Sabah gözlerimi açtığımda hâla uykuluydum.
Duş alıp üzerimi giyindim ve saçlarımı topladım
Aşağıya indiğimde kendi masama oturacağım sırada mattheo'nun bakışlarıyla göz devirdimGryffindor masasina gittim ve
Elizabeth: oturabilir miyim?
Mia: ah tabii!
Dünden hazır gibi görünen bir hâli vardı. Yanına oturdum ve karşımda ki kıza gülümsedim
Elizabeth: elizabeth ben.
Emma: bende emma. Memnun oldum.
Elizabeth: bende.
Kız güzeldi. Ve yanlış hatırlamıyorsam sınavlarda ilk ona ve ilk beşe bile giriyordu.
Çok fazla konuşmasamda mecburi lafa karışıryordum
Kafamı kaldırdığım an tom ile göz göze gelmiştim
Bakışlarını tüm yemek boyunca bir an olsun çekmemişti
Mattheo bize doğru yaklaşınca diğerlerine döndüm
Mattheo: afiyet olsun hanımlar.
Mia: sağol riddle. Bir şey mi oldu?
Mattheo: eli'ye bakacaktım mia. Ve.. sen?
Emma: Emma.. Emma David.
Mattheo: memnun oldum. Mattheo bende
Elini uzatınca emma'da tuttu.
O da tam yavşak bir şekilde elinden öptü
Mattheo: memnun oldum prenses.
Emma: bende riddle.
Emma riddle deyince mattheo'nun suratı düşmüştü. Bende keyiflenmiştim
Mattheo bu hâlime kaşlarını çatmış ve kulağıma eğilmişti
Mattheo: abime ondan hoşlandığını soylerim
Gözlerim irice açılırken tüm salonda duyulacak bir sesle
Elizabeth: ne?!
Herkes bana bakarken rezillikle yerime sinmiştim
Bakışlarım ikizine kayarken kaşlarinı çatmış merakla bizi izliyordu
Mia: bir şey mi oldu?
Elizabeth: hiç. Son sınavlar işte..
Emma: kahrolasıydılar..
Mattheo: değil mi degil mi? Bende aynı fikirdeyim güzelim.
Emma bile bu durumu garipsemişti
Mattheo işi boka çevirdiğini anlayınca kolunu bana vurdu ve yardim istedi
Elizabeth: balo için eş buldunuz mu?
Mia: ben buldum! Nott ile gideceğim.
Elizabeth: peki sen emma?
Emma: teklif edenler vardı ama.. kabul edeceğimi sanmıyorum. Güvenmiyorum.
Mattheo: ne güz-
Öhöm. Yani, ne olacağını Sen bilirsin.Elizabeth: mattheo ile gitsenize. Hem çok yakışırsınız.
Emma bakışlarını onun uzerinde gezdirince sıkıntıdan patlayacak duruma gelmistim
Mattheo: okulun yarısı benim peşimden koşuyor. Benimle baloya gelmek senin için büyük bir şans
Emma: bilmiyorum. Tanımıyoru-
Mattheo: 2 gün sonra saat 6'da alırım seni o zaman. İnan pişman olmayacaksın prenses
Kolumdan tuttu ve yere düşürerek çekiştirerek masadan ayırdı ve slytherin masasına oturtarak tom'un yanına oturttu
Kalbimde yine aynı şeyleri hissederken
Mattheo: şimdi. Aralarına sızıyorsun ve ne giyeceğini? ne yapacağını? Hakkımda ne düşündüğünü? Ve benzeri konuların cevaplarını bana veriyorsun
Elizabeth: saçmalama mattheo!
Mattheo: saç malanmaz taranır.
Kaşlarımı çatıp bakınca tom'un da aynı bakışla baktığına adım kadar emindim ve doğruyu da düşünüyordum
Mattheo: her neyse. Tom sende yardim ediyorsu-
Tom: son zamanlarda laneti kestim. Sence de kullanma vaktim gelmedi mi?
Mattheo: öhöm.. tommy.. yorulma sen canım benim.
Elizabeth: asla yapmayacağım tamam mı?! Asla!
Diyerek yanlarından kalktım
☆☆☆☆
Elizabeth: ne giyiniceksiniz?
Mia: ben pembe giyineceğim. Çok neşeli görünüyor!
Emma: yeşil giyinmeyi tercih ederim.
Elizabeth: hm.. peki sizce mattheo nasıl birisi?
Emma: bilmiyorum değişik biri. Ama tatlıda.
Mia: Riddle iste. Hepsi aynılar.
Elizabeth: hepsi aynılar derken?
Mia: 2 sene önce tom ile çıkmıştım.
Evett burda kestimm
Mia: 2 sene once tom ile çıkmıştım
Tom: oo eski sevgilim. Eski kaşarlardan
Bdiwjdownndjsi bu da
Bakirkertenkele'den bir repliktii cidden bayılıyorum ona. Neyse umarım beğenmişsinizdirrr💚💚💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR HUFFLEPUFF VARİSİ
Historia Cortasuskun ve çok sosyal olmayan neşeli bir kızın hikayesi.