4

395 45 3
                                    

"Toparlanın ortaya! Hadi maçtan önce bir takım fotoğrafı alalım gençler!" Kameramanın yanında duran teknik direktör yardımcısının sesini duyduğumda bir araya toplanan kalabalığa baktım. Hemen onca insan, onca yüz içerisinden bir tanesini aramaya başladığımı fark ettiğimde göğsümden boğazıma kadar tırmanan duygular yüzünden derin bir nefes aldım.

Tamam, zor olacak Barış ama imkansız değil.

Semih'i gördüğümde hemen yanına ilerledim. Köşedeki kalabalığın içerisindeydi. "Maç öncesi her fotoğrafta aşırı gergin çıkıyorum." dedim. Güldü "Her hâlde yakışıklı çıkıyorsun, sorun yok abi." dedi. Mükemmel başlayan cümleyi abi ile sonlandırdığında derin bir nefes eşliğinde güldüm. Bu lafa takılmalı mıydım ondan bile emin değildim ama beni rahatsız ettiği kesindi.

Hakan abinin el işaretini fark ettiğimde onun diğer köşede teknik kadro ile tek kaldığını fark edip o tarafa doğru ilerlemeye başladım. "Semih gel, Hakan abiyi tek bırakmayalım."  Bir şey demeden ilerlediğim yöne doğru arkamdan gelmeye başladı.

Bir kaç insan arasından geçtikten sonra Hakan abinin yanında fotoğraf için durduğumda Semih'e baktım, kim tarafından olduğunu fark etmesem de benden uzaklaştırıldığını fark ettiğimde içgüdüsel olarak kolunu tutup kendime çektim. Bir kaç adım önümüzde olan Hakan abi de Semih'i bize doğru yakınlaştırdığımı fark ettiğinde poz vermek için kolunu Semih'e attı. 'Tamam, rahatça fotoğraf çekebiliriz.' diye düşünüyordum Semih'in bana doğru baktığını fark ettiğimde.

Fotoğraf sonrası herkes dağılmaya başladı. Semih'i Mert abi yanına çağırınca benim de onunla olan bağlantım kopmuştu. Milli aranın bitmesine bir maç kalmıştı ve artık maç günü de gelmişti bile. Buna sevinsem mi üzülsem mi şuan karar veremiyordum.

Depo olayından sonra benimle konuşmaktan çekinen Kenan'ın bana yaklaştığını fark ettim.

"Barış abi."

"Kenan."

"Barış abi, Montella dedi maç öncesi Barışla sen yap antrenman."

"Yapalım koçum" dedim. Kenan'a baktım kısık gözlerle. Bebe harbi harbi korkuyordu ya da çekiniyordu. Ki bence ikincisiydi. Kenan gibi bir adamın herhangi birisinden korkacağından şüphem vardı. Ama çekinme konusunda haklıydı. Semih'e aşık olduğumu yüzüme vurdukları gün onları malzeme deposuna kitlemiş, Semih'e aşık olmadığıma onları ikna edeyim derken onların gerçekleri yüzüme vurmasıyla sonlanmıştı gün. Eh, depoya da kitleyince tüm işleri bu ikisi yapmak zorunda kalmıştı.

📳📳

Merih:
LA BİZİ KİM ALABULU
lan oğlum o kadar mutluyum ki
hâlâ geçmedi
size sarılasım var hâlâ
ve hatta sizi öpesim
helal olsun lan size

Kerem:
yattım ama
koşmak için gücüm var hâlâ
içimdeki enerjinin haddi hesabı yok bu gece

Barış:
kazanmanın çoşkusudur o kardeşim
rahat bir uykuyu hak ettiğim sayılı günlerdeyim
ağrı kesicisi olan var mı bu arada?

Semih:
abi doktora falan görünseydin önce

Barış:
yok gerek doktora
belim ağrıyor sadece

ne alaka abi? | barsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin