Bölüm 11 | Bilinmeyen

5.8K 410 168
                                    

"Iyi" dedi ardından bana bakıp gülümsedi "Bana bu da yeter" dedikten sonra yemekhanede gösterdiğim kızarmış parmağımı eline aldı "Çok yoruldun mu" başımı 'hayır' anlamında salladıktan sonra elimi elinden çektim. Daha sonra başımı öne eğip parmaklarımla oynamaya başladım.

"Biraz daha durduktan sonra gidelim tamam mı" dediğinde onu başımla onaylayıp arkama yaslandım.

****

Kulaklığımla birkaç müzik dinlemiştik. Ardından Jungkook gitmek istediğini söyleyip gitmemizi belirtti bende kabul ederek kalçamın üstünde sürünerek ileri ilerledim.

"Dur" Jungkook karnıma elini koyarak ilerlememi engelledi.

"Tsh" diyerek elini hiçe sayıp göz devirdikten sonra -ki bunu görmedi çünkü telefonları çoktan cebimize koymuştuk bile- ilerlemeye çalıştım.

"Dur dedim" sesi fısıltıya yakın çıkmıştı.

"Ne" dedim. Bunu dediğim an omuzlarımızdan tutup beni kendine dönderdi. Bunu yaparken göz devirdiğine yemin edebilirdim.

"Ayak sesleri duydum buraya yaklaşıyor olabilirler. Biliyorsun burası benim gizli yerim" kendinin bile zor duyacağı bir ses tonuyla söylemişti ama başlarımız o kadar yakın duruyordu ki her fısıltısına kadar duyuyordum. Hatta nefes alış verişini bile duymamak elde değildi. Burunlarımız arasında en fazla bir santimetre vardı ve gözlerimizi birbirimizden ayırmıyorduk.

Bir salise kadar kısa bir mesafe geçtikten sonra Jungkook gözlerini gözlerimden ayırarak çalıların olduğu girişe yöneltti. Tüm dikkatini oraya verdiği her halinden belli oluyordu. Fakat hala omuzlarımdan tutuyor ve aramızdaki mesafeyi daha da azaltıyordu. Bu suratının her karışını izleme fırsatı doğurmuştu bana. Gerçi karanlık yüzünden pek göremiyordum ama yine de yüzünün gayet pürüzsüz olduğu belli oluyordu.

"Gittiler" deyip bakışlarını tekrar gözlerime kilitledi. Çekici biri olduğu için heyecan yapıyordum evet ama bu ondan hoslandığım anlamına gelmiyordu.

"A-anladım" deyip gözlerimi birkaç kez kırptım.

Yandan gülümsedi "Ne o seni çok mu etkiledim" dedi "Böyle baktığına göre"

"Hayır" deyip hızla geri çekildim. Aramızdaki mesafe açılmıştı ama başımı bu dar alanda vurmayı başarmıştım. Şaşırıyordum zaten benim gibi sakar biri nasıl oldu da bunca zaman vurmadı başını diye.

Jungkook'un kıkırdadığını duyabiliyordum "Hadi çıkalım"

Gözlerimi büyüterek ona baktım "Ne"

"Burdan çıkalım diyorum. Ne yani kalmak mı istiyorsun?"

Yanlış anlayan bendim. Bu sebeple kızarmıştım. Acaba bu tavırlarım ona komik geliyor mudur?

"Tamam çıkalım" dedikten sonra ilk çıkan ben oldum. Ardından Jungkook'un çıkmasını bekledim.
Jungkook'da çıktığında çantalarımızı yere bırakıp fermuarlarını açtı. Ne yaptığını sanıyordu bu çocuk böyle?

"Ne yapıyorsun sen?" Diyerek yanına diz çöktüm.

"Sana çanta taşıtmak istemiyorum ama çanta takmayı sevdiğini biliyorum. Bu yüzden eşyalarını benim çantama koyup çantanı sana geri vereceğim" derken benim eşyalarımı kendi çantasına koyuyordu bile.

Çanta takmayı sevdiğimi nerden biliyor? Kesin beni izliyor olmalı.

Eşyalarımı kendi çantasına tamamen denemese de bir kısmını yerleştirdikten sonra fermuarını kapatıp ayağa kalktı.

Banana Milk | jungkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin