Semih's pov.
maç sonrası📳 Barış & Semih 📳
Semih:
boğazın gerçek sahibi mi
GERÇEK
hassiktir ordan lanBarış:
işte amacım Beşiktaşlıları şu şekil kudurtmaktı
yavru kartaldan bir adım geldiğine göre başarılıyım
🦁Semih:
parayla şampiyonluk ne kadar kolay be abiBarış:
ne yapayım oğlum ben mi verdim parayı
kazandık mı kazandık sonuçta sarı
konu Beşiktaş olunca ne kadar çirkefleşebiliyormuşsunSemih:
içimde bitmeyen bir öfke var
bir Galatasaraylıdan çıkartmam lazım
benim de aklıma sen geldin abiBarış:
yavru kartala bak sen
gel ben alayım senin öfkeni
1 saat sonra cosmos'ta?
hâlâ koşmaya gücün varsa tabii
yoruldunuz bugün 🦁🙏🏼Semih:
cosmos çok önde
yarım saat sonra
milli parkın aşağısında saha var
görüşürüz📵📵
Gece yarısını çoktan geçmemiş, hayvan gibi yorulduğumuz maçtan çıkmamışız gibi parkın aşağısına doğru yürüdüm.
Kulaklığımda çalan Hüznü Hecem bana biraz daha az kendi editlerimi izlemem gerektirdiği mesajını veriyordu sadece.
Park giderek karanlıklaştı ve sahayı aydınlatan tek bir ışık kalana kadar yürüdüm. Barış oradaydı, topla birlikte.
Kulaklığı çıkartıp cebime koydum ve sahanın içine girdim. "Hoşgeldin sarı."
Topu bana pasladı. Barış'ın verdiği pasları sevdiğimi fark ettim o an. Bir insanın verdiği paslar sevilir miydi?"Hoş buldum." Mutsuzdum, fark edilirdi. Barış sanırım benim işin şakasında olduğumu düşündüğünden başta bu kadar rahattı. En azından bu mutsuzluğu fark edince yanıma hızla gelmesinden bunu çıkarttım.
"Sarı, üzülme. Futbol bu. Kazanırsın da kaybedersin de."
"Hakeme sinirlendim."
Sustu. Bir şey demedi, ne diyebilirdi ki zaten? Derin bir nefes aldım, topa doğru ilerledim ama Barış beni kolumdan tuttu. Sarıldı.
Gözlerimi kapatıp sarılmasına karşılık verdim. Bunu hemen anında yapmam bu anı bekliyormuşum gibi hissettirmişti ve bu his çok doğruydu. Maç omuzlarımda yük bırakmıştı resmen. Kendi potansiyelimi göstermemek de cabasıydı.
"İyi oynadın bugün sadece şartlar müsait değildi." dedi.
"İyi değildim ve şartlar bok gibiydi."
"İyiydin sarı, iyi oynadın."
Gözlerime baktı ben geri çekilip ona bakınca. Kafamı iki yana salladım, barizdi iyi olmadığım.
"Daha fazla üzülmeyeyim diye böyle diyorsun abi, bilmiyorum sanki."
"Semih, birincisi sahada ruhunu ortaya koyduğuna şahit oldum ikincisi artık abi demesen mi?"
Hop resmen evlilik teklifi yedim ayaküstü.
RESMEN
EVLENELİM
DEDİ.
Bana abi deme ne demek bu demek işte.
"Niye...abi..?"
'Dilini eşek arısı soksun' deyimi vardı ya ya da atalarımızın ettiği en masumane sayılabilecek o beddua, Barış'ın gözlerinde onu gördüm tekrar 'abi' dediğimde.
Kalbimin sesini duyabiliyor muydu acaba? Ben onunkini rahatlıkla duyuyordum bu pozisyonda.
"Ben öyle istiyorum diye sarı?"
Sırıttı, bu kadar yakından sırıtmasını görmek bir anda boynuna atlayıp öpme isteğimi de içime doğurdu. Tamam Emirhan'ın söylediğini hatırla. Bu duygular normal, her insan yaşayabilir, kabul et. DUYGUYU KABUL ET VE SAKİN KAL.
Sadece bakışmamızda, ki bu anı bilerek bu kadar yavaş yaşıyorduk aramızdaki tansiyonun farkındaydık, bu kadar heyecanlanıyorsam öpüşsek nasıl heyecanlanırım diye düşünürken yakalandım Barış'a.
Tekrar sırıttı. Ne zaman dudaklarına indiğini fark etmediğim gözlerim kısa bir süre sonra Barış'ın beni öpmesi ile kapanmıştı.
bölüm sonu
hello
bir tık final yaklaştı gibi düşünebiliriz
bu kurguyu uzatıp nasıl bir şey yapılabilir bilmiyorum tadında bırakmak istiyorumbelki şansı başka kurgularda ya da
BAŞKA ficlerde deneriz bundan sonra diye düşünüyorum ama siz bu ficin finale yaklaştığını biliniz efendim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ne alaka abi? | barsem
Ficção AdolescenteKerem: Şu şarkıyı kim açtıysa ACİLEN ACİLEN KAPATSIN hangi salak saatlerdir AYNI ŞARKI DİNLİYORSA SİNİR HASTASI ETTİ BENİ Merih: ne şarkısı? Semih: abi sen üst kattasın diye duymuyorsun ama bu koridor saatlerdir sarışınım şarkısı ile yıkılıyo Mert:...