Bölüm 29 | Kookachu

3.8K 310 34
                                    

Ellerimle duvardan destek almaya çalışarak bekledim. Sırtımı duvara yaslayıp beklerken insanların bana bakıp bakmamalarını umursamadan yere kadar indim. Yere dizlerimi kendime çekip oturduğumda tuttuğum göz yaşlarını serbest bıraktım ve bunu yaparken bütün bunların benim suçum olduğunu da aklımdan çıkarmadım.

****

"Sung Kyung-ah!" Yerde oturmuş hastanenin iğrenç kokusunu içime çekerken aynı anda da ağlıyordum fakat duyduğum tanıdık sesle başımı kaldırdım. Ağlamaktan dolayı bulanık görmeme rağmen gördüğüm kişiyi tanımamak elimde değildi, gördüğüm kişi Shi Woo idi.

"Ne olduğunu sormayacağım" derken aynı anda yanıma çöktü. Dizlerimi kendime çekmiş pozisyonumu bozarak bağdaş kurar pozisyona geçtim ve elimin tersiyle yüzümde kalan gözyaşlarımı sildim.

"Neden burdasın?" Dedim titremesine engel olamadığım sesimle.

"Şimdi bunun önemi yok, önemli olan sensin"

"Shi Woo-" sözümü öksürüğüyle kestiğinde lafımı "Myung Soo" olarak değiştirdim. Fakat daha fazla konuşmama izin veremeyen titrek sesim yüzünden durdum.

"Sakin ol, ben burdayım" dedi yamuk gülüşüyle ve gözlerimin içine bakmaya devam ederken bir anda beni kendine çekti.

Vücutlarımız birbirine değerken Myung Soo tek eliyle belimden tutuyor ve tek eliyle saçlarımı okşuyordu "Sakin ol"

Başımı omzuna gömerek omzunu ıslatmaya devam ettim. Yaklaşık beş dakika sonra başımı omzundan çektim. Bu süre zarfında tek kelime etmemiştik. Ben sadece üretebildiğim tüm gözyaşlarımı Myung Soo'nun omzuna bırakmıştım, o ise başımla birlikte saçlarımı okşamıştı.

Elimle tüm yüzümü sildikten sonra duvara yaslandım. Myung Soo'da duvara yaslandığında önceden sorduğum soruyu tekrar sordum "Neden burdasın?"

Başını duvara yaslarken iç çekti "Seni takip ettim" dedi "Kafeden o kadar telaşla çıktın ki merak ettim ve seni takip ettin. Kapının arkasından seni izledim, eğleniyordun o yüzden fark etmedin"

"Eğleniyor muydum? Myung Soo, farkında mısın, Jungkook hafızasını kaybetti"

"Olabilir, yine de senin yanında gülüyor değil mi? Sen de en çok yanında gülümsüyorsun"

"Bu neyi değiştirir?"

Büyük bir iç çekti "Kendini suçluyorsun değil mi?" Ardından cevap vermeme izin vermeden saçlarını elleri arasına aldı "Onu ben çağırdım" dedi başı yere bakarken "Buluşma gününüzdü ve onu ben çağırdım. Kendim halledebilirdim ama onu çağırdım, anladın mı? Yani senden çok benim suçum"

"Myung Soo-" devam edecektim ki doktor Park'ın beni işaret etmesiyle hızla yerimden kalktım. Koşar adımlarla yanına giderken neredeyse açılan bağcıklarıma basıp düşüyordum.
"Yavaş ol" dedi doktor Park onun tam önünde durduğumda. Sanırım neredeyse düşüyor olmamı fark etmişti.

"Jungkook'a ne oldu öyle birden bire" dedim

"Önemli birşey değil" dedi ve ardından hızla "Aslında önemli" diye ekledi "Yani kötü birşeyi yok, herşey yolunda. Hatta sanırım hatırlamaya başladı"

Son duyduğum cümlenin şokuyla heyecanlandım "Gerçekten mi?"

"Evet, hatırlamasına yardımcı birşey yaptın mı?" Dedi gayet sakin bir şekilde. Böyle durumlara alışık olmalıydı. Kim bilir günde kaç hastayla ve hastaların aileleriyle uğraşıyordu.

"Sanırım" dedim başımı olumlu anlamda hareket ettirirken "Süt almaya gitmişti, yani evet"

"Her ne yapıyorsan devam et, iyiye gidiyor"

Banana Milk | jungkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin