi benide yanında götürücekti heyecandan sabaha kadar uyuyamadım yataktan hemen kalkıp banyoya geçtim elimi yüzümü yıkadım banyodan çıktım
üzerimdeki pijamamı çıkarıp beyaz sarı çiçekli uçuş uçuş olan dizlerimin altında kısa kollu bir elbise giydim siyah çantamın içine resim tabletimi ve eskiz defterimi koydum cüzdanımı da koydum henüz telefonum olmadığı için o yok çantamla beraber aşağı indim salona geçip oturdum saate baktığımda 7 ye geliyordu o sıra annem geldi
"sen ne zaman uyandın kızım daha erken" dedi
bende heyecanla
"uyuyamadım ki çok heyecanlıyım anne" dedim
annem yanıma gelip yanağıma sıkı bir öpücük bıraktı
"oy yerim seni heyecanına kurban olurum"dedi ve tekrar öptü
"neyse ben kahvaltıyı hazırlayayım" dedi ve gitti
bende eskiz defterimi çıkarıp çizim yapmaya başladımne kadar oldu bilmiyorum ama biri saçımı okşayıp öptü irkilip kim olduğuna baktım babamdı
"ne yapıyorsun kızım" dedi
"resim yapıyordum" dedim
babam resme baktığında kaşlarını çattı bende baktığımda birden defteri yere attım o gün geldi aklıma gözlerimi kapatıp silmek istedim ama olmadı titrediğimi hissettim sonra birinin sarıldığını bana
'geçti,geçecek kızım yanındayım' diyordu ama benim algılarım kapalı hiç bir ses duymuyordum o güne gitmiştim bile.Yazardan
Hasan bey titreyen kızına sarılı haldeyken içeri Nil hanım ve oğulları geldi
gördükleri ile şok oldular gözleri kapalı titreyen kızına ve ona sarılıp sakinleştirmeye çalışan kocasını gördü
alp
"baba neler oluyor leyan ona noldu baba! bir şey söyle"dedi ve hemen leyanın önünde diz çöktü ellerini tuttu hasan bey oğluna baktı
"bilmiyorum oğlum birden oldu sadece titriyor ve gözlerini açmıyor" dedi ama sonra aklına
"çizim" dedi "çizdiği resme bak gökhan" dedi
gökhan hemen yerdeki çizim defterini alıp son resme baktı resimde gördüğü ile şaşırdı çünkü çizdiği
karanlık bir bodrumda yerde yatan bir kız çocuğu az ilerde ise kırmızıya boyanmış bebek gibi birşey sonra 2 el biri yerde yatan kızın bileğinde diğerinde ise keskin bir alet vardı karanlık bir süliet olarak çizmişti o adamı
gördüğü çizimle babasına baktı
"baba" dedi ama gerisini getiremedi sonra ege aldı defteri o da baktı leyana baktı hala gözleri kapalı birşeyler mırıldanıyordu sonra alpin telefonu çaldı alp hemen açtı Ali amcası olduğunu görünce hemen açtı
"alo amca hemen bize gel gelirken şu psikolog olan doktoru da al acil hadi" dedi ve kapattı telefonuleyan hala titriyordu sonra birden hasan beyin kucağında yığıldı bayıldı alp bunu farkedince
"leyan!" diye bağırdı hasan bey kucağına yığılan kızını alıp koltuğa yatırdı Nil hanım hemen başının ucuna oturup saçlarını okşadı kocasına bakıp
"ne yaşamış bu kadar hasan ne yapmışlar benim kızıma daha çok küçük nasıl kaldırmış bu yükü" dedi gözünden akan yaşlar ile
egede yanına oturup elini tuttu öptü
"sana söz tüm yaralını iyileştiricez senin öyle güzel bir aile olucaz ki sana" dedi ve sarıldı nil hanım kalkıp
"yanına uzan oğlum" dedi ikisinin alnını öptü ege hemen uzandı yanına beline sarıldı kafasını göğsüne yasladı gözlerini kapattı ama uyumadı
gökhan leyana bakarak
"benim bir tahminim var ama bunu ben söylemem dilim varmıyor" dedi
alp yere çökmüş sırtını koltuğa dayamıştı ellerinide başına aklına gelen şeyin olmaması için dua ediyordu sadece
gökhan da gözleri leyanda iken ikili koltuğa oturdu kagasını geriye attı
diğer koltukta ise hasan bey ve nil hanım vardı sessizce gözyaşı döküyordu nil hanım hasan bey ise gözleri dolu şekilde koltukta uyuyan kızına bakıyordu
osıra zil çaldı nil hanım kalkıp açtı kapıyı adam onu gözleri kızarık görünce ters giden bir şey olduğunu anladı
"yenge ne bu halin ne oldu" dedi ama cevap alamadı
"içeri girin" dedi kısık sesle
onlar salona geçerken kapıyı kapattı
salona geçen adamla amcasını gören alp ayağı kalkmadan baktı sadece
elindeki defteri sıkı sıkı tutuyordu gelen doktor önce koltukta uyuyan kıza ve adama baktı sonra aniden küçük kıza tekrar baktı daha önce gelen bir hastasına benziyordu hemde çok
nil hanım egenin yanına gidip kaldırdı
"ege oğlum hadi kalk doktor geldi bir baksın leyana" dedi
ege istemeye istemeye kalktı
alp doktora baktı önce bir süzdü üzerinde siyah tişört altınada giydiği gri eşofman dağınık saçları ile uykudan yeni uyanmış gibiydi doktor önce aileyr kendini tanıttı
"öncelikle merhaba ben Kuzey hanzade uzman psikolog" dedi ve elini uzattı hepsi tek tek elini sıktı
"bende hasan oğlum bu karım nil,bunlarda oğullarım Alp,Gökhan ve ege bu biricik kızım Liyan" dedi
"tanıştığımıza memnun oldum efendim,şimdi bana neler olduğunu anlatırmısınız" dedi
hasan bey herşeyi eksiksiz anlattı
"anladım bana o resmi gözterirmisiniz ve daha öncede yaptığı resimler varmı onlarıda alabilirmiyim" dedi nil hanım kafasını sallayıp odaya gitti elinde 3 tane çizim defteri getirdi birinin rengi dikkatini çekti doktorun siyah deri kapaklı olan defteri aldı ama kilidi vardı Liyana baktı sonra aileye
"bu defterin kilidi nerde biliyormusunuz" dedi
hepsi kafalarını iki yana salladı doktorda kafasını sallayıp defteri geri koydu
"bunu kendisinin açmasını istiycem uyanmasını bekliyelim önce" dedi ve diğer defterlere baktı ikisinde bir şey yoktu normal çizimle vardı sonra alpin elindeki defteri aldı son yaptığı resme bakıp kaşlarını çattı liyana bakıp tekrar deftere baktı birden
"bana bu kilidi açabileceğimiz birşey varmı onu getirin hemen" dedi
alp tam gidiyordu ki gözü liyanın boynuna takıldı bu kolyeyi daha önce görmemişti koltuğa yaklaşıp boynuna eğildi kelebek desenli kolyeyi aldı ama kalın ve kapaklı olduğunu farketti uyandırmadan çıkardı boynundan eline alıp inceledi yandaki kilit yerine basıp açtı içinden bir eski bir kağıt ve bir küçük anahtar çıktı anahtarı doktora verip notu eline aldı ve okudu okudukça içi yandı bu not öz annesine aitti ona vedasını yazan bir kadına aitti onu terkedip kendine yeni bir hayat kuran kadına
doktor eline aldığı anahtarla kilidi açtı ilk sayfada bir şey yoktu ama sonraki sayfa onu dehşete düşürdü
resimde karanlığın içinde küçük bir beden o bedenin üzerinden akan kırmızı boya
sonra ki sayfaya geçti bir kelime 'kimsesiz' sonrakine geçti yine küçük kız orman içinde karanlık ve bileğinde ki zincirler saçları yüzünü kapatmış gözyaşları akıtıyordu ürkek bakan bal rengi gözler bir sonrakine geçti hepsinde aynı çizim vardı en sonunda çizdiği bir resim vardı ve bir tarih
'03.04.2009 doğum
03.04.2013 ölüm' yazıyordu ve doktor bunu sesli okuduğu için herkes duymuştu sonra çizime baktı karanlık bir sokak ve o sokakta çıplak ayakla yürüyen bir kız çocuğu kucağında oyuncak bir bebek üstü kırmızı boya ile boyanmış etrafa tedirgince bakıyordu doktor sonraki sayfaya geçti bu kez kız çocuğu bir yatakta çıplak bir halde ayaklarını kendine çekmiş oturuyordu yatak kırmızı renge boyanmıştı doktor daha fazla bakamadı çizimlere aileye dönüp baktı
"ben,ben nasıl diyeceğimi bilmiyorum ama" dedi ve sustu derin bir nefes aldı
"kızınız tec-" sözünü tamamlayacakken alp kesti
"sus! konuşma tamam!" dedi ve çöktü yere hala telefonu çalıyordu alıp açtı
albay
"alp nerdesin sen oğlum"
alp tekmil verip
"albayım ben bu..bugün gelemem kardeşim" dedi ve sustu albayda
"tamam oğlum anladım yarın karargaha gelmelisin unutma vatan herşeyden önce gelir " dedi
"biliyorum komutanım,komutanım sizden bir şey rica etsem
bana Liyan Karanın daha önce kaldığı yetimhanenin eski müdürünü bulurmusunuz" dedi
"tabi bulurum oğlumda hayırdır" dedi
"ben size yarın anlatıcam komutanım yarına önümde olurmu komutanım" dedi
"olur binbaşım olur"diyip kapattı
babasına baktı "baba şimdi ne yapıcaz"
o sıra doktor kuzey lafa girdi
"size birşey sorucam siz şimdi liyanı evlatlık mı aldınız" dedi
hasan bey kafasını salladı
"evet izmirdeki bir yetimhaneden ismini veremem" dedi
doktor kafasını sallayıp
"anladım şimdi size bir hastamı anlatıcam bu hastam 32 yaşında sana anlatmıştım amca.
bu hastam bana yıllar önce ilk doktor olduğum zaman geldi oda asker şuan nerde bilmiyorum çünkü 2 yıl önce gelmeyi bıraktı bundan 14 yıl önce annesi hamileyken onları bırakıp gitmiş heryerde aramış ama bulamamış sonra bir kız kardeşi olduğunu öğrenmiş onu bulmak için köşe bucak aramış sonunda bulmuş annesini
annesi ona kardeşinin öldüğünü ve cesedinide kimsesizler mezarlığına gömdüğünü söylemiş yıkılmış orda duyduğu şeyi hazmedememiş o günden sonra bana gelmeye başladı bana bir resim gösterdi bebek resmi bal rengi gözleri sarı saçları olan bir bebek resmi aynı ona abisine benziyordu aynı gözler aynı burun yapısı dudak vs.tek fark saçları onu babasından almış çünkü diğerleri kumral saçlıydı demem o ki sanırım liyan onun kardeşi çünkü ona çok fazlası ile benziyor" dedi
alp hışımla ayağa kalkıp
"yok öyle bir şey benim kardeşim liyan benim anladın mı doktor onu kimselere vermem" diyip liyanı kucakladığı gibi odasına götürdü nazikçe yatağa yatırdı kendiside yanına uzanıp saçlarını okşadı öpüp kokladı
"cennet kokulum seni asla bırakmam" dedi odanın kapısı açılıp içeri gökhan ve ege girdi
"bizde bırakmayız abi" diyip yatağa kıvrıldılar gökhan liyanın arkasına geçip gözlerini kapattı egede başını ayak ucuna koyup uyudu
aşağıda ise hasan bey doktora
"bana o adamın adını söylermisin oğlum" dedi
doktor kafasını sallayıp
"adı Demir Bozkurt" dedi ayağı kalkıp gitti
hasan beyde telefonunu alıp birini aradı Demirin adını verip araştırmasını istedi
kısa süre sonra eline bir dosya gönderildi açıp baktığında şaşırdı çünkü bu adam yıllardır dostu olan
Yiğit bozkurttu osıra telefonu çaldı arayan Yiğit kadim dostu
açtı "ooo dostum hayırdır beni araştırmışsın" dedi
Hasan bey sıkıntılı bir nefes aldı şimdi nasıl diyecektiki senin kızın ölmedi yaşıyor hatta bana baba diyor aylardır benim yanımda diye
"dostum yarın seninle konuşmamız lazım buraya gelebilirmisin gaziantepe" dedi
Yiğit bey kaşlarını çattı
"tamam dostum gelirim" dedi ve kapattı telefonu
ona bakan karısına ve kızına baktı
"Hasan yarın gaziantepe çağırdı konuşacakları varmış" dedi karısı kafasını salladı
kızına tekrar baktığında telefonda Gülüşerek birisiyle konuşuyordu kafasını çevirip karısına baktı 2 yıl önce bulmuştu kızını yaşadığını öğrendiğinde çok mutlu olmuştu ama 1 yıl içinde de oğulları gitmişti 4 oğluda terketmişti kızı yüzünden evlerini zaten en büyüğünden haber yoktu sıkıntıyla kalktı yerinden odasına geçti yatağa uzanıp
'acaba ne konuşacaksın benimle hasan' dedi karısıda yanına gelip oturdu
"ne düşünüyorsun" dedi
"geçtiğimiz yılları 14 seneyi oğullarımı öldüğü bildiğim kızımın yaşadığını şimdide hasanın benimle ne konuşacağı"dedi
"benimde gelmemi istermisin yalnız gitme hem nili de görmüş olurum" dedi
"tamam hazırlan yola çıkalım erken varmış oluruz" dedi aşağı inip kızına gideceklerini söyledi
"iyi bende arkadaşımda kalıcam zaten" dedi yüzündeki ağır makyaj ile
yiğit bey tekrar yukarı çıkıp üzerini değiştirdi sonra karısının elini tutup aşağı indiler onunla arabaya binip yola koyuldular
yanında uyuyan kadına baktı
onunla tanıştığında büyük bir buhrandaydı yalnızdı karıs evi terkedeli 3 yıl olmuştu kızının ölüm haberini ise alalı 2 ay olmuştu ilte tam o zamanda çıka geldi karısı o kadar güzel gülmüştiki ona adamı bu buhrandan bu çukurdan çekip almıştı ozamandan beride beraberlerdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AİLE(LİYAN)
General FictionHenüz daha bebekken bir yetimhaneye bırakılmıştı Liyan isminin anlamı gibi parlak bir yüze sahipti ama hayatı o kadar parlak değildi. Yaşına göre fazlasıyla olgundu Liyan.çocuk olmamıştı ki Liyan bebekleri olmamıştı mesela hiç arkadaşı olmamıştı kon...