5' Hide

28 6 0
                                    

BÖLÜM 5 : Bu kadere karşı gelenlerin öyküsü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 5 : Bu kadere karşı gelenlerin öyküsü.

2000, Japonya.

Sevgili oğlum,

Bugün ilk kavgamızı ettik seninle. Ne deli fişeksin ulan, yedi yaşına bile bana kök söktürüyor.

Goro-san sana ters bakıyor ondan hoşlanmıyorum baba derken de, bu hissine dayanarak ve küçücük boyuna aldanmadan ona kafa tutarken de senden yiğidini göremiyorum şu alemde. İnsanlar senin yetişkinliğin hakkında konuşuyorlar ve ne acıdır ki, aynı cümlelerde benim de adımı geçiriyorlar Yoongi-ya. Seni bir çocuk olarak bırakacağımı tek ben biliyormuşum gibi, bu alemin içinde babaların en fazla kırkını gördüklerine hiç şahit olmamış gibi beni senin geleceğine sıkıştırmaları... Ne yalan söyleyeyim, henüz yedi yaşındayken çetin ceviz oluşuyla herkesin dilinde kendine yer bulmuş Yoongi'nin kanının serinlemediği o zamanlarında da var olacağımı hayal etmek bana şu günlerde fazladan bir nefes sağlıyor.

Sana bakmak dünyayı kendi hatrıma kazıyor olmaktan fena, gözlerim sanki senin bağrının berisinden açılıyor hayata oğlum. Senin süzgecinden geçmeyene kabul yok bu dirsekte, baba olan ben olsam da seninle beraber büyümekten çok ama çok keyif alıyorum.

Seni büyütürken aynı zamanda seni en fazla birkaç sene daha büyütebileceğim gerçeğini göz ardı ediyorum, yavrum. Biz her zaman acıyı saksılarda saklayan adamlar olduk, kırmızı kiremitlerin ardına gömülmüş rüyalarım seninle hiç bitmeyecekmiş gibi yaşamama engel değil.

Dünya üzerindeki hiçbir düşman, oğlum, kendimi senden ayrı düşündürecek kudrete sahip değil.

Ben bile. Ben bile senin varlığının ardında söz sahibi olamıyorum, sana olan sevgimin sana sağladığı uçsuz bucaksız ayrıcalıkların bir hayatı nasıl dolduracağını seyrediyoruz.

En nihayetinde, hiçbir yalan barındırmadan sana her defasında yenildiğim bu futbol oyunu, ki şahsımca şeytan icadıdır, geriye düşmek nedir bilmeyen yakuza kimliğim için büyük bir felaket senaryosu olsa da her dakika konuşan yılanların nefesini keserek yine kazanmanı seyretmek kadar beni yaşatan başka bir mağlupluk yok oğlum.

Yakuza kimliğim.

Canımın içi, güzeller güzeli yavrum, beni böyle mi hatırlayacaksın?

Hep elinde kılıç, bileğinde kan lekesi taşıyan biri olarak mı yer edineceğim aklında?

Bundan daha kavurucu bir son olabilir mi, bilmiyorum.

Çünkü sana sevdiğin şarkıları çalmak için bir kere bile müzik dinlemesem dahi şu an öğrenmeye çalıştığım gitarla, pizzanın üzerinde sevdiğin sosisin boyutunu eşit ayarlamaya çalışırkenki çaresizliğimle, ağzımla yeteri kadar güzel bir araba sesi çıkaramadığım için senden azar yediğim halimle, boya kalemlerindeki ince renk farklılıklarını (ki bence bunların ayırdında inanılması güç bir yeteneğin var) kestirmeye uğraşırkenki acemiliğimle ve kaçak göçek gittiğimiz animasyon filmleriyle sana içerisinde yetişmeye zorlandığın mafya ailesinden çok daha farklı bir çocukluk sunduğuma inanıyorum.

Rida, yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin