00

4 1 0
                                    

Hayat bazen seçim hakkı sunmaz. Sadece ol der ve olur. O olanla yaşamak hatta daha gerçekçi olmak gerekirse hayatta kalmak zorunda kalırsınız.

Ben de tam o noktadaydım.

Masumca kaderime razı geliyordum. Yoksa annemin ölmesinin sebebi olan adamla yaşamak zorunda kalmazdım. Çeker giderdim. Ama olanla hayatta kalmalıydım. Bu da benim sınavımdı. Babam. Murat Demircioğlu, annemin katili, bütün hayatımın hayallerimin katili.

Elimden bir şey gelmiyordu. Babamdı, ne yaparsam yapayım kanımda akan kan ondan gelen bir mirastı. Hayat daha ne gibi felaketlerle karşılaştırabilir diyordum ki işimden de olmuştum. Anestezi uzman doktoruydum ve özel bir hastanede çalışıyordum. Bu işe senelerimi vermiştim. Ama sonuç istifa belgesi. Bunun sebebi de babamdı. Uyuşturucu kaçakçılığı yapıyormuş. Bunu 25 yıllık evliliği boyunca bize asla çaktırmamıştı. Fakat annemin ölümünden sonra sahte kimlik sahte adla yaptığı kirli işleri su yüzüne çıkmıştı. Dosyası o kadar kabarıktı ki bir yerde mafya ile iş birliği yaptığını bile görmüştüm. Bundan dolayı da başhekim babamın azılı bir suçlu olmasını kaynak göstererek beni kovmakla tehdit etmişti. Tamam belki bir tehdit sayılmazdı ama her türlü istifa etmek zorunda kalmıştım.

Sonuç olarak babam bir katil, uyuşturucu kaçakçısı, satıcısı ve suç dünyasında hatırı sayılır bir çevresi olan kıdemli bir suçluydu. Ben de onun doktor kızıyım. İşte biz buyuz. Kafayı sıyırmadan yaşıyorsam bu da erkek kardeşlerim sayesindeydi. Abla olarak onlara sahip çıkmam gerekiyordu.

Babam göz altındaydı yarın bir hapishaneye nakil olacaktı. Bir kız babasının hapishaneye düşmesini ister miydi? Ben istiyordum. Sürünsün, acı çeksin, vicdanından rahat uyku uyuyamasın istiyordum. Böyle düşünmek hayırsız evlat kötü evlat yapar mıydı beni? Belki...

Anneciğimin mezarına sadece onu toprağa verdiğimiz gün gitmiştim. Onu koruyamadığım için duyduğum pişmanlık yüzünden yüzüne bakamayacak haldeydim. Uyku uyuyamıyor, hiçbir şey yiyemiyordum. Gözlerimin şişinden göremediğim ana kadar ağlıyordum, tek yaptığım buydu. Ben annemi toprağa vermemiştim, annemle beraber bende toprağa gömülmüştüm. Yanımda kardeşlerimi de götürüyordum, bir bataklık gibi karanlığıma çekiliyorlardı. Zaten çok mutlu bir insan sayılmazdım şimdi ise tamamen mutsuzdum. Üzgündüm, acı içindeydim, kahroluyordum. Güçlü olmak zorundaydım kardeşlerim için, ama olmuyordu, berbat bir ablaydım. 25 yaşındaydım ama kendimi 15 yaşında gibi hissediyordum. Nasıl yapacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Neyi mi? Güçlü durmayı, annemizin yokluğunu kardeşlerime hissettirmemeyi, dik durmayı, annemin acısını içime gömmeyi, çenemi yukarı dikmeyi, babamı affetmeyi... Olmuyordu. Çok acizdim.

Annemin sesi kulağımda çınlıyordu, rüyalarıma giriyordu, daha da beter oluyordum. Onun yerine ölen ben olmalıydım. Bu acı karnımdaki masuma fazlaydı. 3 aylık hamileydim. Asla yapmam dediğim şeyler listesi birinci madde : Asla evlendiğin sene hamile kalma, evlilik hayatını uzunca yaşa. Yapmam dediğim her şey karma der gibi karşıma çıkıyor yaşıyordum. Annem de bana evlendiği senenin sonunda, sonraki senede hamile kalmıştı. Ben de evleneli henüz bir sene geçmişti ve hamile kalmıştım. Kız çocukları annelerinin kaderlerini yaşarmış, çok doğruydu, denendi onaylandı. Annemi toprağa vereli bir ay oluyordu, dört aylık hamileydim ve bugün cinsiyetini gösterirse öğrenecektik. İçimden bir ses düşük yapacağımı söylüyordu. Çünkü ben olması gerekenden çok üzülmüştüm. Bana bile fazla gelen bu üzüntü çocuğuma nasıl gelirdi kim bilir. Belki bir mucize olur, tutunur bana. Benim de aynı şeyi yaşayan anneme tutunduğum gibi. Ayı ayına aynıydı, anneannem ben 3 aylıkken ölmüş. Bu trajediye katlanamıyordum. Zaten eşim de dün bana boşanma evraklarını önüme koymuştu. Bana destek olacağına işine zarar verdiğimi söyleyip boşanmaya çalışıyordu. Hem kardeşlerime destek olup hem de bebeğimi nasıl büyütecektim. En küçük kardeşim 15 yaşındaydı, diğeri ise 22. Büyük olan idare ederdi ama küçük olan? Bir anneye ihtiyacı vardı. Henüz yeni ergenliğe girmişti ve benim gibi üzüntüden ölebilirdi her an. Öksüz kalmıştı, öksüz kalmıştık. Bütün bunları düşünmeyi acilen bırakmam gerekiyordu. Yoksa gerçekten düşürecektim çocuğumu.

To już koniec opublikowanych części.

⏰ Ostatnio Aktualizowane: Nov 06 ⏰

Dodaj to dzieło do Biblioteki, aby dostawać powiadomienia o nowych częściach!

Ayın Üstünde Yıldızların ÜstündeOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz