GERÇEKLERE DÖNÜŞ

21 11 0
                                    

Asenanın anlatımıyla;
En son hatırladığım şey hastanede olduğumdu ve yine gözlerim kapalıydı. Göz kapaklarım sızlıyordu.açmak için göz kapaklarımı birbirinden ayırmaya çalıştım.

Birkaç denemeden sonra gözlerim açıldı etrafa baktığımda adının yiğit olduğunu öğrendiğim asker karşımdaki koltukta oturmuş kitap okuyordu.

Yerimden kalkmaya çalıştım. Başım çok ağrıyordu. Yiğit gözlerini bana çevirince uyandigımı anladı. Bana "kalkma" dedi.ben dinlemeden ayağa kalktım bu şekil şeylere dirençliydim . Bunun için ayağa kalkmakta zorlanmadım. Yiğite "neredeyim ben " diye sordum.

Yiğit ofladı ve "askeriyedesin" dedi. Ben "anladım"dedim ve uyuduğum yeri toplamaya başladım. Küçüklükten alışkanlıktı aslında bu . Yiğit bana hayretle bakarak "Asena yeni vuruldun sen ne yapıyorsun hem acımıyormu?" Dedi . Ben "hayır, alışığım ben " dedim. Yiğit elimi tutarak "bak kızım yeter artık ne yaptığını anlamıyorum artık senin . Ve ne yaşadığında bilmiyorum yeter artık algılayamıyorum " dedi .

Ben elimi sertçe çekerek "anlayamazsın zaten " dedim . Ve "albayın odası nerde " dedim .o "ne yapacaksın albayi "dedi.

Ben akılı olmak zorundaydım . Bende bir askerdim benim tainim buralara denk geliyordu belkide burda devam edecektim askerliğime .

Odadan yigiten kurtularak çıktım. Odaların üstündeki yazılara bakarak geleceğim odayı buldum.

Albay Fırat Karakurt

Odanın kapısını çaldiğimda yiğit yanıma geldi bana " naptığını sanıyorsun " dedi ben birşey demeden içeriden gelen 'gel' sesiyle içeriye girdim. Adının Fırat olduğunu düşündüğüm kişi arkamdaki yiğite bakarak "sen çık yiğit " dedi.

Adamın gözleri mavi renkti. Saçlarına yeni yeni aklar düşmüştü ve çok heybetli duruyordu.

Öndeki koltuklardan birine oturdum. Fırat albay "merhaba kızım " dedi babacan bir tavırla. Ben "merhaba " dedim .

Fırat albay "kızım ben seni tanıyorum ve artık görevine burdan devam etmeni isteyen kişide benim " dedi ben kafamı sallayarak "bana fark etmez zaten" dedim. Fırat albay "kızım ben senin rütbene baktım anladığım kadarıyla hayatını askerliğe adamışsın " dedi ben kafamı sallayarak "öyle" dedim. Fırat albay "bak kızım ben senin babanla çok iyi arkadaştım o benim dostumdu Allah rahmet eylesin...  sana teklifim burda bir tim kurmanı istiyorum kızım sende kabul edersen tabi" dedi ben  adama baktim cok umut dolu bakiyordu bana "peki sizin hatriniza yapacağım ama kim bu timin içerisinde olacak bilmem lazım " dedim. Fırat albay "onları sen seçeceksin kızım ben sana bir liste vereceğim içlerinden 5 kişiyi seçersin ama yeni yaralandın sen biraz dinlen derim"dedi ben "gerek yok albayım iyiyim siz listeyi bana verin " dedim.firat albay "peki kızım al listeyi "diyerek elime bir kağıt verdi kağıta 100 e yakın asker ismi vardı. Ben "iyi günler albayım ben çıkıyorum " dedim  . Fırat albay "peki kızım ama biraz acele et askeriyenin bu time ihtiyacı var " dedi . Ben sadece kafamı sallamakla yetindim. Ve odadan çıktım.

Yiğit kapının yanındaki koltukta oturmuş Fırat albayın kapısına gözünü dikmiş bekliyordu. Ben görünce koltuktan resmen firlayarak kalktı. 

Yanına gidip "teşekur ederim bana yardım ettiğin için " dedim . O "vallah delisin sen bir bok anlamıyorum senden " dedi sonra "hem sen neden albayın yanına gidiyorsun senin yüzünden azar işiticem şimdi " dedi . Ben "öyle birsey olmayacak sana kızmayacak merak etme " dedim . Sonra "arabam nerde?" Diye sordum . O utanarak "kusura bakma ben arabanı kullanmak istemedim ama bizimkiler davar gibi olduğu için benim arabama sığmadık" dedi ben "önemli değil benim gitmem lazım arabam nerde?" Dedim o cebinden anahtarı çıkararak bana verdi . Ve "arka bahçede " dedi ben kafamla onaylayarak çıktım.

ENKAZ ÇİÇEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin